Bu Ankara’da gerçekleştirilen üçüncü kitle katliamıdır. Saldırı yalnız insanları değil bütün canlılar öldürmeye amaçlamıştır. Mümkün olduğu kadar çok canlı yok etmek için teröristler ellerinden gelen her şeyi yapmışlardır.
Bombalar patlamış, insanlar canlı canlı parçalanmış, eller, ayaklar ve insan organları her yana savrulmuştur. Kitlesel olarak kırka yakın insan ölmüş, canlı kalanlar ise fiziki olarak sakat ve psikolojik olarak da ömür boyu travma içinde kalmışlardır.
Şeytanın çocukları!
İnsanlığa yönelik bu saldırı, uyuşturucu ile uyuşturulmuş, ideolojik şartlandırma ile robotlaştırılmış insanlık dışı varlıkların işidir. Böyle bir eylem ancak içi kin, nefret ve intikam hissi ile dolu, insanlığını yitirmiş mahlûklar tarafından gerçekleştirilebilir.
Yapılan iş Hitler’in insanları arınma odalarında gazla öldürtüp sonra da kremetiryumlarda yakmasından daha vahimdir. Bu saldırı insanları değil insanlığı hedef almıştır. Böyle bir zulmü bir insanın başka insanlara nasıl reva gördüğünün derinlemesine incelenmesi gerekir.
İnsanlar kendilerini demokrat, sosyalist, fazlaca liberal bir o kadar da “yetmez ama evetçi” görebilirler. İdeolojik, etnik ye da mezhep mensubu olabilirler. Beslendikleri ya da desteklendikleri ideolojik ve etnik merkezlerin etkisi altında kalabilirler. Zeki-aptal, güçlü-güçsüz, eğitimli-eğitimsiz, haklı ya da haksız olabilir.
Kim, nerede, ne olursa olsun, insan olarak doğmuş olanlar her şeyden önce insan vasıfları göstermeliler.
Bu vahşi ve barbar eylem ancak şeytanın çocuklarının işi olabilir!
“Silahlı Örgüt” ya da “Yasa Dışı Örgüt”
Katilleri ve katillerin örgütü olan PKK’yı aklamaya çalışan, terör taşeronları örgütün eylemlerini iktidarın uyguladığı politikalara bağlamaktadır. İktidarın “çözüm süreci”nin terör örgütünün kapasitesini artırmaya yaradığı doğrudur. Ancak bunlar AKP iktidarını “çözüm süreci”ni başlattığı için değil bitirdiği için eleştirmektedirler. Bunlar PKK’nın yıkım sürecini tamamlayamamasından rahatsızlar.
Ortada Türkiye Cumhuriyeti devletini bölmek için örgütlenmiş vahşi terör örgütü var. Bu örgütün barbar eylemlerini deşifre edecek, insanlık dışı eylemlerini eleştirecek yerde onu masum göstermeye çalışan ahlaksız bir tutum söz konusudur.
Vahşi, barbar ve cani eylemleri, medyada rutin ve sıradan eylemler olarak göstermeye çalışan onlarca PKK sever zuhur etti.
Bazıları onlarca insanı vahşice katleden canlı bomba için “kızcağız” diyebilmektedir. Amacı aynı ifadesi farklı bir kesim de bu alçak ve insanlık dışı eylemi yapan PKK terör örgütüne terör örgütü dememek için ona “silahlı örgüt” unvanını vermektedir. İşi daha da masumlaştırma noktasına taşıyanlar ise PKK terör örgütüne “yasa dışı örgüt” demektedir.
Kundaktaki bebekler dahi onlarca insanı katleden PKK terör örgütünün yaptığı ve üstlendiği sivil kitle katliamlarından bir kaçı şunlardır:
–8 Temmuz 1987 yılında Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Peçenek köyünde kadın çocuk 16 kişiyi PKK kurşuna dizdi.
–10 Ekim 1987 tarihinde, Siirt’in Şırnak ilçesine bağlı Çobandere mezrasında birçoğu yaşlı, kadın ve kundaktaki bebek olmak üzere 13 kişiyi PKK katletti.
–9 Mayıs 1988 tarihinde Mardin’in Nusaybin ilçesi Taşköyü’nün Behmenin mezrasını basan PKK’lı teröristler 11 kişiyi öldürdü.
–5 Temmuz 1993 tarihinde Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 33 kişiyi katletti.
-25 Ekim 1993’te Erzurum’un Çat ilçesine bağlı Yavi beldesinde PKK’lı teröristler kahvedeki insanlara yaylım ateşi açarak 38 kişiyi katletti.
Bu somut gerçeklere karşın bazıları “PKK sivil halka karşı eylem yapmıyordu” diyecek kadar gafil-hain olabilmiştir. Türk toplumunun bütün bileşenlerinin ortak noktalarına yapılan bu insanlık dışı saldırıyı kınamak yerine PKK ağzıyla açıklama yapanlar çıkmıştır.
Bu tür ifadelerin sahipleri PKK’lı katillerin yanında saf tutanlardır.