Kaynak Nerede?- Ali Uğur

Seçimlere 2 ay kala siyasi partiler seçim beyannamelerini ve vaadlerini meydanlarda, medyada açıklamaya başladılar, Akp’liler ve Başbakan her zamanki gibi yemi oltaya takıp vaadlerini sıralayan partilere ve onların genel başkanlarına KAYNAK NEREDE? Sorusunu yöneltip oltayı sarmaya başladı. Nedense Genel başkanlarda kaynaklarını tek tek sayıyorlar şurdan bu kadar buradan bu kadar peki Akp iktidara gelirken vaadlerde bulunmadı mı? Yada yakında açıklayacağı seçim beyannamesinde vaadleri olmayacak mı? Peki başbakan bu vaadlerinin kaynaklarını açıklayacak mı? Geçmişte açıklamış mıydı? Merak ettiğim konu seçimin yönünü ve tartışılacak konuları neden Akp belirliyor ve muhalefet bu konulara cevap verirken Akp hükümetine sen ne yaptın sorusunu sormayıp vaadlerde bulunmakla sanki suçlu kabahatliymiş gibi cevap vermek zorunda kalıyor. Bu partilerin merkezinde bulunan siyasiler ve partililer geçmişte neler olduğuna bir baksalar kolaylıkla bu oltalara yem olmadan iktidarı ve Başbakanı ters köşe yapabilecekken hala onun değirmenine su taşıyorlar. Tabiî ki boş vaadlerde bulunmamak, halkı kandırmamak önemlidir fakat sormak lazım. Sayın Başbakan 9 yıldır iktidarsın vaadlerini yerine getirdin mi? Dokunulmazlıklar kalktı mı? Öğretmenlerin hepsi kadroya geçirildi mi? İşsizlik çözüldü mü? Terör çözüldü mü? Dış açık ne kadar? Çözümsüzlük çözüm değildir denilip Kıbrıs, Ermeni sorunu ne oldu çözüldü mü? Kayıtdışı ekonomi kayıt altına alınabildi mi? Tarım hayvancılık ne oldu? Vaadlerinin kaynağını geçmiş seçimlerde açıkladın mı? Bu arada değinmek istediğim asıl konu geçmişte Başbakana da muhalefetten KAYNAK NEREDE? sorusu sorulmuş ve 07.01.2003 tarihli  TBMM Grup Genel Kurul  Konuşmasında Sayın Başbakan  ‘‘…Garip bir alemdeyiz. Bakıyorsunuz bir gün önce bu memurların hali ne olacak, bu işçilerin hali ne olacak, bu ücretlerle geçinilir mi ki, diye bağırıp çağıranlar, yazıp çizenler, TV’lerde konuşanlar ne zaman ki zam yapıldı, ondan sonra KAYNAK NEREDE demeye başladılar. Bana da sordular. Aybaşı maaşlar ödendiği zaman kaynağın nereden olup olmadığını görürsünüz dedim. Düşünün şu 58.nci Hükümete altı ay bile tahammül edemediler. Daha birinci ayda hemen her türlü saldırıyı kendilerine mübah görmeye başladılar. Doğru yanlış hepsini yapıyorlar. Altı ay bile tahammül edemiyorlar ve bu yapılan saldırılar ekonomiyi olumsuz etkiliyor. Ülkemize sevdası olanlar, sevgisi olanlar bu konuların ne kadar hassas olduğunu bilmedirler. Biraz sabırlı olun. Bakın faizler düşmüş, borsa yükselmiş. Niye sabırlı olmuyorsunuz? Ama bunları millet görüyor. Millet bunları bağışlamaz bunu açıkça söyleyelim ve biz ne yaparlarsa yapsınlar, ne söylerlerse söylesinler inançla, azimle, kararlılıklar, milletimizin önce kendi içindeki o sosyal barışını tesis etmeye mecburuz. Çünkü bizim milli birliğimiz, beraberliğimiz, bütünlüğümüz ülkemizin kalkınmasında en önemli dinamizmini, heyecanını teşkil edecektir. Onun için buradayız. Bu böyle biline.Maaş artışlarının hangi sosyal yaralara çare olacağını, sosyal barışa nasıl bir katkı sağlayacağını konuşmak yerine “kaynağınız nerede?” diyenlere cevap vermek istiyorum. Tekrar söylüyorum. Biz, popülist politikalarla değil ülkemizin imkanlarıyla Türkiye’ye hizmet üreteceğiz. Dolayısıyla; Kaynak, Türkiye’dir. AK Partinin bu hükümeti bir istikrar hükümetidir, güven hükümetidir. Bu hükümet tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemeyecek ve yedirmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti açlık sınırında yaşayan vatandaşlarının derdiyle ilgilenmeyecek de ne yapacaktır? Bizim hükümetimiz ona çare bulamayacak kadar çaresiz ve umutsuz değildir. Hiç kimsenin merakı olmasın! Türkiye uygulanan ekonomik program gereği belirlediği ekonomik makro göstergeleri bozmadan, iyice bozulmuş olan sosyal dengeleri düzeltmeye inşallah devam edecektir. Bu ödemelerin kaynağını buldu ve bulmaya devam edecektir…’’ şeklinde açıklamalarda bulunarak kaynağın Türkiye olduğunu söylüyor, bugün kaynağını dahi tek tek kalem kalem dökenlere ise populist yada Kaynak Kemal diyerek dalga geçmesini çok iyi biliyor. 06.01.2004 tarihli Grup Genel Kurul  konuşmasında ise Başbakan ‘‘…Biliyorsunuz SSK ve Bağ-Kur emeklilerimizin maaş artışları 4447 sayılı Sosyal Güvenlik Yasasına göre TÜFE oranına bağlanmıştı. Hatırlayacağınız gibi, geçen sene biz bu sınırları aşarak ekstra iyileştirmeler sağladık. Eğer TÜFE artışının bizim yaptığımız iyileşme sınırına gelmesini bekleseydik, SSK emeklilerimiz 2004’ün Ekim ayını, Bağ-Kur emeklilerimiz 2004 yılı sonunu beklemek zorunda kalacaklardı. Oysa biz onları bekletmeksizin, emeklilerimizi bir nebze rahatlatmak için yıllık 2.6 katrilyon liralık bu ekstra maliyeti göze aldık. Bu maliyet malî disiplinden ve faiz dışı fazla hedefinden asla taviz verilmeden, kamu kurum ve kuruluşlarından yapılacak tasarrufla karşılanacaktır. Bununla neyi ifade ediyorum. Tabiî merakınızı çekebilir. Gene birileri kalkıp anlayacağınız dilde konuşmayabilir. Bunu soranlar çıkabilir.DeğerliArkadaşlar; Ne sorarlar? Örneğin diyebilirler ki kaynak nerede? Çünkü geçen yıl aynı soru sorulmuştu. Biz de demiştik ki kaynak Türkiye. Ama inanmamışlardı ve yıl bitti hamdolsun bunlar görüldü. Enflasyon hedeflenin de altında çıktı. Büyüme hızı tutturuldu. Niye? Hedef Türkiye. Ne oldu? Hortumlar kesilmeye başladı. Hortumlar kesilmeye başlayınca işte buyurun size kaynak.’’ diyerek kaynak sorununu hortumların kesilmesi ve Kaynak Türkiye diyerek kendince gayet kolay bir şekilde aşıyordu.
Başbakanın kaynak meselesi hakkındaki beyanları bununla da kalmıyor. 19.10.2004 tarihinde Sayın Başbakan yine grup konuşmasında kürsüde ‘‘…Bir diğer adım, Aile Hekimliği’nde pilot uygulamaya geçiyoruz. Ve genel sağlık sigortasıyla ilgili çalışmalarda son aşamalara gelmiş bulunuyoruz. İnşallah bu genel sağlık sigortasıyla birlikte ülkemizde artık insanlarımız şunu tartışmayacak, ‘Acaba ben hasta olduğum zaman ne yapacağım, hastanelerin kapısı bana açık mı ?’ Bu ortadan kalkıyor, tarihe karışıyor ve ülkemde şuanda 72 milyon vatandaşımız hangisi hasta olursa olsun, gittiği zaman hastanelerin kapıları kendilerine açık hale gelecek. Tabi burada ‘Peki bunu nereden karşılayacaksınız, bunun parasal karşılığı var mı ?’ diye soranlar çıkabilir, biz bunu ‘Bu ülkede bu güne kadar bu yolsuzlukların kaynağı nedir sorusuna yanıt bulamayanların aczidir bu’ diye cevaplıyoruz.Bu adımın da yolsuzlukları ortadan kaldırmaya yönelik bir adım olduğunu bilmenizin gerektiğini hatırlatmak istiyorum…’’ şeklinde beyanları ile kaynak meselesini kısaca yolsuzlukları ortadan kaldırmak diyerek açıklıyordu.
Sonuç olarak Türkiye’de 9 yıldır iktidar olan Akp’nin Kaynak Nerede? sorularına Başbakanın verdiği cevaplar ‘‘Kaynak Türkiye’’, ‘‘Yolsuzlukları ortadan kaldırdık’’ ve ‘‘Hortumları kestik’’ şeklinde olmuştur. Televizyonlar da karşısına geçen basın mensuplarının çanak sorularına alıştık ama muhalefetin iktidarı sıkıştırmaması, bunları gündeme getirmemesi muhalefetinde iktidarın iktidar olarak kalması konusunda çanak mı olduğu sorusunu akla getiriyor. Naçizane fikrim seçim kazanmanın yolu gündemi senin belirlemenden geçiyor. Ey iktidar olmak isteyenler gündem belirlemeyi Başbakana bırakırsanız tarih tekerrür edecektir.  Süleyman Demirel sorulara soruyla karşılık vererek bu ülkenin 40 yılına damgasını vurmuşken ve soru sorması hesap sorması gereken muhalefet olması gerekirken bu ülkede iktidar ‘‘Kaynak nerede?’’ sorusunu sorabilmekte muhalefette açıklama yapma gereği duymaktadır. Yakında Akp seçim beyannamesini açıklayacak ve vaadleri illaki olacak bakalım muhalefet ‘‘kaynağın nerede’’ sorusunu soracak mı? Eğer sorulursa Başbakan ne cevap verecek? Gün soru sorma, hesap sorma günüdür…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!