İYİ Partili Ağıralioğlu: Sondaj çalışmalarını hassasiyetle takip ediyoruz

İYİ Partili Ağıralioğlu: Sondaj çalışmalarını hassasiyetle takip ediyoruz

Parti Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenleyen İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yarın vereceği müjdeye ilişkin “Sondaj çalışmalarını hassasiyetle takip ediyoruz. İnşallah böyle bir sondaj çalışmasının haberini bekliyoruz.” ifadesini kullandı.

Milletin her geçen gün ağırlaşan dertlerinin, siyasetin birinci gündemi olması gerektiğini belirten Ağıralioğlu, 2020 bütçesinde ortaya konulan ve tutturulamayan hedeflerle şartların daha da ağırlaştığını savundu.Ağıralioğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin vaatlerinin, seçim meydanlarında unutulmuş sözler haline geldiğini ifade etti.

Ağıralioğlu’nun açıklamaları şu şekilde:

İŞSİZLİKLE İLGİLİ AÇIKLANAN RAKAMLAR DAR TANIMLI İŞSİZLİK RAKAMLARIYLA GİZLENMEYE ÇALIŞILSA DA, GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK RAKAMLARI DAYANILMAZ HADLERE VARDIĞINI GÖSTERİYOR

İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Ağıralioğlu’nun açıklaması şöyle:

“Milletimizin her geçen gün ağırlaşan dertleri siyasetin birinci gündemi olmak zorunda. İşsizlik rakamlarımız, enflasyonun altında ezilen dar gelirli, ürütecek takati kalmayan üreticilerimiz, iş arayan gençlerimiz, 2020 bütçesine koyduğumuz ve tutturamadığımız hedeflerimizle memleket her geçen gün daha ağırlaşan şartlar içerisinde yaşamaya devam ediyor.

2020 yılında bir bütçe açığı öngörülmüştü o bütçe açığını maalesef ilk 7 ayda ödemek zorunda kaldık. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin vadetmiş olduğu, istihdam, işsizlik, dolarla mücadele, etkin sanayi iddiası hepsi ele gelmiş, seçim meydanlarında unutulmuş sözler haline geldi. Biz şimdi memleketin, milletin dertlerini çözebilmek için hükümete ne yapması gerektiğini söylüyoruz. Problemlerimizin öncelikli ve acil olanlarının konuşulmayıp, siyasetin magazin yapmasına karşı çıkıyoruz. Acil olmayan gündemlerle milletin meşgul edilmesini milletin çektiği dertlere hürmetsizlik olarak görüyoruz.

İşsizlikle ilgili açıklanan rakamlar dar tanımlı işsizlik rakamlarıyla gizlenmeye çalışılsa da geniş tanımlı işsizlik rakamları dayanılmaz hadlere vardığını gösteriyor. Enflasyonun TÜİK rakamlarına göre verilen rakamların çok daha üstünde olduğu bir geçeklikle duruyor.  Memleketin dolarizasyon talepleri altında güvenilmez bir ekonomik iklime sürüklendiğini farkediyoruz. Devletin acilen ekonomik olarak bir toparlanma programını, memleketi ayağa kaldıracak bir istihdam programını acilen hayata değecek şekilde uygulamalarının bir mecburiyet olduğuna inanıyoruz.

En son maaşı dolarla mı arıyorsunuz, dolar borcunuz mu var diyen bir ekonomi kurmayı gördük. Hazine ve Maliye Bakanını açıklamaları bizim daha çok ciddi problemlerimiz olduğunu bize göstermiş oldu. Dolarla ilgili bir kıpırdamanın ekonomiye getirdiği yük ortadayken, dolarla mı maaş alıyorsunuz gibi gayri ciddi bir değerlendirmeyi devlet yönetme adabıyla biraraya getiremiyoruz. Böyle bir değerlendirme aslında Türkiye’ye dışarıdan bakan herkesin meselelerin çok daha ciddi olduğunu görebilmek imkanı veriyor. Bizim ekonomi yönetiminde liyakat dengesini en fazla gözetmesi gerektiğini bilen bir ciddiyete ihtiyacımız var. Borçlanma maliyetlerimiz her geçen gün artıyor. Doğrudan yatırım alamayan, döviz girdisi sağlayamayan, ihracatta rekabet imkanlarını kaybettiği için memleketteki döviz ihtiyacını karşılayamayıp TL’nin değer kaybını engelleyemeyen bunları kapatmak için para basmak zorunda olan bir ekonomi bu çarklar içerisinde memleketin ilerleyen günlerde ekonomide daha büyük krizler yaşayacağına dair bir endişeyle vatandaşın dolara teveccüh etmesini engelleyemez hale gelmiştir.  220 milyar dolar vatandaşın döviz tevdiat hebası olması Türkiye’de ekonomiye güvenemiyoruz demenin başka bir yoludur. Bunun geriye dönmesini sağlayacak etkin yetkin bir yönetime ihtiyaç olduğumuzu söylüyoruz.

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNDE ALIŞMAMIZI İSTEDİKLERİ ŞEY BÜROKRATLARIN SİYASETÇİLERE PARMAK SALLAMASI İSE BİZ ASLA BÖYLE BİR ŞEYE ALIŞMAYACAĞIZ

Joe Biden meselesi muhalefetin sessiz kaldığı ithamlarıyla birleşip, iktidarın muhalefeti denediği, test ettiği, sınadığı, millilik ve yerlilik kantarına çıkardığı bir uygulama alanı haline dönüştürülmeye çalışılıyor. Bunu konuşanların siyasetçi olmasına bir nebze katlanabiliriz ama atanmış insanların, seçilmiş insanların ne yapacağını sınadık, denedik onun için sessiz kaldık gibi cümlelerini kabul etmemiz mümkün değildir. Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde alışmamızı istedikleri şey bürokratların siyasetçilere parmak sallaması ise biz asla böyle bir şeye alışmayacağız.  Atanmış bir adamın siyasetçiler ile ilgili deneme sınama cümlelerine asla razı olamayız, katlanamayız. Fahrettin Altun 25 katlı binada iletişim başkanlığı yürütüyorsa o kendisine tahsis edilmiş binadan devletin büyüklüğüne, milletin büyüklüğüne, sorumluluklarımızın büyüklüğüne uygun açıklamalar yapmalıdır. Joe Biden ve benzeri hevesleri olan Türk demokrasisine, Türk yönetimine bu kabil hadsiz, haksız, terbiyesiz ithamlarla ayar vermeye çalışanlara cevap mahiyetinde bir şey yapılmak isteniyorsa mecliste grubu bulunan partilerin ortak deklarasyonu ile bu yapılabilir.

İktidar belki gözünden kaçırmıştır Biden’in hadsiz ve haksız olarak Türkiye’de siyaseti dizayn etme hevesiyle kurduğu cümlelerden daha fecisi vardır. Biz hatırlatalım, belki farkında değildirler ABD sınırımızın altında NATO hukukunu çiğneyerek bir PKK devletinin kurulmasına giden yolun kilometre taşlarını döşüyor. Teröristlere devlet protokolü uyguluyor. Mazlum Kobani isimli teröriste devlet protokolü uyguluyor. Sınırımızın altında PYD’ye petrol anlaşmalarıyla bir alan vermeye çalışıyor. Ege’deki haklarımızı dolaylı gaspetmeye teşebbüs ediyor. Mısır’da darbeye destek verip bu bölgedeki istikrarsızlığın unsuru haline geliyor. Bütün bunları yapana sevgili dostum diye cümle kurup, onun size kurmuş olduğu cümlelerden iftihar edip,  devletinizin hukukunuzu çiğnemeye teşebbüs etmiş  Tramp’a sevgili dostum diyip, muhalefeti Biden konusunda yeterli cevap vermedi diye suçlamak devlet ciddiyetiyle bağdaşmaz. Devletin yöneticilerine, iktidara yönettikleri millete ve hizmet etmeye çalıştıkları devletin büyüklüğüne uygun terbiyeli cümleler kullanmasını tavsiye ediyoruz.

YUNANİSTAN BİLSİN Kİ, BİZ BU BÖLGEDE HUZUR ARAYANLARIN EN RAHAT HUZUR BULABİLECEĞİNE İRADE KOYDUKTAN İTİBAREN ORTAK OLACAK TEK DEVLETİZ

Doğu Akdeniz’le ilgili durduğumuz yer toplu iğne ucu kadar menfaatimizden vazgeçemeyiz. Devletimizin menfaatlerinin arkasında dururuz. Devletimizin, milletimizin menfaati söz konusu olunca bizim partimizin amblemi Albayraktır, adı da Albayrak partisidir. Bu bölgedeki huzura yetecek kadar, bunu temin edecek kadar diplomasi gücümüz vardır. Barışa da huzura da güvenliğe de yetecek tecrübemiz vardır. Yunanistan bilsin ki, biz bu bölgede huzur arayanların en rahat huzur bulabileceğine irade koyduktan itibaren ortak olacak tek devletiz. Düşmanlık yapmaya karar vermişlerse dostluğumuzdan daha fenadır düşmanlığımız.”

Yavuz Ağıralioğlu’nun açıklamasının ardından gazetecilerin sorularına verdiği cevaplar şöyle:

BARAJI KONUŞUYOR OLMALARININ SEBEBİ CUMHUR İTTİFAKININ KARŞISINDA MİLLET İTTİFAKININ BAŞARISI İKTİDARI TEDİRGİN ETMİŞ OLABİL

Seçim barajı tekrar gündeme geldi, barajın düşürüleceği iddia ediliyor, bunun nasıl yapılacağı kesinleşmiş değil, sizin görüşünüz nedir seçim barajı konusunda?

Şu anda iktidarın teşebbüs ettiği bizim farkettiğimiz hissiyatı şöyledir, iktidarda kalabilmek avantajını haline dönüştürmeye çalışmak. Kendi avantajını muhafaza etmeye çalışmak. Biz baraj problemi olan bir parti değiliz. Ama baraj demokrasinin önünde bir engeldir. Türkiye’deki temsildeki adaleti, siyasetteki etkiyi etkinliği artıracaktır. Ortak akılla bir teşebbüste bulunurlarsa destek sağlarız. Teklif bir gelsin onu o zaman konuşalım. Biz barajlara karşı bir partiyiz. Seçim kanunundaki düzenlemelerle her oyun meclise yansımasını sağlayacak düzenlemeyi yapmak çok zor değildir. Hükümet bu ara üzüm yemek yerine bağcıyı dövmek hevesindedir. Barajın seçim sistemiyle alakalı tarafları vardır. Bunların hangisiyle temsilde adaleti sağlamaya teşebbüsünüzle alakalıdır. Barajı konuşuyor olmalarının sebebi cumhur ittifakının karşısında millet ittifakının başarısı iktidarı tedirgin etmiş olabilir. Barajla ilgili bir takım düzenlemeler yaparak, birleşmelerden doğacak iktidar aleyhine kuvveti yönetme isteği olabilir. Önemli olan her fikriyatın Meclis’te kendini ifade imkanı bulabilmesi.

Sayın Bahçeli Biden açıklamalarına karşı muhalefetin cevabı cılız, etkisiz dedi yorumunuz nedir? Akşener’e evine dön çağrısı yapmıştı ama bugün yaptığı açıklamada İYİ Parti’den İP diye bahsetti aradan geçen sürede ne değişti? Cumhurbaşkanının müjde vereceğiz açıklaması konusunda ne diyorsunuz?

Tepkilerimiz çok net, çok açık. Devletin milletin menfaatlerine kastetmiş herkese çok anlaşılır tepkiler koyuyoruz. Bize hatırlattığı Bahçeli’nin cılız tepkileri şöyle cevaplamalıyım, bize hatırlattığı gibi iktidara da yapabilmiş olmasını arzu ederdim. 35 milyon Türkü yutmaya kalkmış Çin’e Sayın Cumhurbaşkanı’nın tepkisiz sessiz kalmasını hatırlatmasını isterdim. Kendisine ahmaklık etme diyen Tramp’a mektubu çok daha devlet ciddiyetimize, milletimizin büyüklüğüne uygun vermiş olmasını teminen uyarılarda bulunmasını arzu ederdim. Sınırımızın altında PKK’ya devlet kurdurmaya teşebbüs etmiş Trabp’a böyle cılız bir millet hissi verme Sayın Cumhurbaşkanım demesini arzu ederdim. Karabağ’da, İdlib’de başımıza gelmiş onca felakette, çocuklarımıza yapılan o hain saldırıdan sonra Putin’e verilen o cevabın ne kadar cılız olduğunu Sayın Erdoğan’a hatırlatmasını çok arzu ederdik. Kastettiği şey Bahçeli’nin Biden’e verilen tepkilerin yetersizliği ise tam olarak ne söylememizi muradediyor. Böyle bir açıklama alçaktır dedik, böyle bir açıklama kimsenin tenezzül edemeyeceği bir şeydir dedik, ortak deklarasyon açıklayalım dedik, ne dememizi bekliyorlar.

Eve dön çağrısından sonra bu üslup değişikliğini Bahçeli bilir. Devlet beye sorsunlar arkadaşlarımız. Bizim ev hayalimiz herkesin tok olduğu, herkesin yarınından umutlu olduğu, hak edenin hak ettiğini bulduğu, adaletin herkesin sığınacağı liman olduğu bir ülke hayal ediyoruz, bunun için alın teri döküyoruz.

Cumhurbaşkanını yarın müjdeleyeceği konu nedir, bazı gazetecilerimiz yazılar yazdılar bu konuyla ilgili. Sondaj çalışmalarını hassasiyetle takip ediyoruz, enerjide dışa bağımlılığımız egemenliğimizi zayıf hale getirebiliyor. Ekonominizi mahvederim twitlerinin konusu haline getirebiliyor. İnşallah böyle bir sondaj çalışmasının haberini bekliyoruz. Ben Cumhurbaşkanının Cuma günkü açıklamasını şöyle yapmasını arzu ederim; Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi memleketin yükünü çeksin diye getirdik ama 2,5 yıllık karnesine baktık çok zayıf oldu dolayısıyla bu sistemden dönüyorum, yüzde 51’in değil yüzde 100’ün cumhurbaşkanı oluyorum. Memleketi ortak akılla yönetmeye bismillah diyorum. Kamunun merkezine liyakatı koyuyorum, Üniversiteleri, kütüphaneleri, spor alanlarını memleketin en kalabalık yerleri yapmaya söz veriyor, hapishaneleri boşaltacak bir programı tatbik etmeye söz veriyorum. Damadımı evine yolluyorum buraya nezaret edecek, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomisini ayağa kaldıracak insanları biraraya getiriyor memleketin yükünü kaldırmaya teşebbüs ediyorum. Bunların üstüne bir de diyorum ki, size milyarlarca küp rezervi olan bir sondaj müjdesi veriyorum. Bu memleketi ayağa kaldırmak için gerçekten güzel bir takdimdir.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!