Yarın, Kanal İstanbul’a ilk kazma vurulacak. Yapılması planlanan köprülerden ilkinin temeli atılacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 27 Nisan 2011’de “çılgın proje” olarak açıkladığı Kanal İstanbul, Karadeniz’i Marmara Denizi’ne yapay olarak bağlayacak, yaklaşık 45 kilometre uzunluğunda, 20,75 metre derinliğinde beton bir su yoludur. Kanal İstanbul’un yapılma amacı, İstanbul Boğazı üzerindeki gemi trafiğini ve kaza riskini azaltmak olarak açıklanıyor.
Küçükçekmece-Sazlıdere-Durusu koridoru Kanal İstanbul Projesi’nin Karadeniz’den Marmara Denizi’ne bağlantısı olarak belirlendi. Projenin Karadeniz ile Marmara Denizi’ni bağlayacağına dikkat çeken yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, “Karadeniz bugün dünyanın en kirli denizlerinden biri. Özellikle Orta Avrupa’nın bütün sanayi atıkları Tuna Nehri vasıtasıyla Karadeniz’e taşınıyor. Bizim açacağımız kanalla Karadeniz’in üst katmanlarında yer alan kirlilik Marmara’ya gelecek” demişti.
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Çevre Mühendisi Sedat Dural ise projenin, 3 yıl içinde Marmara Denizi’ni, ardından Karadeniz’i öldüreceği, içme suyu kaynaklarının yok edeceği uyarısında bulunmuştu. Dural, “Sadece konu ve denizlerin kaybı değil, aynı zamanda soluduğumuz havadan, içtiğimiz suya kadar her şeyi yavaş yavaş yitireceğimiz anlamına gelir” şeklinde konuşmuştu.
Tüm tartışmalara rağmen, yarın Kanal Projesi için temel atma töreni gerçekleştirileceği duyurulmuş; İmamoğlu ise bunun bir felaket olacağını söyleyerek, yarınki temelin bir yol projesine ait olduğunu söylemişti.
Ekrem İmamoğlu: Kanal İstanbul felaket, ihanet ve cinayet projesidir
TELE1 yayınına konuk olan ve gazeteciler Uğur Dündar, Evren Özalkuş, Tuba Emlek ve Merdan Yanardağ’ın sorularını yanıtlayan İmamoğlu, yarın temeli atılması planlanan Kanal İstanbul Projesiyle ilgili olarak Erdoğan’a seslendi ve “Kanalın temelini atmaya gidiyorum diyorsa yanılıyor.” dedi.
İmamoğlu, “Buradan kıymetli İstanbullulara seslenmiş olayım. Bilim insanlarıyla yaptığımız sohbetlere göre, Kanal’ın Karadeniz’den İstanbul’a akıtacağı milyarlarca metreküp su, hemen derhal Marmara’yı öldürür. Tarif aynen bu. 25 yılımı bu denizlere verdim profesörlerin ifadesiyle bu sebepten bile bu proje rafa kaldırılmaz, yok edilir.
Bu bir Kanal temeli falan değildir. Ben Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum. Kanal’ın temelini atmaya gidiyorum diye düşünüyorsa vallahi de billahi de kendilerini yanıltılıyorlar.
Kanal beka meselesiymiş, ülkenin kurtuluşuymuş. Vah vah. Allah’ın betonu bu. Deli saçması bu. Siyasi ömürleri bunu yapmaya yetmeyecek.
Ya bunun geri dönüşü yok. Akıl tutulması. Bunun sebebi ne biliyor musunuz tamamen duygusal(!) 2011’den bu yana 45 milyon metrekareye yakın arazi el değiştirdi.” demişti.
Kanal İstanbul’un Montrö Sözleşmesi’ne Etkisi Ne Olacak?
İnsan eliyle hazırlanmış bir afet ve felaket projesi olan Kanal İstanbul’un, sayısız zararından biri de güvenlik.
Türkiye’nin bazı gemilere Kanal İstanbul’dan geçişi dayatması taraf devletlerden herhangi birini sözleşmeyi sona erdirmeye itebilir. Böyle bir durumda yabancı savaş gemilerinin ve denizaltıların Boğazlardan geçiş hakkı doğacak ve Türkiye savaş zamanlarında dahi Boğazları kapatma yetkisini kaybedecektir.
Projenin tamamlanma süresi toplam 7 yıl olarak duyuruldu ama gerçekçi öngörüler bunun 10 yılı bulacağını ortaya koyuyor. Projenin 140 milyar TL’ye mal olacağından söz ediliyor.