Değerli okuyucularımız merhaba. Geçmiş Kurban Bayramınızı kutlayarak başlayalım yazımıza… Bugün sizlerle “Birtakım İnce Tuzaklar” üzerine sohbet edeceğiz.
Bilmem dikkatinizi çekti mi, erken seçim sinyalleri artık belirginleşiyor. Atılan adımlar ve gelen “İnce Hesaplar” … Ekonomide durumlar yerlerde sürünüyor. Dövizin yükselmemesi için, yurt dışından yabancı para aranıyor, az buçuk bulunuyor ama rezervde sizlere ömür… Sonuçta önlenemeyen döviz yükselişi ortaya çıkacak. Ekonomi yönetilemez durumda. Bu durumu ancak 2021 yılı ya ilkbaharı ya da sonbaharına kadar kötü de olsa yönetilebilir…
AKP bu kötü tabloyu örtbas etmek için elinden gelen her yolu denemekte. Ama maalesef kamuoyu yoklamaları hiç iç açıcı değil. Başkanlık sistemini destekleyenler yüzde otuz civarında. Buna karşın “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi” isteyenler yüzde atmış civarında. Bu sayıları görünce, “Yar saçların lüle lüle / AKP sana güle güle” şarkısını mırıldanmamak mümkün mü?… Şaka bir yana, seçim atmosferi olmadan gelen muhalif oylar her zaman iktidardan geride olur. Seçim atmosferinde ara kapanmaya başlar. Ancak bu kez işler farklı. Anket yanıtlarını veren kişilerin korku olasılığını göz önüne alın. Kalan yüzde onun yarısı bile “Başkanlık Sistemini” desteklese bile ki çok zor. Ulaşılan sayı yüzde kırk…
Gelelim AKP’nin tabloyu ters çevirmek için neler yapıyor. FETÖ ile yaptığı işleri yapmaya çalışıyor. Ne yapıyorlar Yüce İslam dinini siyasete alet ediyorlar. Çünkü en iyi bildikleri iş bu. Bunlardan biri Ayasofya konusu. Sarayın avukatları Danıştay savunmasında “Ayasofya müze kalmalı” dese de Danıştay kararı sonrası, Ayasofya’yı ibadete açarak oy devşirmeye çalışan AKP istediğini alamadı. Burada Millet İttifakı akıllıca hareket edince, AKP istediğini alamadı. AKP ne hayal etti? Çok basit CHP kanadından bu konuda sert tepkiler geleceğini sandı. Tepkiler gelince ne diyeceklerdi? “CHP dinsiz parti, o yüzden Ayasofya’nın açılışına karşı çıkıyorlar” … Ama senaryo tutmadı. Dikkat edin CHP’den tek ses çıkmadı. İyi Parti’nin eleştirileri etkili oldu. Dikkat edin “Ayasofya’da kılınan Cuma namazının şova dönüştürülmesi” halkta büyük tepki topladı. Yani AKP kendi kazdığı kuyuya düştü. AKP için aksilikler bununla da bitmedi. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tepesindeki utanmaz ve nankör kişinin “Ulu Önder Atatürk’e lanet okuması” işleri iyice çıkmaza soktu. Ama kimse Türkiye Cumhurbaşkanı ve Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu olaydan iki gün önce “Ayasofya’nın müze çevrilmesini tarihe ihanettir” sözünün herkes tarafından atlanmasıydı. Bu konuşmadan güç alan Diyanet İşleri Başkanı içindeki kini kustu. Ama unuttu ki, bu halkın vazgeçemeyeceği tek kırmızı çizgisi “Kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve devrimlerin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür” … Bu utanmaz konuşmadan iki gün sonra, yazılı açıklama ile konuşmasının yanlış anlaşıldığını belirtti. Ama olmadı, kimse yutmadı. AKP kendi sonunu kendi hazırladı. Bu konudan da oy devşiremedi maalesef…
Erken seçim sinyalinin en önemlisi, “Sporun siyasete alet edilmesi oldu” … Türkiye Futbol Federasyonu’nun sezon bitiminde “Küme düşmeyi kaldırması” ve bunu şova dönüştürerek Spor Bakanını da toplantıya davet etmesi ayrı bir hikâye oldu… Aslında Bilal Erdoğan’ın takımı Başakşehir’in hakem eliyle şampiyon yapılması ve Hazine ve Maliye Bakanı’nın Takımı Trabzonspor’un da Türkiye Kupası’nı kazanması ile şov noktalandı. Malatyaspor ve Kayserispor’un “Başkana teşekkür etmeleri” bu işin amacını belli etti… Amaç Küme düşmeyi kaldırma değil, erken yapılacak bir seçimde “Oy devşirme” … Ancak tepkilere bakılırsa, bu oyun da tutmadı…
AKP ne yaparsa yapsın artık gidicidir. Muhalefet çok büyük hata yapmaz ise, AKP bitmiştir. Bu arada ben sayın Devlet Bahçeli’den bir sürpriz beklemiyor değilim… Bakın bu seçimin kilit partisi HDP’dir. Kim ne derse desin… Bugün kilit parti hangisi MHP’dir… Eğer AKP ile aynı gemide olursa birlikte batacak… Ama ittifaktan ayrılırsa, HDP yerine yine kilit parti olma durumunu korur. Siyasette bir saat bile büyük bir zaman göreceğiz…
Gelelim son günlerin popüler haberine… Muharrem İnce’nin yeni parti kuracağı konusuna. Adı geçen kişi Cumhuriyet Halk Partisi’ne ömrünü vermiş bir siyasetçi… Şimdi parti kurarsa, kime hizmet eder? Recep Tayyip Erdoğan’a… Kendisi şunu iyi bilir CHP’ye ihanet ederse, CHP seçmeni ona öyle bir ders verir ki, hayatı boyunca unutmaz… Zaten seçmenin ona Cumhurbaşkanlığı seçiminde “Recep Tayyip Erdoğan’ı saat 21.00 gibi kutlamasını” asla unutmadı. O gece olanları hâlâ açıklamayan İnce’nin böyle bir hata yapma şansı olamaz. Son kurultayda delegenin, Kanaltürk kanalını FETÖ’ye satan sahte solcu Tuncay Özkan’ı çizmesini asla unutmasın. Seçimler olsun bitsin, sonra ne yaparsa yapsın. Bu ülkenin geleceğini belirleyecek seçimde, AKP, Muharrem İnce yüzünden iktidarda kalırsa, Muharrem İnce bu ülkeyi terk etse de sorumluluktan kurtulamaz…
Sözün özü “Muhalefet artık yanlış yapamaz” … Eğer bu fırsatta değerlendirilemezse, bu ülke yaşanmaz hale gelir ve inanın bir daha toparlanamaz. O yüzden çok dikkatli olmalıyız ve ince tuzaklardan uzak durmalıyız.
Saygılarımla…