İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, “300 Günde 300 Proje” maratonu kapsamında hizmete aldığı “İstanbul Yenileniyor Güçlendirme Projesi”, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımlarıyla tanıtıldı.
“Depreme hazırlık konusunda, ekonomik ve hızlı bir seçenek daha sunmuş oluyoruz”
İBB olarak, göreve geldikleri ilk günlerden bu yana deprem ve kentsel dönüşüm konusunda yaptıkları çalışmalardan örnekler veren İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bizim için en ön safta, en öncü konunun deprem olduğunu İstanbul halkıyla paylaşmıştık. Afet odaklı kentsel dönüşüm çalışmaları bu alanlardan biridir. Ve bugün, bu konumda gerçekten mühim bir adımı hep birlikte atıyoruz. Elverişli yapıların KİPTAŞ koordinasyonunda ve üniversitelerle, bilim insanlarıyla, teknik insanlarla iş birliği içerisinde güçlendirilmesine hep birlikte başlıyoruz. Artık hızlı tarama testinde riskli çıkan yapılar için hemşerilerimiz, ‘İstanbul Yenileniyor’ platformuna güçlendirme talebinde bulundurma bulunmak üzere başvurabilecekler. Böylece depreme hazırlık konusunda, ekonomik ve hızlı bir seçenek daha sunmuş oluyoruz. Mevzuat ve statik açıdan güçlendirilmesi uygun yapıların, günümüz teknolojisi ve koşullarında hibrit yöntemlerle güçlendirilmesini amaçlayan bu sistem, KİPTAŞ’ın koordinasyonunda, üniversitelerle iş birliği içerisinde yürütülecek.”
“Hangi fedakarlıklar var ise yaparak…”
Güçlendirme çalışmalarına, İBB’nin hızlı tarama sistemiyle depreme karşı yüksek riskli olduğu tespit edilen E sınıfı yapılardan başlanacağı bilgisini paylaşan İmamoğlu, “İlerleyen dönemlerde elbette bu kapsamı genişletmek istiyoruz. Ancak takdir edersiniz ki, güçlendirmenin mümkün olduğu en riskli binalarda başlamak bizim için önemli. Hızlı tarama testinde E sınıfı olarak belirlenmiş yapılan hak sahipleri, mutlaka aralarında uzlaşmak zorunda. Uzlaşarak, bizim sistemimize başvuru yapabilecekler. Başvuru yapabilecekleri yer, ‘istanbulyenileniyor.com’ sitesi” şeklinde konuştu. Yüzde 100 uzlaşı zorunluluğunun kanun gereği olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Bu unsurun yerine gelmesi için, bir başka şey gerekiyor. İnsanlarımızın ‘ama’sız, ‘fakat’sız bu işe niyetini koymak zorunda olması meselesi” dedi.
İmamoğlu, güçlendirme sürecinin nasıl ilerleyeceğini şu sözlerle dile getirdi:
“Ruhsat ve yapı kayıt belgesi gibi birçok hususun, ruhsat belgeleriyle birlikte var olduğu bir sistemle hayata geçirilen bu süreç başlayacak, vatandaşlarla proje firmaları bir araya getirilecek, üniversite tarafından onaylanan projeler doğrultusunda bir maliyet sunulacak. Maliyeti kabul etmeleri halinde hak sahipleri, uygulama firmasıyla bir araya getirilecek. Sözleşmeler yapılıp, süreç başlayacak. KİPTAŞ, bütün bu sürecin takibini, düzenleyiciliğini denetleyiciliğini sürdürecek.”
“100 bin yapıya gittiğimizde, 70 bin yapının bizi kabul etmediğinin altını çizelim”
Hızlı tarama sistemini, şu anda cezaevinde tutulan önceki Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Tayfun Kahraman’ın kendisine önerdiğini hatırlatan İmamoğlu, bu kapsamdaki çalışmaların 2020 yılından beri sürdüğüne dikkat çekti. “100 bin yapıya gittiğimizde, 70 bin yapının bizi kabul etmediğinin altını çizelim. Bakın 2000 yılı öncesi yapılmış binalardan bahsediyorum. Ve 100 binanın 70’inin bizi evine kabul etmediğini söylüyorum. Hep ne söyledim? Bu mücadele bütüncül bir mücadeledir. Bu mücadelenin sorumlusu tek başına hükümet de olamaz. Ama organize etme sorumluluğu en yüksek kurum, hükümettir. Tek başına Büyükşehir Belediyesi de olamaz. İlçe belediyeleri de olamaz. Hep birlikte hareket etmeyi başarabilmemiz, bunu İstanbul gibi bir yerde kurumsallaştırmamız şarttır. Halkımız bu işe olur verip, el uzatmadığı takdirde, zorluklarımız çok büyüktür” uyarılarında bulundu.
Var olan çalışmaları yoğunlaştırıp, yeni uygulamalar başlatmaya devam edeceklerini kaydeden İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Geliştirdiğimiz bu tarama yöntemiyle, gerçekten çok önemli bir aşamayı hayata geçirdiğimizi düşünüyorum. Ama tek başına bizim bunu yapmamızın gerçekten yeterli olmayacağını da ifade edelim. Bunu hükümetin, kurumlarımızın mutlaka dikkate alıp, gerekli düzenlemeleri ve finansmanı, özellikle yerel yönetimin finansman katkısını da sağlayarak, bunun yaptırılmasına büyük bir iş birliği şart. Tabii kalan zaman dilimi içerisinde, söylemin her daim ‘Sayın Cumhurbaşkanı’nın tensipleriyle. Sayın Cumhurbaşkanı’nın takdiriyle. Sayın Cumhurbaşkanı’nın oluruyla’ değil, biz diyoruz ki; bilimin gösterdiği ışıkla, tekniğin öngördüğü modelle, insanlarımızın kabulüyle, finansal iş birliğimizle yol yürüyoruz. Bu anlayışa 14 Mayıs’tan sonra hızlıca harekete geçip, yol alacağız arkadaşlar.”
Konuşmaların ardından Kaftancıoğlu, İmamoğlu, CHP milletvekilleri Turan Aydoğan, Emine Gülizar Emecan, Gökan Zeybek, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ve Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün katılımlarıyla anı fotoğrafı çekildi.
İmamoğlu, fotoğraf çekiminin ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularına yanıt verdi. İmamoğlu, “İBB’nin imara aykırı olduğu için yıkım kararı aldığı Üsküdar Salacak sahilindeki kafeler için, Üsküdar Belediyesi ve Çevre Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanlığı devreye girdi ve bu yıkımlar durduruldu. İBB’nin bundan sonraki adımı, süreci nasıl olacak” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Özel çevre koruma kapsamında, Marmara’daki müsilaj meselesi sürecinde bu kapsam içine alınıp, Adalar’da imarla ilgili yetkilerimiz elimizden alınmıştı. Ben, o zaman Sayın Bakan’ı aradığımda, ‘Sayın Bakan müsilajla mücadelenin Adalar’ın planıyla ya da İstanbul’un kıyı şeridiyle ne alakası var’ demiştim. ‘Ya böyle olmaması gerekir’ diye kendisinden telefonda cevap almıştım. Sonra tabii yetkinin bu şekilde gasp edildiğini kendi de tespit edince, ‘Ya bu konuyu konuşalım, uzlaşı içerisinde yönetelim, bunu mutlaka düzeltiriz zaman içinde’ diye bana beyanı olmuştu. Yine bu kanuna sığınarak, yine bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne sığınarak, buraya Üsküdar Belediyesi’yle -bakın Üsküdar halkının çıkarını korumakla yükümlü Üsküdar Belediyesi’yle- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bir plan yaparak, gecekondu gibi İstanbul Boğazı’nın kıyısında işgalle yapılmış binaları imarlı hale getirmiştir.”