“Ne Amerika, Ne Rusya, Ne de Çin, Her Şey Türk´e göre, Türk İçin”
“Demez taş, kaya
Yürürüz yaya!
Türk’üz, gideriz
Kızılelma’ya!”
Ergenekon’dan çıktım, demir dağı erittim. Kırk yiğitle Çin’e başkaldırdım. Vey Irmağının kenarında Kürşad ve 40 çerisiyle dünyaya nara attım.
Ötüken’den Ahlat’a, Ahlat’tan Söğüt’e otağlar kurdum. Türk’ün kanadı atımla diyar diyar gezdim. Elimde bir ok, bir yay, bir kalkan; dilimde Allah, gönlümde İ’lâ’yı Kelimetullah davası.
Buna Ülkü dedim, Kızılelma dedim.
Gün geldi Kudüs’te göründüm.
Gün geldi Medine’de duandaydım.
Gün geldi İstanbul’da Ayasofya önünde ulumaktaydım.
Kosova’dan Çanakkale’ye destanlar yazdım, Allah-u Ekber dağlarında ismimi kazıdım. Al Bayrağımla göklere selam durdum.
“Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.”
Bugün; dört bir yanımız düşman elindeyken, kardeşlerimiz bizden yardım beklerken Türk’ün durmasını beklemek yanlış olur.
“Ayrı düştüm dost elinden
Yıllar var ki çarpar sinem
Vefalı Türk geldi yine
Selam Türk'ün bayrağına.”
Muhabir, Afrin Operasyonuna gitmek için hazırlık yapan Mehmetçiğe sorar:
– İstikamet neresi?
Mehmetçik:
– Kızılelma!
Muhabir:
– Peki, ailene mesajın var mı?
Mehmetçik:
– Beklemesinler!
Ne dün, ne bugün, hiçbir zaman geri dönmeyi düşünmedik.
Biz Türk Milletiyiz. Korkumuz yok Allah’tan gayrısından. Yemin ettik, Türk Cihan Hakimiyetine, KIZIL ELMA’YA!
“Ne Amerika, Ne Rusya, Ne de Çin, Her Şey Türk´e göre, Türk İçin”
SAYGILAR…
