- Türkiye’nin 11 Mayıs 2011’de imzaladığı ve 14 Mart 2012’de onayladığı İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile ülkemiz açısından feshedilmesini, Hukukun Üstünlüğü Platformu Sözcüsü Av. Onur Şahin ‘yetki gaspı’ olarak yorumladı.
Av. Onur Şahin şunları söyledi:
“Kirli referandumla budanan Anayasa, yayımlanan son kararname ile büyük bir hasar daha almıştır. Anayasa’nın 90. Maddesine göre usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Cumhurbaşkanı’nın milletlerarası andlaşmalara dair tek yetkisi ise Anayasa’nın 104. Maddesinde açıklandığı üzere bunları onaylamak ve yayımlamaktır.
Kadın cinayetlerinin ve kadına karşı şiddetin her geçen gün daha da arttığı ülkemizde İstanbul Sözleşmesi hürriyete, temel haklara ve hukuka hasret Atatürkçü, çağdaş, laik ve demokrat yurttaşlarımızın yıllardır uygulanması için kamuoyu oluşturmaya gayret ettiği, sahiplendiği bir metindi.
Bu sözleşmeyi TBMM’nin veya mevcut Anayasa’ya göre yürütmenin onaylaması geçerliliğini etkilemez. Sayın Cumhurbaşkanı’nın böyle bir sözleşmeyi tek taraflı bir imza ile ülkemiz yönünden feshetmesi hukuken yetki gaspıdır. Anayasa’ya göre kendisinin böyle bir yetkisi bulunmamaktadır.
Normlar hiyerarşisinde ülke hukukunun çatısı ve en üst kurallar manzumesi Anayasa’dır. Anayasa’ya aykırı kanunların, kanun hükmünde Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve diğer kuralların hukuk sistemimizi değiştirmesi kabul edilemez.
Anayasa Mahkemesi dâhil, yüksek yargı organlarının hukuki denetimini baskı altına alan siyasi otorite böylesi uygulamalarla devleti ve milleti her geçen gün biraz daha hukuktan uzaklaştırmaktadır. Dolayısıyla 15.07.2018 tarihinde yayımlanan 9 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ni böyle bir hukuksuzluğa ve keyfiliğe gerekçe göstermek doğru değildir.
Anayasal kurallara ve usule ilişkin ağır bir vahamet söz konusuyken konunun esasına dair de durum kaygı vericidir.
Zira siyasal İslamcı, tarikat ve cemaat görünümündeki Cumhuriyet karşıtı yapılar zafer çığlıkları atarken kadınlarımız, gençlerimiz ve Cumhuriyet hukuku arayan yurttaşımız son derece tepkilidir, endişelidir.
Ülkemizi emperyalizme karşı yeterince savunmayıp kaynaklarımızı peşkeş çeken iktidar, böylesi güncel siyasete konu yapılmaması gereken çağdaş ve objektif düzenlemeleri reddederek Türkiye’yi çağdan, gelişmiş dünyadan koparacak hamleler yapmaktadır.
Hukuk devletinin fiilen monarşiye dönüşmemesi için fikir ve düşünce özgürlüğü uyarınca tüm hukukçular olarak böylesi hukuksuzluklara direnmek durumundayız.
Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması üzerine şükran sunduğu, ekonomik çöküşü yaşayan ülkemizde Sayın Cumhurbaşkanı’nı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizle ilgili hukuksuzluğu düzeltmeye davet ediyoruz. Kendisini İstanbul Sözleşmesi yerine TBMM’ni harekete geçirerek, yabancılara karşı geçilmeyen köprü ve yollardan geçiş garantili Dolar borcu yüklendiğimiz sözleşmeleri feshetmeye veya uyarlamaya davet ediyoruz.
İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Hukuksuzluk öldürür.”