İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da yoğun yapılaşmaya dikkat çekerek, “İmar artışları ile İstanbul dönüşemez. Ancak ve ancak İstanbul, yaşanmaz bir bina yığınına döner” dedi.
İBB iştiraki KİPTAŞ; 2017 yılında “riskli alan” ilan edilen Bağcılar “As Fatih Kent Sitesi”nin “Bağcılar Kiraz Evler” adıyla dönüşümü için ilk temeli attı. Temel atma töreni, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı’nın katılımıyla gerçekleştirildi.
Devlet kurumlarıyla beraber vatandaşlara da önemli sorumluklar düştüğüne dikkat çeken İmamoğlu, “İmar artışları ile İstanbul dönüşemez. Ancak ve ancak İstanbul, yaşanmaz bir bina yığınına döner” uyarısında bulundu.
İBB Başkanı İmamoğlu konuşmasında, deprem gerçeğinin tüm yöneticilerin uykusunu kaçırması gerektiğine vurgu yaptı. “Allah muhafaza; bunun trajedisi, acısı, hepimizin ciğerini yakar” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bakın sorumluluk almaktan bahsedildi. Ne güzel. Uyum içerisinde İBB, KİPTAŞ kurumumuz, Bağcılar Belediye Başkanlığımız, bir arada iş üretti. Zor mu? Değil. Bu kurumlar uyum içerisinde çalışsa bile, bir husus olmadı mı gene yürümüyor. Nedir o? Vatandaşlarımız.
Bakın İstanbul’da bu tür evlerde yaşayan her vatandaşımızın çözüm bulmakta, çare aramakta önceliği bu kapsama taşıma zorunluluğu var. Nedir o? Bunun kötü örnekleri var. ‘Bir daireme üç isterim, beş isterim… Öbürü iki verdi, sen üç ver…’ Bu pazarlıkların daha öncesinde, vatandaşlarımızın can güvenliği var. Vatandaşımız, fedakarlığını ortaya koyacak. Vatandaşlarımız önceliğini buraya taşıyacak. İmar artışları ile İstanbul dönüşemez. Ancak ve ancak İstanbul, yaşanmaz bir bina yığınına döner.”
İstanbul’un dönüşümünün topyekun mücadele, bir arada çözüm üretmek ve devlet kaynaklarının aktarımından geçtiğini vurgulayan İmamoğlu şöyle devam etti:
“Bunun İstanbul’a maliyeti, 500-600 milyar liradan aşağı değil. Artan maliyetlere belki daha da yukarıda. Bunu rutin hızla, süratle yaptığımız takdirde, 80-100 sene lazım. Bitmez; olmaz. Bu seferberliği yapıp, dayanıklı bir kent olduğumuz zaman başka sorunları da daha hızlı çözeriz; yaşam kalitesini arttırırız, daha keyifli bir yaşamı süreriz. Çocuklarımız, gençlerimiz umutlu olur. Ondan sonra sosyal sorunlar, eğitimle ilgili sorular daha hızlı çözülür. O bakımdan her kurumun ve her kişinin maksimum fedakarlıkla süreci sürdürmesi ve yönetmesi gerekir. Farklı davranışlarla karşılaştık. Bazen kurumsal uyuşmazlıklarla karşılaştık. Kimi zaman, vatandaşın, birçoğunun kabul etmesine rağmen farklı duygularla süreci manipüle etmeye çalışan gruplarla karşılaştık. Bunun B partisi C partisi, A partisi yok. Benim için hiç yok. O bakımdan, her kim olursa olsun mücadelemizi en üst safhada verip insanlarımızın sıcak yuvalarına kavuşmalarını istiyoruz.”