CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, azetelerin Ankara temsilcileriyle parti genel merkezinde bi raraya geldi.
Cumhurbaşkanlığı için, “Adaylık tartışmasını doğru bulmuyorum, ‘Cumhurbaşkanı kim olacak, karizmatik mi olacak, başkası mı olacak’ buna beraber karar veririz. Cumhurbaşkanı adayının da 1-1.5 yıl içinde yetkilerini devredeceğini bilmesi gerekiyor” diyen Kılıçtaroğlu Erdoğan’ı aday olması durumuyla ilgili olarak “Üçüncü kez aday olsa ne olur, olmasa ne olur? Aday olsun, girsin, boyunun ölçüsünü alsın. Erdoğan tartışması yapmak gereksiz, bu benim görüşüm, ittifaktaki arkadaşların görüşünü bilmiyorum.
Kılıçdaroğlu’nun gündeme dair yaptığı değerlendirmeler özetle şöyle:
ERKEN SEÇİM
Erken seçim çağrısı, Türkiye’nin giderek ağırlaşan bir faturayla karşılaşmamasını istememden kaynaklanıyor. Bu fatura vatandaşımıza çıkacak. Hükümet sorun çözme kapasitesini kaybetti. Sandığı koyalım, seçmen devam etmelerini istiyorsa etsinler ama başkasını istiyorsa onlar gelsin.
İlk seçim iktidar-muhalefet seçimi olmasının ötesinde Türkiye’nin yeniden yapılanması seçimi olacak. Güçlü parlamenter sistem, liyakatin egemen kılındığı, yaşamın tüm alanlarında hak ve çıkarların korunduğu bir sistem.
Önümüzdeki seçimler parti seçimi değil, demokrasi mi totaliter yapı mı seçimi. Değişik görüşlerdeki partiler uzlaşma içindeyiz. Ülkemize demokrasiyi, demokratik yollardan getireceğiz, sandık yoluyla gelecek, belki de ilk kez hiçbir grubu, partiyi dışlamadan kendi özgür irademizle anayasamızı yapacağız. Demokratik bir anayasa yapacağız, Cumhuriyet tarihimizde bir ilk olacak.
GÜÇLÜ PARLAMENTER SİSTEM
İttifaktaki partiler görüşlerini olgunlaştırmaya çalışıyor. Daha uyuştuğumuz ya da çatıştığımız, farklı düşündüğümüz yerler var mı bakmadık. Yeri gelirse bir araya gelip bakılır. İktidar olduktan sonra uyuşmazlıkları çözmek yerine bugünden çözmek ve bir an önce parlamenter sisteme geçmek gerekiyor, geçerken ortak bir metin çıkartırsak süreç daha rahat tamamlanır.
GEÇİŞ SÜRECİ
Çok uzun bir süreç olmaması lazım. 1-1,5 yılda cumhurbaşkanının yetkilerini parlamentoya, yürütme organına devrettiği bir yapı oluştururuz. Takvim belirleyip kamuoyu önüne çıkılması lazım.
CUMHURBAŞKANI ADAYI KİM?
Adaylık tartışmasını doğru bulmuyorum, ‘Kim olacak, karizmatik mi olacak, başkası mı olacak’ buna liderler beraber karar verir, her parti ayrı ayrı mı aday çıkartacak, tek aday mı çıkartacak? Uzlaşma kültürü içinde kendi Cumhurbaşkanı adayımızı ya da adaylarımızı çıkartmış olacağız.
ERDOĞAN’IN ADAYLIĞI
Üçüncü kez aday olsa ne olur, olmasa ne olur? Aday olsun, girsin, boyunun ölçüsünü alsın. Erdoğan tartışması yapmak gereksiz, bu benim görüşüm, ittifaktaki arkadaşların görüşünü bilmiyorum.
ADAY SEMBOLİK
Cumhurbaşkanı adayımızın belirlenmesinde gecikilip gecikilmediği aday sembolik bir pozisyonda olacağı için çok önemli değil. Adayın erken belirlenmesi sadece yıpranmasına yol açar. Adaydan değil, ilkelerden yola çıkmamız lazım.
SEÇİM TAKVİMİ
Aklımda bir takvim yok çünkü iktidar öngörülebilir değil. Erdoğan kendini garantide gördüğünde seçim yapacaktır, süreyi uzatıyorlar, ‘Acaba bir şey yapabilir miyiz, iktidarda kalabilir miyiz’ diye. Ya Erdoğan isteyecek, ya Bahçeli ittifakı bozacak, zaman gösterecek. Ama çıkamazlar bu işin içinden, bataklığa doğru hızla gidiliyor, Allah sonumuzu hayreylesin…
SAĞLIK SORUNU VAR
Bir dönem CHP’yi eleştirme görevi Bahçeli’ye verilmişti, tweet atarak yapıyordu, yetmeyince üzerine Erdoğan eleştiriler yapmaya başladı. Eleştirebilirsiniz ama söylemediğimiz sözler üzerinden eleştirmesi ortada sağlık sorunu olduğunu gösteriyor. AK Parti’yi kapatacağımızı , iş adamlarının mal varlıklarına el koyacağımızı söylemedik. Ona kim söylediyse Saray’dan atması lazım, ‘Bana nasıl yalan söyletirsin, rezil edersin’ demesi lazım. Öyle değil de hayal dünyasının sonucunda yapıyorsa ortada ciddi bir sağlık sorunu var demektir.
TÜRKİYE’Yİ DİKTATÖR YÖNETİYOR
Erdoğan için diktatör sözünü ilk kez Aydın’da kulandım, haklı olduğum ortaya çıktı. Bize, tek partiye gönderme yaparak ‘Diktatörsünüz, faşistsiniz’ dediler. Tepedeki talimat verdiğinde hâkim dediğini yapıyorsa ortada demokrasi yoktur. Hitler’in bakanı hâkime ‘Hitler nasıl düşünüyorsa öyle karar vereceksin’ demişti. Türkiye bir diktatör tarafından yönetiliyor, siyaset kitabını açtığınızda oradaki niteliklerle Erdoğan’ın uyuştuğu görülüyor.
MHP’Yİ MUHATAP ALMIYORUZ
Arkadaşlarımın MHP’yi muhatap almamalarını arzu ediyorum. Bizim muhatabımız iktidardaki parti, Erdoğan. İktidardaki parti diyorsak da aslında AK Parti diye bir parti yok, bir kişi var.
YAPAY İTTİFAK
Cumhur İttifakı’nın yapay ittifak olduğuna inanıyorum. Erdoğan’ın söylediklerinin geçerli olduğu bir ittifak. Bazen Erdoğan, reform açıklamaları yaptığında da Bahçeli ayar çekiyor, çizgisine dönüyor. Erdoğan, iktidarını korumak için Bahçeli’ye tabi görünüyor. Ama kalıcı olacağına inanmıyorum, dağılabilir, kalabilir… Türkiye’nin en büyük partisi, Allah kimseyi bu duruma düşürmesin.
ALLAH SELVİ’YE YETKİ Mİ VERMİŞ?
Abdülkadir Selvi, ‘CHP’den dindar olması beklenemez’ sözlerini hangi öngörüye dayanarak ifade ediyor bilmiyorum. Tüzel kişilerin değil özel kişilerin dindar olup olmadığını sorgulayabilir beyefendi, sorgulanacaksa… Biz laik partiyiz, kimsenin inancına müdahaleyi kabul etmeyiz, saygı gösteririz. Kimin daha dindar, kimin daha az dindar olduğunu kim bilir? Allah’ın verdiği bir yetki mi var, Sayın Selvi’ye yetki mi verilmiş? Manevi dünya sıcak siyasetin konusu yapılmamalı.
AİHM’İN DEMİRTAŞ KARARI
Kararın uygulanmasını zorunlu kılan Anayasa hükümleri var. “Uymam” dediğinizde kendinizi Avrupa’dan, çağdaş dünyadan tecrit etmiş, kendi Anayasa’nıza uymamış oluyorsunuz, arkasından da ‘Bizde demokrasi var’ diyorsunuz. Kaldı ki kararı uygulayacaklar, bundan bir endişem yok, uygulayacaklar ama topluma ‘Elimiz mahkûm’ diyecekler. Uygulanmazsa faturası ağır olur, bunu ben de onlar da, bütün hukukçular da biliyor. Ancak uygulanmaması da şaşırtıcı olmaz. Diğer milletvekilleri için emsal olur mu, hukukçu değilim bilmiyorum. Bu hükmü Anayasa’nıza koymuşsanız, yerine getirmek zorundasınız.
MİT TIR’LARI DAVASI
Farklı düşünenlerden intikam davası, hukuk davası olarak hiç görmedik. Can Dündar’ın kendini savunma olanağı yok, önümüzdeki süreçte bu davalar, kitaplarda hukuktaki sapmalar, yargı bağmısızlığının olmamasına bağlı yaşanan insan dramları olarak yer alacaktır.
Devlet yargıyı intikam için kullanamaz. Bu Cumhuriyet’te yayımlanmadan önce birçok yerde yayımlandı, Sayın Davutoğlu, Türkeş söyledi, o zaman onların da yargılanması lazım, herkesin bildiği bir şey devlet sırrı gibi satılıyor. Cumhuriyet’i cezalandırmak için yaptılar.
ÜLKEYİ GÜÇSÜZLEŞTİRİYOR
Türkiye, bölgesinde savunma sistemi en zayıf ülke konumuna düştü. Erdoğan acaba Türkiye Cumhuriyeti devletini dış güçlere karşı çok zayıf duruma düşürmekle görevlendirilmiş bir kişi mi, üretilecek olan tankı yok etti, hava savunma sistemini çökertti. Erdoğan ve ailesi Türkiye’nin güçsüz olması için elinden gelen her şeyi yapıyor. S 400’ü madem aldınız, kuracaksınız, ‘Kurmak zorundayım, para ödedim’ diyeceksiniz. Ecevit’e ‘Uçaklarımızı, çıkartma gemimizi kullanamazsınız’ dediler, kullandı. En azından Ecevit’in gösterdiği cesareti göstermeli.
TACİZ TECAVÜZ SUÇLAMALARI
Bazıları iki üç yıllık, bazıları yeni, bazıları Konya’daki gibi iftira. Olay çıkmıştır biz duymazlıktan gelmişizdir, o zaman eleştiri haklı. Gereğini yapıyoruz.
Gündem oluşturamıyor AK Parti, çamura yatıyor. Bir milletvekillerinin evinde bir kadın öldü, olayı takip ettik ama AK Parti’ye bağlamadık.
VERGİCİ OLDUĞUMU UNUTTULAR
Vergi mevzuatına göre, gelirler suç teşkil etse bile vergilendirilir. Benim vergici olduğumu unuttular, ben yıllarımı verdim. Konuşmamın devamı var, bir cümleyi alıp işliyorlar.
Bir yeri bastınız, bonzai üretiyor, ürünlere el koyacaksınız, Maliye piyasa fiyatını tespit eder, vergisini alır. Adamların dünyadan, kendi çıkardıkları kanundan haberleri yok.
Kara parayı, uyuşturucu, fuhuş parasını onlar getirtti, parayı akladı, getirenlerin sırtını sıvazladı. Para gelsin de nereden gelirse gelsin diyorlar, denize düşen yılana sarılır.
Kaynak: BirGün