İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı ve Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, TBMM ‘de düzenlediği basın toplantısında, sanayi ve özel sektörün ağırlaşan finansal problemlerine değindi. Gündemde yer almayan önemli konunun ise katma değer vergileri olduğunu söyledi.
TÜRKİYE SANAYİ YATIRIMIYLA BÜYÜME SAĞLAMALI
Tatlıoğlu, dünyada vergi alacaklarının mükellefler üzerinde kalan iki olduğunu, birinin Çin diğerinin ise Türkiye olduğunu belirterek, “Bütün ülkeler katma değer vergisi alacağında bir süre sonra idare ile mahsuplaşmaktadırlar. 200 Milyar bizim sanayimiz için çok önemli bir rakam. Sanayimiz Türk ihracatında 138 milyar dolar ihracat yapıyor. Kayıtlı istihdamın yaklaşık yüzde 25’ine sahip. Bankacılık sisteminde kredilerin yüzde 37’sini kullanıyor. Böyle bir yapının kamudan yüksek miktarda katma değer vergisi alacağı olması gerçekten sanayimizin, ekonomimizin ayağına vurulmuş bir prangadır. Son 10 yılda işsizliğin neden arttığının çok açık göstergesi budur. Türkiye gibi ülkeler katma değeri yüksek üretimle büyüme sağlamalı. Buna kaliteli üretim diyoruz. Bunun da yolu sanayi yatırımları.”
Tatlıoğlu açıklamasında faiz yükünün giderek arttığı, sanayinin adeta faize çalıştığı ve kamudan bu derece alacaklı olmasının anlaşılabilir bir durum olmadığı yorumunda bulunarak Sanayi odalarının çözüm önerilerini desteklediklerini söyledi ve şöyle devam etti:
“Özellikle finansman sorunun önemli boyuta geldiği bu dönemde acilen Hazine ve Maliye Bakanlığının 200 milyar katma değer vergisi alacağının ödemesi, mahsuplaşması ve bunu 2020 yılının sonuna kadar sıfırlaması gerekmektedir. Biz İYİ Parti olarak kendi vergi sistemimizde çok net olarak katma değer vergisi ve vergi mahsuplarının bir yılı aşmaması gerektiğine inanıyoruz ve o şekilde bir düzenleme yapacağımızı buradan belirtmek istiyoruz. Bu sorunun öncelikli çözülmesi gereken bir sorun olduğunu düşünüyoruz”
Tatlıoğlu gazetecilerin Kadını adı yok tartışmalarını nasıl değerlendireceksiniz sorusuna, “Ben çok manidar açıklamalar olarak görüyorum ve bütün bunların Türkiye’nin gerçek gündeminin kapatılması amacıyla üretildiğini düşünüyorum. Siyasetçinin bugün yapması gereken toplumun sorunlarını gündeme taşımak. Bunlarda gerçekten iş, aş, geçim meselesi. Türkiye bu konuda çok ciddi cebelleşiyor. Halkımızın sesine kulak vermemiz gerekli” yanıtını verdi.
TÜRKİYE’DE ORTA VE DAR GELİRLİLER İÇİN SIK SIK HAKLARININ ELLERİNDEN ALINDIĞI DÖNEMLER YAŞIYORUZ
Güvenlik soruşturması konusundaki soruya ise bir tek muhatap olmalı, bu herşeye yetmeli ve bunun üzerinde bir tartışma olmamalı yanıtını veren Tatlıoğlu, kıdem tazminatı ve barolarla ilgili tartışmalar konusunda ise şöyle yanıt verdi:
“Kıdem tazminatı konusu Türkiye’de tartışmaya açık olmamalı. Bugün itibari ile kazanılmış haklar var bundan sonrası için alternatif metotlarla başlanmalı. Maalesef Türkiye’de orta ve dar gelirliler için sık sık haklarının ellerinden alındığı dönemler yaşıyoruz. Kıdem tazminatı konusunda bizim durduğumuz yer bugün çalışanların kıdem tazminat haklarının var olduğu gerekiyorsa tamamlayıcı emeklilik ihtiyari olmalı.
Barolar konusu zaten tekerlekli sandalyeye düşmüş yargımızı tamamen durdurur bu çok yanlış bir şey. Bir dava sahibi bir avukat tutacak acaba hangi barodan tutsam, a partisi bu görüşten. B partisi şu görüşten böyle bir şeye dayanılabilir mi? Bir teklifin toplumla uyumlaşması lazım. Toplumda karşılığının olması lazım. Baro farklılıkları çok farklı bir şey. İnsanımızı ve yargımızı perişan eder. Cumhur koalisyonun getirdiği bütün düzenlemeler çok ayaküstü, ayakları yere basmayan düzenlemeler. Mart ayında geçirilen kanun Mayıs ayında tekrar gündeme getiriliyor. Kanun yapma kalitemiz düşmüş durumda. Bürokrasi inisiyatif almıyor siyasetçiye gidin kanun yapın diyor. Bu yapılan kanunların tamamına yakını kaliteden yoksun. Maalesef bu partili cumhurbaşkanlığı sistemi ve cumhur koalisyonunun kanun yapma biçimi Türkiye’de yasamanın kalitesini düşürmüş ve toplumun sorunlarını çözülemez hale getirmiştir.”