İnce, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bu mektubum; sokaklarda sabahlayan, elinde taşıdığı hoparlörle sesimizi duyuran, caddelerde şarkılarımızı söyleyen, sosyal medyada mücadele eden, bana inanan, güvenen yürekli evlatlarımadır. Sevgili gençler, güzel evlatlarım; sizin gözünüzden akan bir damla gözyaşına bile hiçbir makamı mevkiyi değişmem. Dünyada en son isteyeceğim şey sizi üzmektir. Ortaya hangi karanlık odaklar tarafından yayıldığı belli olmayan, tamamen gerçek dışı, uydurma görüntü ve sahte belgelerle haysiyet cellatları 45 gündür üzerime saldırdı. Yalan üzerine yalan, iftira üzerine iftira attılar. Bunların hiçbirisi doğru değil, bunu en iyi ben biliyorum. Buna rağmen bunlardan etkilenmemek, psikolojik olarak yıpranmamak normal bir insan için mümkün değildir. Meramımızı en yakınlarımıza anlatamadık. En yakın dostlardan gelen şüpheli bakışlar kadar yaralayıcı bir şey olamaz. Bunları izleyen, dinleyen, gören bazılarınızın kafası karışabilir.
Yüce Türk Milleti bilsin ve emin olsun ki; Muharrem İnce hiçbir zaman kul hakkı yemez. Saraydan para aldı çekilemez iftirasını atanlar bilsin ki; beni satın alacak parayı basacak matbaa henüz icat olmadı. Açıkladıklarımın dışında bir malvarlığım yoktur. Neyim varsa kuruşuna kadar her zaman hesap vermeye hazırım. Görüntülerin hepsi montajdır. Bunların montaj olduğu zaten ispatlandı. Bilmenizi isterim ki; adaylıktan çekilmem bu rezil kampanyada ortaya saçılan iftiralar değildir. Bazı şeref yoksunlarının öne sürdüğü gibi başka sahte kasetler olduğu için de değildir. Ben bunlara boyun eğmem. Ama bunlar seçmeni etkilemiştir. Bu iftiraları atanlar maalesef amaçlarına ulaşmışlar ve seçmeni manipüle etmiş ve oylarımızı aşağı çekmişlerdir.
FETÖ ve PKK ile irtibatlı kaynaklardan bize bu yapılanlar karşısında demokrat olma iddiasındaki bazı siyasiler ve bazı gazeteciler ellerini ovuşturmuş, gizliden gizliye zevk almışlardır. Seçimde ikinci tura kalamayacağım belli olmuştur. Ancak bu rezil kampanyanın, bu memleketin son kalesi Memleket Partisi’ni baraj altında bırakmaya doğru gittiği için bu kararı aldım. Harp sanatında ricat etmek (yani tekrar güç toplamak üzere geri çekilmek) de vardır. Bu, savaştan çekildiğimiz ve mağlubiyeti kabul ettiğimiz anlamına gelmez. Bu karanlık odaklarla bizim mücadelemiz ölene kadar devam edecektir. Bağımsız bir Türkiye için her yolu deneyeceğiz. Türkiye bir gün ayaklar altında kalırsa, bilin ki biz ölmüşüzdür. Çünkü biz, ya istiklal ya ölüm diyenlerdeniz. Şimdi mücadelemizi; memleketin son kalesi, Memleket Partisi'nin Meclis’e girmesi için veriyoruz. Umudunuzu, inancınızı diri tutun. Eninde sonunda memleketini sevenler kazanacak. Hepinizin gözlerinden öpüyorum.”