Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Independent Türkçe’nin sorularına yazılı bir şekilde cevap verdi. Kılıçdaroğlu, seçim sürecini, ittifaklarda yaşananları ve yerel seçimlerde izleyecekleri yolları değerlendirdi.
“Bugün olsa yine 6’lı Masa ile yürüttüğünüz politikayı devam ettirir misiniz? Geçmişe dönüş olsa “Şunu yapmazdım” dediğiniz bir politika ve söyleminiz var mı?
6’lı Masa ile yürüttüğümüz politikayı doğru buldum. Ortaya çıkan metinlerin tümü de doğrudur ve bu metinlerin altında liderlerin ortak imzası vardır. Bu metinler cumhuriyetimizin siyasal tarihinin önemli belgeleri olacaktır. Olaylara daha soğukkanlı baktığımızda ya da kızgınlığımızı giderdiğimizde otoriter bir yönetime karşı verdiğimiz çabanın değeri daha iyi anlaşılacaktır.
Sayın Meral Akşener’in İYİ Parti kurultayında yaptığı çıkışı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu tür çıkışlar, yerel seçimlerde bir ittifak oluşmayacağı yönünde beklenti yaratmalı mıdır? “En büyük pişmanlığım CHP’den 15 milletvekili istememdi” sözleri sizde bir kırgınlık yarattı mı?
Sayın Akşener, İYİ Parti’nin genel başkanıdır. Doğal olarak partisinin nabzını tutmak zorundadır. Bu konuda benim özel bir yorum yapmam doğru değil. Bana düşen ittifak oluşturduğumuz liderlerin söylemlerini dikkatle dinleyip, geleceği planlamaktır.
“YEREL SEÇİMLERE ÇOK İDDİALI HAZIRLANACAĞIZ”
Yerel seçimde yine ittifak kurulacak mı? İttifak olmadan AK Parti’yi alt etmeniz mümkün mü?
AK Parti en çok oy kaybeden parti. Bunu Erdoğan da çok iyi biliyor. Kaybının görmezden gelinmesini istiyor. Dikkat edin hep bu çaba içinde… Biz bunun farkındayız… Yerel seçimlerin ayrı dinamikleri var. Partiler birlikte hareket edebilecekleri gibi ayrı ayrı da seçimlere girebilirler. Bunu zaman gösterecek. Ancak biz yerel seçimlere çok iddialı olarak hazırlanacağız.
İkinci turda Zafer Partisi’yle protokol imzalamanızın bir kısım Kürt seçmeni sandıktan uzak tuttuğu yönündeki iddialara hak veriyor musunuz?
Sahadan bir ölçümleme bize gelmedi. Ancak bazı rahatsızlıkların dile getirildiğini milletvekili arkadaşlarımız bize ilettiler… Zafer Partisinin sığınmacılar konusundaki kararlı tutumu ile bizim tutumumuz bir ölçüde örtüştü…
“POLİTİKALARIMIZI HİÇ İTTİFAK OLMAYACAKMIŞ GİBİ HAZIRLAMAK ZORUNDAYIZ”
HDP’li yetkililer her seçim bölgesinde aday çıkaracaklarını deklare ettiler. HDP ve İyi Parti oylarının olmaması ihtimaline karşı nasıl bir çalışma planlıyorsunuz?
Az önce de belirttiğim gibi biz her siyasal partinin aldığı ya da alacağı karara saygı duyarız. Biz politikalarımızı sanki hiç ittifak olmayacakmış gibi belirlemek zorundayız. İttifakların olması elbette olumlu sonuçlar verecektir. Tek seçenekli politika zaten olmaz… Tek kanatlı kuşun uçmayacağı gibi…
Yunanistan’daki sol parti SYRIZA’nın lideri Çipras beşinci seçim mağlubiyetinin ardından partideki görevinden istifa edince sizin istifa etmemeniz daha çok eleştirilmeye başlandı. Ne diyorsunuz bu eleştirilere?
Her eleştiriye saygı duymak benim görevim… Bu konudaki düşüncelerimi kamuoyu ile paylaştım. Önceliğim gemiyi fırtınalı denizlerden çıkarıp güvenli limana ulaştırmak. Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulları düşünmeden –ki bununla otoriter bir yönetimin kıskacında olan bir Türkiye’yi kastediyorum, Yunanistan’da böyle bir tablo yoktu- alınacak bazı kararların hem Türkiye’ye hem de Partiye maliyeti ağır olabilir… Ayrıca alınacak her kararın Parti içinde (kamuoyu önünde değil) sağlıklı bir zeminde görüşülmesi tartışılması lazım… Bunu yapmaya da özen gösteriyorum.
“YERİ VE ZAMANI GELDİĞİNDE…”
Kafanızda CHP genel başkanlığını bırakmaya yönelik bir takvim var mı?
Yeri ve zamanı geldiğinde gereği yapılacaktır.
“KİŞİ ENDEKSLİ BİR POLİTİKA DOĞRU DEĞİL”
Yerel seçimlere 8 ay kaldı. Belediye başkanlarının Kılıçdaroğlucu – Ekremci diye bölündükleri iddia ediliyor. Kurultay sürecinde bu bölünmenin daha da belirginleşeceği öngörülebilir. CHP’nin bölünmesi tehlikesini görüyor musunuz?
Yıllardır söylüyorum. Ki bunu kamuoyu önünde de söyledim. Kişi endeksli bir politika asla doğru değildir. 100 yıllık bir parti bir kişiye asla teslim edilemez. Hiç kimse “Kemalci” olmasın. Ama hepimiz demokrasiden yana, emekten, alın terinden yana, haktan hukuktan adaletten yana olmalıyız. CHP 100 yıllık tarihinde kurumsal rüştünü ispat etmiş bir partidir… CHP’de kişi endeksli bir politika olmaz…
Kurultayın en erken ekim – kasım aylarında yapılacağı düşünülürse partinin tartışmaları, kırgınlıkları, bölünmeleri aşıp yerel seçimlere hazırlanabileceğini düşünüyor musunuz?
Elbette hazırlanacağız. Üstelik çok daha iddialı olarak yola çıkacağız. Son seçimlerde ufkumuzu çizen seçim sonuçları var… Bunlar bazı çevrelerce görmezden geliniyor ama biz görüyoruz. Çok daha fazla belediye başkanlığını alacağız.
‘DEĞİŞİM’ SORUSUNA YANIT
Sayın Ekrem İmamoğlu, MYK’daki değişimi yeterli bulmadığını ifade etti. Sayın İmamoğlu ile ikili görüşmeler yaptınız. Sizin değişim önermelerinizde Sayın İmamoğlu’nu ikna etmeyen taraflar nelerdir? Ekrem Bey, size ne tür bir değişim çerçevesi anlattı? CHP’yi bekleyen değişimin şekli ve ruhu nasıl biçimlenecek?
Bu tür tartışmalara CHP Genel Başkanı girmez…
Sizin dışınızda lider adayı olarak İmamoğlu ve Özgür Özel’in adı kamuoyunda çok geçti ancak CHP’de başka isimler de ön plana çıkacak mıdır? Sizce bu görevi üstlenebilecek başka isimler var mı?
Her CHP’linin CHP’ye genel başkan adayı olma hakkı vardır. Bu sürecin kurallar içinde ve hukuki zeminde gerçekleşmesi gerekiyor…
“HER AN ERKEN SEÇİM OLABİLİR”
Türkiye’de bir erken seçim ihtimali var mı? İktidar 5 yıl kesintisiz devam edebilir mi?
Türkiye her an bir erken seçime gidebilir. Biz her koşulda hazırlıklı olmalıyız…
Partinize yakın bazı yazarlar çok davanız olduğunu ve tutuklanabileceğinizi yazdı. Dava süreçleriniz başladı mı? Tutuklanma endişeniz var mı?
CHP Genel Başkanı olarak ben, görüşlerimi her ortamda dile getirmek zorundayım. Her sözümün de arkasındayım. Saldırılar, linç girişimleri, tazminatlar, tutuklanma tehditleri bunlar bizi inandığımız yoldan döndüremez. Hiç kimse unutmasın CHP Genel Başkanları adaletsizlikler karşısında geri adım atmazlar. Yargının kontrol edildiğini de biliyorum. Ama siz ülkenizin çıkarlarını, insanınızın çıkarlarını düşünüyorsanız oluşturulan soygun düzenine karşı çıkmak zorundasınız. Otoriter saray yönetiminin nasıl bir soygun düzeni kurduğunu çok iyi biliyorum… Soyguncuları da çok iyi biliyorum…”