Kanun Hükmünde Kararname ile yaratılan anarşi

AKP iktidarının son zamanlarda çıkarttığı KHK’ler bürokraside anarşiye, devletin işlerliği konusunda ise büyük bir karışıklığa neden olmuştur. AKP hükümeti KHK’ler ile devleti yeniden yapılandırmıştır. Bu yapılandırma rasyonel, mantıklı, tutarlı ve katılımcı değildir.
Hükümet seçim öncesi TBMM’den KHK yetkisi almıştı. Hükümet aldığı bu yetkiyi genel seçimlere üç gün kala kullanarak, çıkarttığı KHK’ler ile devletin yönetim yapısını ve kamuda istihdam edilen insanların statülerini alt üst eden değişiklikler yaptı. Her şey çok büyük bir hız ve aceleyle gerçekleştirildi. İktidarın Yetki Kanunu’na dayanarak çıkardığı Kanun Hükmünde Kararnameler ile getirdiği düzenlemeler kamuoyu tarafından takip edilemez hale gelmiştir. Aceleyle çıkarılan KHK’ler büyük karışıklıklara da sebep olmuştur. Söz gelimi, 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait KHK’nın yayınından bir buçuk ay sonra değiştirilen iki maddesi, yeni bir KHK ile tekrar değiştirilmiştir.
Devlet, adeta Kanun Hükmünde Kararnameler sağanağına tutulmuştur. Bakanlıklar KHK sağanağı altında kalmıştır. Bürokraside görevler, makamlar ve statüler alt üst olmakla kalmamış, karma karışık hale de getirilmiştir. Karışıklık 653 Sayılı KHK’nın başlığına bile yansımıştır. Bu başlık şöyle:  “Ekonomi Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname”. 653 Sayılı KHK’nın konusu görünüşte  “Ekonomi Bakanlığı” dır. Oysa bu yasanın sadece 5 maddesi Ekonomi Bakanlığı’yla, diğer 15 maddesi diğer bakanlıklarla ilgilidir.
İktidarın çıkardığı KHK’ler devletin
ne denli ciddiyetsizlik ve hazırlıksızlıkla muhatap olduğunu gösterir niteliktedir.
8 Haziran 2011 tarihli mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan 636 Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı kurulmuştu. Bayındırlık ve İskan bakanlığı kapatılarak bu bakanlığa ait görevler bu yeni Bakanlığa devredildi. Ancak 4 Temmuz 2011 tarihli Resmi Gazetede, iki KHK yayımlanmıştır. 644 sayılı KHK ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 645 sayılı KHK ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı kurulmuştur. 644 sayılı KHK, 8 Haziranda yayımlanan 636 sayılı KHK’yı bütünüyle yürürlükten kaldırmıştır.
Bir koyan bir kaldıran, bir birleştiren, bir ayrıştıran bir yönetim zihniyetiyle Türkiye karşı karşıyadır. Bu sistemin adı olsa olsa yap/boz; dene/yanıl; koy/kaldır olabilir. Devlet ve bürokrasi bu yapılanlarla deneme tahtasına çevrilmiştir. Bugün Türkiye’de bölücü terörün yanında bir de KHK terörü olduğunu söylersek fazla abartı yapmış olmayız. Bir düşünün KHK ile kurduğu bir bakanlığı, üzerinden bir ay geçmeden ikiye bölen, bundan bir ay sonra görevlerini yeniden düzenleyen; başka bir KHK ile bir önceki KHK’yi değiştiren, eklemeler yapan, çıkaran; genel müdürlükleri, kurulları bir bakanlıktan diğerine geçiren bir uygulama söz konusudur. Hükümet yetkilileri büyük bir umursamazlık içinde bir gün bir kural, ertesi gün çok farklı bir kural ortaya koymaktan çekinmemektedir.
Anayasanın yeniden yapılacağı beklentisinin en üst seviyeye çıkarıldığı bir süreçte, Türkiye’de devleti Kanun Hükmünde Kararnamelerle yöneten bir iktidar var. KHK’ler yalnız darbe anayasasının ürünü değil, tamı tamına da darbeci bir anlayışı yansıtır. Bilindiği gibi 12 Mart darbecileri 60 Anayasası’na eklediği ve hükümete KHK çıkararak parlamentoyu bay pass etme yetkisi vermişti. 12 Eylülün getirdiği 1982 Anayasası da hükümetlere KHK çıkarma yetkisi veren madde aynen korunmuştu. AKP iktidarı, bir yandan darbecilerin anayasasına karşı çıkıyor, diğer yandan onların anayasaya koydukları KHK imkanından alabildiğine yararlanıyor. 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!