Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu partisinin yeni Genel Merkez binasında gerçekleşen ilk canlı yayınla gazetecilerin sorularını yanıtladı. Karamollaoğlu, “Ekonomiyi düzeltmek için bir çabaları yok. Nosyonları da yok. Bakın ekonomi düzelir mi düzelir. Üretime yönelik olmayan tüm yatırımları durdur. Artık betondan, asfalttan, demirden vazgeç” dedi.
Saadet Partisi Genel Merkezi yeni binasına taşındı. Yeni binada ilk canlı yayında Genel Başkan Temel Karamollaoğlu; TV 5, Kanal 42, Kudüs TV, Radyo Gençlik, Arkadaş FM ve Beyzade FM ortak yayınıyla Fatma Nur Önal, Yunus Emre İşci ve Muhammed Okur’un sorularını yanıtladı.
BİZ ŞAHSİYETLERLE UĞRAŞMIYORUZ
Konuşmasına Türkiye’deki kutuplaşmaya dikkat çekerek başlayan Temel Karamollaoğlu, insanlarımızı düşünmeye davet ediyoruz dedi. Karamollaoğlu, ”bizim prensiplerimiz çok net. Biz şahsiyetlerle uğraşmaya önem vermiyoruz. Türkiye’nin normalleşmesi için ilk olarak bu kutuplaşmadan kurtulmak icab eder” ifadelerini kullandı. Karamollaoğlu konuşmasının devamında Türkiye’nin temel sorunlarını şu şekilde sıraladı:
”Tekrar terkrar söylüyorum, her zaman da bunu söyledim. Adalet olmadan bir ülkede huzur olmaz. Üçüncü mesele siz devlette belli makamlara gelecek insanların liyakatini gözeterek onları o makamlara getirmezseniz problemleri çözemezsiniz. Siz şeffaf olmazsanız hakkınızda şayialar yaygınlaşır. Ve sizin o şeffaf olmamanız sebebiyle de yolsuzluklar alır başını gider. Denetlenemiyor çünkü, denetlemeden uzak durmamanız icab eder. Mutlaka denetlenmesi icab eder devletin her faaliyetinin. Meclis daha aktif olmak mecburiyetindendir. Çünkü onlar da seçilmiş. Denetleme kurumlarının denetimi ayrı. Meclisin denetimi ayrı. Onun yanında siz tüm bunlar yapılırken fikir düşünce inanç hürriyetine her türlü imkan tanımak mecburiyetindesiniz.”
EKONOMİDE KURTULUŞ YOLU: ÜRETEN VE ADİL PAYLAŞAN BİR EKONOMİ MODELİ
Karamollaoğlu daha sonra çözüm niteliğinde şunları söyledi:
”Bugün içine sürüklendiğimiz sıkıntıdan kurtulmanın iki tane yolu var. Bir, üretime dönük bir ekonomi politikası belirleyeceksiniz. İki, kazancınızı adil dağıtacaksınız. Diğer bir konu dış politika. Dış politikada şahsiyetli bir dış politikası izleyeceksiniz. Bu olmazsa olmazımız. Bu ne demek, güçlü gözüken fakat sadece kendi menfaatlerini gözeten ülkelerin etkisinde kalmadan bir dış politika oluşturmak. Tarihi bağlarımız olan ülkelerle bir araya gelip onlarla beraber ülke problemlerini, dünya problemlerini çözmeye çalışmak ki, bunun başında da İslam ülkeleri geliyor.”
Gündemin en sıcak konularından olan Berat Albayrak’ın ”Yeni Ekonomi Paketi” hakkında değerlendirmelerde bulunan Karamollaoğlu artan işsizliğe vurgu yaptı. Vatandaşı etkileyen hususlardan birincisi işsizliktir diyen Saadet Lideri, ”bunu geçim sıkıntısı ve arkasından dış borçlar takip eder” dedi.
DOLARDAKİ YÜKSELİŞ TÜRK EKONOMİSİNİN KRİZE GİRDİĞİNİN İŞARETİ
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, ”döviz kuru benim için önemli değil” ifadesini nasıl değerlendiriyorsunuz sorusu üzerine Karamollaoğlu, ”bunu anlamak mümkün değil, ekonomiden sorumlu bir Bakan’ın böyle bir ifade kullanması aslında onun değişmesini gerektiriyor” ifadesini kullandı.
Karamollaoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Aslında farkında değil. Gençliğin verdiği bir de çözemediği bir problemle karşı karşıya kalınca böyle bir tavır sergiliyor. Umurumda değil diyor, ne demek umurunda değil? Birden bire dolar borcu olan insanların dolar borcu katlandı. Vatandaş dışarıdan mal getirirken dolarla getirmek mecburiyetinde. Dışarıya olan borcunu dolarla ödemek mecburiyetinde. Nasıl umurunda olmaz? Türkiye ithalatını Türk parası ile mi yapıyor? Dolardaki şu anda yükseliş, Türk ekonomisinin bir krize girdiğinin işareti. İstisnai bir kişi bulamazsınız, şu anda ekonomistlere sorun, bu yükseliş Türkiye için tehdit manasına gelir mi Türk ekonomisi için, gelir der. Tüm ekonomistleri bir tarafa bırakacaksınız Sayın Albayrak’ın ifadesine itibar edeceksiniz.. Bu bilgisizliği, umursamazlığı, bunu anlamak mümkün değil. Ekonomiden sorumlu olan bir bakanın böyle bir ifade kullanması aslında onun değişmesini gerektiriyor.”
İKTİDARIN EKONOMİYİ DÜZELTME ÇABASI YOK
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ekonomi gündemi üzerinden konuşmasını sürdürdü. ”İktidarın ekonomiyi düzeltme çabası yok” diyen Karamollaoğlu, ”ekonomiyi düzeltemedikleri için algı operasyonlarına yöneliyorlar” dedi. Genel Başkan daha sonra şöyle konuştu:
”Bütün güçleriyle, imkanlarıyla vatandaşın algısını etkilemeye çalışıyorlar. Ekonomiyi düzeltmek için bir çabaları yok. Losyonları da yok. Bakın ekonomi düzelir mi düzelir. Üretime yönelik olmayan tüm yatırımları durdur. Artık betondan, asfalttan, demirden vazgeç. Siz eğer birşey yapacaksanız şu yolsuzlukları bir ortadan kaldırın. Milyarlar gidiyor. İsraftan vazgeç. Rüşvetin önünü kes. Biz bunları söylüyoruz çünkü ekonominin düzelmesi için atılacak ilk adımlar bunlar. Yatırım politikası değişecek. Üretime dönük olmayan hiçbir sahaya hiçbir kuruş para harcanmayacak. Yolsuzluklar önlenecek, israf önlenecek, rüşvetler durdurulacak. Şimdi bunları gündemlerine almayınca ekonomi düzelmiyor, düzelmezde. Hala bu politikalarında ısrarlılar. Böyle olunca da Türkiye ekonomisinin düzelmesi mümkün değil. Hadi diyelim doları bir kenara bıraktın, işsizliği çözemezsin. İşsizlik en önemli göstergedir. Vatandaş bunun içinde yaşıyor. Geçim sıkıntısını çözemezsin.”
AK PARTİ’NİN YANLIŞ POLİTİKALARI KABUL EDİLSEYDİ MAVİ VATAN OLMAZDI
Programın devamında dünya gündemine değinen Saadet Lideri, iktidarın dış politikada kullandığı üsluba dikkat çekti. ”Lisanımıza dikkat edeceğiz, karşımızdaki adama hakaret edip sonra gel oturalım demek bizi hiç iyi bir noktaya götürmez” diyerek bunun prensip olarak kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Karamollaoğlu daha sonra Doğu Akdeniz konusuna değindi.
Karamollaoğlu Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelere ilişkin;
”Biz Mavi Vatan konusunda da Libya konusunda da kanaatlerimizi çok net olarak ifade ettik ve iktidarın bu konudaki tavrını doğru bulduk. Ancak Libya’da şunu söylemiştik; Türkiye Libya’da doğrudan savaşın içine girmemeli. Diğer konuda da şunu söyledik, eğer geçmişte yaptığınız bir hata kabul görseydi bugün Mavi Vatan diye bir konuyu gündeme getiremezdiniz. Neydi o? Annan Planı’yla Kıbrıs’ın Rumlara terk edilmesi. Bu şaka değil. 2004 yılında biz, Allah rahmet eylesin Oya Akgönenç Hoca’nın başkanlığında 15 kişilik bir heyeti gönderdik 15 gün Kuzey Kıbrıs’ta Türklere Annan Planı’nın yanlış olduğunu bize zarar vereceğini anlattılar. Hükümette gitti bunun çok mükemmel bir plan olduğunu anlattı. Neticede Türkler bu referanduma %65 civarında oy verdiler. Eğer şu anda KKTC varsa Ak Parti’nin yanlış politikaları kabul edilmediği için var. Kabul edilseydi Mavi Vatan diye birşey olmayacaktı.”
“KOBANİ OLAYLARI MEYDANA GELİRKEN AK PARTİ NEREDEYDİ, NEDEN MÜDAHELE ETMEDİ”
Daha sonra son günlerde gündeme gelen Kobani olayları ve buna ilişkin gözaltıları; vatandaşın gerçek sorunlarının üzerini örtmek için gündemi değiştirme hamleleri olarak yorumlayan Temel Karamollaoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
”Maalesef burada şu gerçekle karşı karşıyayız; zayıflayan iktidarlar hırslı olurlarsa kendilerine ciddi manada zarar verirler. Ama bunu topluma ve ülkeye zarar verecek adımları atarak yaparlar. Şu anda aslında bu yanlış adımlardan dolayı en büyük zararı gören Ak Parti’dir. Hiç tereddüt yok. Şimdi Kobani olayları 6 sene önce meydana gelmiş. Lehinde aleyhinde bir sürü sözler şöylenmiş. Herkesin önce sorduğu soru şu; ya tamamda Kobani olayları meydana gelirken iktidar o zaman Ak Parti’ydi ve neredeydi. Niye müdahele etmedi? Herkes bu soruyu soruyor. Bu sorunun cevabı bu zamana kadar kimse tarafından verilmedi. Oradaki yanlış hareketler isyanlar açıkça görülürken, devletin valileri, polisi, emniyet müdürü, güvenlik güçleri müdahele etmediler. Şuanda insanların canını yakan işsizliği ve ekonomiyi düşünmesini istemiyorlar. Okullardaki sıkınıtıları kimse düşünmesin istiyorlar O yüzden bu tür suni gündemler elbette kasıtlı olarak oluşturuluyor. Yani 6 yıldır gündemde olmayan Kobani meselesi niye birden bire çıktı gündem oldu Türkiye’de? Bu tip tavırlar eninde sonunda bunu istismar etmek isteyenlere zarar verir. Çünkü bu dönemler geçer.”