Dehşet günlerdeyiz…
Her gün şehitler veriyoruz.
Terör örgütlerinin yuvalandığı, teröristlerin cirit attığı bir ülke konumunda savruluyor, sürükleniyoruz.
Toplumsal yarılmalar, onarılamaz ölçülere ulaşmış durumda…
Meydan okumalar gırla.
İşte tamda bu kaos zemininde son terör saldırısı, Başkent Ankara’nın merkezinde gerçekleşti.
Cumhuriyet tarihinin bu en büyük katliamında 97 can kaybı, yüzlerce yaralı var.
***
Gelişmeler sarsıcı!
Sorulan her soru yeni cevapsız sorulara mahal vermekten öte gidemiyor.
Vahşet sonrası Devletin en üst iki kademesinden gelen mesajlar, vahşete nasıl gelindiğinin izahını da veriyor. Aynı zamanda olabilecek yeni saldırılara ne kadar açık olduğumuzun da işaretini barındırıyor.
Sayın Başbakan açıklama yapıyor; "Hukuk devletiyiz, canlı bomba listesi elimizde ama eylem yapmadan tutuklayamayız"
…………..!
Eşzamanlı olarak, henüz cenazeler dahi tam kalkmamışken!
İlan edilen 3 günlük yas devam ederken…
Cumhurbaşkanlığından servis edilen bir fotoğraf gündem belirliyor bu defa…
Genelkurmay Başkanını kabulde, masaya itina ile yerleştirilen Digitürk kumanda aleti manşetlerde…
“Digitürk’e sahip çıktı!”
“Kumanda bende dedi”
………….!
Digitürk bazı televizyon kanallarını iptal etmesiyle gündemde ya!..
Hani malum didişme sebebiyle…
***
Hal böyle!….
1 Kasım seçimlerinde bu “uzaktan kumanda” yüzde kaça tekabül edecek!..
Son soru bu!..