Kazanda “Azatlık” hareketi olarak da bilinen Turancı, Tatar gençleri birliği aktivistleri “Siyasi baskı kurbanları” heykeli yanında bir anma toplantısı düzenledi.
1938 yılının 15 Şubat gününde Tatar Turancısı Hadi Atlasi ve onun arkadaşlarını anarak, dua ettiler ve Turan ülküsünün halen yaşadığını, bu uğurda can verenlerin unutulmadığını ve gençlerin bu milli bilinçle geleceğe adım attığını gösterdiler.
15 Şubat – Hadi Atlasi ve Tatar Türkçü-Turancıları Anma Günü!
Hadi Atlasi, sonuna kadar Tatar halkının bağımsızlığı için güreşmiş, ömrü boyunca Türk halklarını birleştirip, bir bağımsız devlet kurma hayali ile yaşamış, bunu dilemiş, bu düşünce ve niyetleri için ömrüyle ödemiş son Turancı o…
Hadi Atlasi kendisinin Türkçü milletçi olduğunu hiçbir zaman gizlememiş. “Türk-Tatarlar sadece kendi bağımsız devletleri olduğunda sağ kalacaklar” diyerek basına da yazmış, tutuklanınca, sorguda da şunu tekrarlamış, mahkemede de son söz olarak milletin bağımsızlığıyla ilgili söylemiş.
O sadece kendi halkına değil, ayrıca da her milletin özgür olmaya hakkı var olduğunu kanıtlamaya çalışmış, işgalciler hakimiyet altında yaşamaya mecbur olan Tatar halkının yavaşça tükendiğini anlatmış.
Bazı tarihçiler “Atlasi bu sözleri, bağımsız Türk-Tatar devleti kurma niyetini, hapishanelerde işkenceye dayanamadan söylemiş, kendisine karşı önceden hazırlanan suçlamaları kabul etmiş” diye yazıyorlar.
Ama Hadi Atlasi sorguda, mahkeme devamında da öz millet bağımsızlığı için ömür boyu güreşeceğini gizlememiş, Türk halklarının yalnızca beraber olduğunda sağ kalacaklarını söylemiş.
Hadi Atlasi son otuz yıl ömründe dört kere hapse girmiş; Birincisi 1909 yılında padişah zindanında, ikincisi 1920 yolında Bolşevik hapishanesinde, üçüncüsü 1929-1933 yıllarında Stalin kontslagerinde ve dördüncüsü 1936-1938 yıllarında Kazan hapishanesinde, sonuncusunda onu “halk düşmanı, yabancı ülke piyonu” diyerek vurup öldürdüler.!
“Atlasovcular/Atlasovşçina” diye ün kazanan, bütün Tataristan’ı titreten bu cinayet işiyle ilgili, 1936-1937 yıllarında Elmet, Bügülme, Şügür bucaklarında 107 Tatar hapse alındı, aralarında 54 entelektüel-aydın, 35 molla, 18 “tüccar” vardı.
Çoğunluğu öğretmen olan bu grubun elebaşı olarak tanınan tarihçi, cemaat kişisi, yazar-basıncı, öğretmen Hadi Atlasi “belirtiliyor.”
1937 yılının 23-28 Ekiminde Kazan şehrinde bu gruptan 24 kişi yargılandı.
Askeri mahkeme 9 Tatarın kurşuna dizilmeleri için karar çıkardı, geriye kalanlarını çeşitli yollarla hapse attı, ve çoğu orada öldü.
1938 yılının 15 Şubatında hüküm kararı hayata geçirildi, “bağımsız Türk-Tatar devleti kurmak isteyen”
9 Tatar aydını kurşuna dizildi.
İşte onlar, dinimiz, dilimiz, bağımsız devletimiz için şehit olan kahraman Tatarlar:
Hadi Atlasi (tarihçi) 1876-1938;
Gani Altınbayev (öğretmen) 1902-1938;
Kasım İshakov (imam) 1890-1938;
Fazıl Tuykin (yazar) 1887-1938;
Kebir Tuykin (öğretmen) 1878-1938; Sabir Urazmanov (öğretmen) 1892-1938;
Barıy Fettahov (imam) 1875-1938;
Zekeriya Fettahov (işçi) 1910-1938;
Reşit Yarullin (imam) 1880-1938.
Mekanları cennette olsun, aziz kardeşlerimiz, biz sizi unutmadık ve dualarla anıyoruz.
Halk arasında “Milliyetçiler”, “Öğretmenler” diye adlandırılan 2242 numaralı bu cinayet ile ilgili tutuklanmalar ve davalar sonrasında da devam ediyor.
Tatar aydınlarının gerçekten de bağımsız Türk devleti kurmaya hazırlanmalarına kendileri de inanmaya başlıyorlar, halkı da şuna inandırıyorlar.
Tarihte hiçbir zaman böyle bir şey olmamış: “bağımsız Türk-Tatar devleti kurmayı isteyenler” diyerek, bir anda, bir günde, bir saatte, kendi memleketinde, kendi doğduğun topraklarda 9 Tatarı kurşuna dizdiler, onların arasında üç molla, üç öğretmen, iki tarihçi, bir hizmetkâr vardı.
Milletin en asil erkekler, imanlı Müslümanlar, akıl sahipleri, haksız yere suçlanarak, korkunç bir şekilde canları alınan zulüm kurbanları!
Hadi Atlasi’nin 1937 yılının 24 Ekiminde Kazanda, mahkemede söylediği son sözü de çok önemlidir.
Yılın yarısında Kazan hapislerinde işkence görüp, fiziki ve ruhsal sağlığını kaybetse de, o ölümün gözüne bakarak, “Ben tarihçiyim, devrimciyim, milliyetçi ve Turancıyım” Ben birleşik ve bağımsız Türk-Tatar devleti kurmak maksadı koydum, fakat buna devrim yoluyla ulaşmayı istedim”, diye söylemeyi güç buluyor.
“Ben Türkiye elçisine son maksadım olan bütün Türk halklarının bir büyük Türk-Tatar bağımsız devletinde birleştirmek olduğunu söyledim, onlardan yardım istedim” demiş…
Bugün Tatar Turancıları aynı ruhla halen ayaktalar ve 16 Şubat günü Kazan’da yaptıkları anmayı İstanbul’da da yapacaklar.