Cumhuriyet tarihinin en ağır şartlarını yaşıyoruz.
Tekraren seçime gittiğimiz bu hassas dönemde, Yüzyıllık hesapların kanlı vahşetinin, bedellerinin ödendiği zalim günlerdeyiz. Gündemden hiç düşmeyen “özerk bölgeler, otonom yapılar, kantonlar, koridorlar, bölgesel güçler” yanında, bölgeye musallat olan yeni “süper güçlerin” menfaat kavgaları, etnik ve mezhepsel çatışmalar üzerinden derinleşerek büyüyor.
Türkiye; etrafını saran bu kan deryası bataklığın içine her geçen gün daha da sürüklenirken, nihai hedefin, tamda merkezi olduğu gerçeğini kuvvetlice hisseden aşamayı yaşıyor.
Ülkemizi hedef alan terör, farklılaşarak, çeşitlenerek, kuvvetlenerek meydan okur seviyelere ulaşmış durumda.
***
Böylesi bir kahpe sarmalın tehdit olduğu dönemde; Devlet ve Millet olarak ciddi tahribatların yaşandığı, çok derin yarılmaların belirleyici olduğu çöküşün ortasındayız.
Devlet; tüm kurum ve kuruluşlarıyla, bir zümreyi koruyup kollama üzerine dizayn edilme garabetinin, beka meselesi doğurduğu hasarın cenderesinde savruluyor. Adalet, hakkaniyet, otorite kavramlarının hiç edildiği, belirsiz tahakkümlerin girdabında ağır yaralı…
Diğer yandan Türk Milleti olarak değerlerimiz hızla aşınıp, kutuplaşma, ayrışma, bölünme iliklerimize kadar sirayet ederken, toplumsal çürüme her alanda her anlamda ürkütücü boyutlara ulaşmış durumda…
Güven duygusu yerini korku ve endişeye terk ederken, zulüm hiç olmadığı kadar pervasız!..
***
İçinde bulunduğumuz şartlar bu kadar vahimken…
İstikbalimiz bu denli tehdit altındayken…
Birlik ve beraberliğimiz koma halinde yoğun bakıma terk edilmişken…
Türkiye; algı operasyonlarının peşinde özellikle de kendi varlığına ihanet eder perişanlıkta debeleniyor!..
“Vay hayır dendi, vay evet denseydi, niye erken konuşuldu, neden geç anlatıldı” serenatlarının peşinde ahkâm kesenlerden geçilmiyor.
Kanser sarmış bünyede, sivilcenin peşine düşüp, onunla dertlenip, kaybolup giden zavallı esamesinde çırpınıyor!..
***
1 Kasım seçimlerine bu izah edilemez hezeyan içinde gidiyoruz!..
Türk Milleti kendine gelmeli!..
Oylanan sadece önümüzdeki birkaç yıl değildir.
Karar anıdır!
“Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe!..”