Kılıçdaroğlu, paylaştığı videoda şu ifadelere yer verdi:
“Deprem konutlarının hemen yapılması gerektiği konusunda hemfikirim. Yoksa insanımız dönmez, ardından da şehirlerimiz ölür. Çünkü insanı olmayan bir şehir yaşayamaz. Bu konuda çok netiz. Ama asıl izin vermeyeceğim şey Anayasa’ya aykırı olarak depremzedeye konut satılmasıdır. Anayasa’nın hem 57. hem de 125. maddesi çok açık ve çok net. ‘Devlet güvenli barınmadan sorumludur’ diyor. Bu kadar açık. Üstelik konut yapımında gereken 23 belgedeki 42 imzanın tamamı devlet makamlarına ait. Yani her aşamasında devlet vatandaşına bu konutun ya da iş yerinin güvenli olduğunu, depreme dayanıklı olduğunu taahhüt ediyor. Yasaya da kanuna da yönetmeliğe de uygun diyor. ‘Konutu, iş yerini alabilirsin’ diyor. Vatandaş ise tek bir yerde imza atıyor. Devletin bu taahhüdüne güvenerek tapuda konut ya da iş yerini alırken imzasını atıyor.
Dolayısıyla devlet, kanuna uygun şekilde barınanlara karşı sorumluluğunu yerine getirmediyse, tazmin etmek zorundadır. Vatandaş mahkemeye gitse zaten kazanacak. Dolayısıyla benim ücretsiz konut söylemim vaat değildir; yükümlülüktür, zorunluluktur, mecburiyettir ve biz bunu yapacağız. Öyle 20 yıl borçlandırma falan da olmayacak. Bu arada merak etmeyin para var sevgili halkım. Dünyayı harekete geçiririz. Çok hızlı bu parayı bulursunuz birkaç kararname çıkarırsınız yine bu parayı bulursunuz.
Pazartesi Meclis’e sunacağımız kanun teklifine bakarsanız orada görürsünüz. Vatandaş çok para verdi, hepsinden Allah razı olsun. Ama işte bitmeyen bir rant ve ihale sevdası var ki kendi bitmedi, insanımızı bitirdi. Şunun şurasında ne kaldı? Ben yapacağım, biz yapacağız. Bir imza ile halledeceğiz. Bu arada yıkılmış binalardaki kiracılar da mağdur. Onlar da zaman zaman şikayetlerini bana aktarıyor. Onları da düşünüyorum. Çaresi var, çözeceğiz. Hiç merak etmeyen mutlaka ama mutlaka çözeceğiz.”
