İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Alpay ile Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanı Çağatay Seçkin’den tamamlanan ve devam eden projelerle ilgili bilgi aldı.
“İstanbul’un en etkileyici noktalarından birisindeyiz” diyen İmamoğlu, yaklaşık 17 yıldır ihmal edilen ve metruk hale gelen bir alanı, göreve gelmelerinden kısa bir süre sonra ele aldıklarını aktardı.
“Bu kadar cazibeli bir alanı metruk bırakmak, bir yönetimin ilgisizliğinin simgesi olabilir”
İmamoğlu, “İstanbul’un bu kadar cazibesiyle önde duran bir alanını, bu kadar metruk bırakmak, aslında bir yönetimin ilgisizliğinin simgesi olabilir” diyerek, şunları kaydetti:
“O günkü fotoğraflarla bugünkü fotoğrafı yan yana koyduğunuzda, Sarayburnu, bir yönetimin ilgisizliğini simgesi diye anlatılabilir bir nokta. Beni çok üzmüştü. Göreve geldiğimin ikinci ya da üçüncü ayında, buradaki anıtla ilgili bir şikayet alınca, hemen koşa koşa buraya gelmiştik ve çevresindeki bakımsızlığı da görünce üzülmüştüm. Sonra arkadaşlarımla oturduk, konuştuk ve bir proje süreci başlattık. Ve projenin kurul süreci takip edildi. Ne yazık ki orada, 2 yılı aşkın bir süre tartışmalarla sürdü. Ve sonucunda izin çıkar çıkmaz ihalesi, vesairesi başladık. Çok hızlı bitirdik.”
“Sırada ‘Arkeoprak’ var”
İlk etapta 21 bin metrekarelik park ve yeşil alanı hizmete aldıklarını belirten İmamoğlu, 13 bin metrekarelik “Arkeopark” kısmının da 2023’ün mart ya da nisan ayında İstanbullularla bulaşacağının müjdesini verdi. İçinde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk Atatürk anıtını da bulunduğu alanda “keyifli ve doyumsuz bir manzara” oluştuğunun altını çizdi.
İmamoğlu, “Deseniz ki ‘İstanbul’un en değerli beş noktasından birisini söyleyin’, herhalde bir tanesi burası. Hak ettiği değeri, hak ettiği konumu ve tasarımı bulmuş oluyor. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma, ince ince çalışıp her noktasına özenli davranan, seyir terasları, çim alanları, insanların doyumsuz, keyifli fotoğraflarıyla, sadece İstanbulluların değil, milyonlarca misafirinin, ama yerli ama yabancı turistin mutlak gelip görmesi gereken noktalardan birini daha toparlamanın gururunu yaşıyoruz.” şeklinde konuştu.
Doğalgaz indirimi yanıtı: “İGDAŞ’ın payından kestiler”
İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yeni çehresine kavuşan Sarayburnu Parkı’nda yanıtladı. Gazetecilerin soruları ve İmamoğlu’nun basın mensuplarının sorularına verdiği yanıtlar şöyle oldu:
Soru: “Doğalgaz indirimi söz konusu. Süreç nasıl işleyecek? İstanbullu tüketici faydalanabilecek mi bu indirimden?”
İmamoğlu: “Yani ‘Doğalgaz indirimi yaptık’ diye açıklamalarını böyle hafif gülümseyerek izliyorum. Yapılan şey, doğalgaz indirimi değil. Biliyorsunuz; doğalgazın İstanbul’daki dağıtımını İGDAŞ yapıyor. Ve İGDAŞ, Türkiye’deki doğalgazın en büyük payının neredeyse dağıtımını yapan kurum. Gaz dağıtım şirketlerinin tarifelerini planlayan EPDK, Enerji Piyasası Denetleme Kurulu. Genelde aslında istişareyle bu konular tartışılır, konuşulur. Ama hiçbir istişare yapmadan, ‘Biz indirim yaptık’ diye bir açıklamayla tariflediler. Burada yaptıkları şey, İGDAŞ’ın kendi idari paylarını yönettiği kısmın yüzde 56’sını keserek bir fiyat açıklamaları oldu. Yani aslında İGDAŞ’ın payından kesmiş oldular. Yoksa, İGDAŞ’a girişle ilgili herhangi bir indirim yok.”
“Gereğini Sayın Cumhurbaşkanı yapar, diye düşünüyorum”
Soru: “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sizin kendisini aradığınızı ve kendisinden yardım istediğinizi iddia etti. Siz yalanlayarak Soylu’yu istifaya davet ettiniz. Soylu dün de bir açıklama yaparak, ‘Bu da bir yalan. Defalarca arama yapıp, şahsımla görüşme yaptığı her şeyden önce Cenab-ı Hak’kın kayıtlarında ve sonrasında beşer olarak bizlerin de kendi zihninde mevcuttur’ dedi. Cenab-ı Hak’ka attı topu. Ne diyorsunuz bu konuda?”
İmamoğlu: “Ondan sonra benim de cevabım var. Onu belki okudunuz, belki okumadınız. Bir kere söyleyeyim; ‘Kendi yalan ifadelerine, iftiralarına, o kötü diline kayda geçerken Yaradan’ın, Cenab-ı Hak’kın, Cenab-ı Allah’ın ismini oraya eklemesin. İddialarını, yalanlarını, iftiralarını sadece yalın haliyle yazmasını tavsiye ediyorum’ diye yazdım. Oradayım ben. Daha geçenlerde deyip, yaptığı açıklamadan sonra bunu döndürüp ta Kovid dönemindeki paralara el konmasıyla ilgili telefona götürmesi, acizliktir. İstifa etmesi konusundaki cesareti gösterememesinden dolayı şu anda böyle bir kaçak yol arıyor. Ben kendisini ilgili kişiye havale ettim. Bundan sonra gereğini Sayın Cumhurbaşkanı yapar, diye düşünüyorum.”
“Bu kadar iftiracı bir insan, o koltukta nasıl durur?”
Soru: “Bu polemik sürecinde bir isim çok fazla ön plana çıktı. İBB’de çalışan bir itfaiye erinin şehit yakını olduğu söylendi. 2014’te PKK dağ kadrosuna katılan bir isim olduğu söylendi. Siz bu polemikle ilgili ne düşünüyorsunuz?”
“Ben bir kere başta şunu söyleyeyim: Bir şehit yakınına haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Gerekçesi ne? Bir; bir kere işe alınırken bir eleman, itfaiye eri, koşullar, süreçler işletildi ve o dönemde Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karar gereği, adli sicil kaydı ve bununla ilgili soruşturma yapılamıyordu ve alındı. İddiaya bakar mısınız? ‘Dağa çıkmış bir terörist’ dediğiniz bir insan, elini kolunu sallaya sallaya İstanbul’da niye dolaşıyor o zaman? Ben size bir şey diyeyim mi? O kadar mazlumun ahı var ki. Bu kadar iftiracı bir insan, o koltukta nasıl durur? Yani bir şehit yakınına dahi bu haksızlığı, bu hukuksuzluğu yaptığını düşünüyorum. Dediğim gibi; madem ki dağa çıkmış bir terörist; tutuklayın. Şehit yakınına haksızlık yapıldığını düşünüyorum.”
“AK Parti militanı’ olarak tariflediğim sayın müfettiş, öyle bir gaza geldi ki”
Soru: “İBB’nin satın aldığı Fatih Sultan Mehmet tablosuyla ilgili, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği bir ön inceleme başlattı. Daha önce de incelemeler olmuştu. Ve bu ön inceleme başında, yine terör soruşturmasını yürüten müfettiş var. Ne söylemek istersiniz?”
İmamoğlu: “Bir kere Fatih Sultan Mehmet’in tablosunu ülkemize getirmekten, onur ve gurur duyuyoruz. Benim hayranlık duyduğum, geçmişimizin önemli yöneticilerinden, padişahlarından birisidir. Öyle bir eseri, ardından da Kanuni Sultan Süleyman’ın tablosunu getirdik. Bizim bu yaptığımız işi, Valilik üzerinden bir soruşturmayla, birinin şikayeti üzerine yapmışlardı. O zaman Valilik baktı ki bu işin arkası boş, ‘Soruşturmaya gerek yoktur’ kararı verdi. Ama kendisini ‘AK Parti militanı’ olarak tariflediğim Sayın müfettiş, öyle bir gaza geldi ki, kendisinin militanlık görevini daha üst seviyeye nasıl taşırım çabası içinde olduğunu görüyorum.”
İçinde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yapılmış ilk Atatürk heykelini barındıran Sarayburnu Parkı, İBB tarafından tepeden tırnağa yenilendi. Proje doğrultusunda kıyı bölgesinin bakımı yapılarak, alanda gözlemlenen çökme ve kaymanın önüne geçildi. Büyük bir bölümü yok olmuş kıyı duvarı tamamen kaldırılıp, yerine doğal afetlere dayanıklı yeni bir set üretildi.
Proje alanındaki heykel çalışmaları ve taş dekorlar, sanatçı Özgür Yıldız öncülüğünde İBB Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirildi.
Alanda, İstanbul’un sembol yapıları; Ayasofya Camii, Sultan Ahmet Camii, Topkapı Sarayı, Süleymaniye Camii, Kapalı Çarşı, Yerebatan Sarnıcı, Fener Rum Patrikhanesi, Yeni Camii, Mısır Çarşısı, At Pazarı ve Kadınlar Pazarı, Ayın İrini Kilisesi, Fatih Camii, Mimar Sinan Camii, Hırka-i Şerif Camii, Beyazıt Camii, Yangın Kulesi, Mimar Sinan Türbesi, Kanlı Kilise, Mihrimah Sultan Camii, Dikilitaş, Çemberlitaş, Gülhane Parkı ve tarihi Bizans Surları’nın simgeleri konumlandırıldı.
Sarayburnu’ndaki Atatürk heykeli de proje kapsamında yenilendi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yapılmış ilk Atatürk heykeli, zamanının İstanbul Belediyesi tarafından Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel’e yaptırıldı.
Türkiye’nin ilk anıt heykeli olan eser, 3 Ekim 1926’da dönemin Şehremini Emin Erkul tarafından açıldı. Heykel, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı için Samsun’a giderken İstanbul’dan hareket ettiği yere konumlandırıldı.