Devlet Bey, Şehit Mehmet Koçak’ın ailesini ziyaret ettiğinde, “Türk’e has, şahadet şuurunun” iklimiydi hissedilen!..
*
Türkiye yıllardır, "dolaylı" savaş veriyor bölücü terörle. 7 Düvele karşı verilen bu savaşı, Türklerle Kürtler arasında diye kabul ettirmek istense de tüm hınzırlıklarıyla, başaramadılar… Yılmadılar tabii ki. Bu defa başkalarıyla olan savaşın barışını Türkler ve Kürtler yapmalı yaygarasıyla sahne aldılar. On binlerce cana mal olan bu kahpe savaşı kardeş kavgasına çeviremeyenler, alçakça emellerini barış kisvesi altında elde etme yoluna geçtiler.
Her terör oluşumunda olduğu gibi sponsor güçleri vardı, bu ihanetin de dahili ve harici! Silah gücünün yanında, siyaset, sermaye, medya gücüyle donatıldılar. Türedi aydınları oldu, satın alınmış yazarçizer takımı her geçen gün çoğalırken herkes rolünü üstlendi, sağlanan meşruluk koridorunda… Her şey mubahtı!..
*
Seçimlerden önceydi. HDP Eşbaşkanı Demirtaş, televizyonda mazlum ve mağduru oynuyor. Sunucu soruyor; “sizi çok üzen olaylar olmuştur, birini anlatsanız!”
Başlıyor Eşbaşkan; “Ankara’da oturuyoruz. Birgün kızım ağlayarak geldi. Komşular çocuklarına, onlar Kürt konuşmayacaksınız demişler.”
Sunucu hazır zaten, gözleri buğulanıyor, kamera zum’lu yor anında!..
Beşikteki Kürt bebeden kurşunla vatan isteyen PKK’lı alçakların uzantısı, gerçeği iğfal ederken örüyor biryandan millet düşmanlığını tüm kahpeliğiyle…
Ardından meydanlarda tehdit naraları gecikmedi, tüm bölücü çakal sürüsünü kutsayarak!..
*
Sermaye bir türlü güneydoğu ve doğuda yatırımı akıl edemezken, orda kazandığı parayı dahi batıya aktarıp semirirken utanmadan rapor hazırlatıyor, Kürt halkının ezilmişliğini anlatan…
*
Medya işgal altında! Yandaşlar, yanlılar, güdümlüler paylaşmış gündemi.
Zaman, zaman birbirleriyle didişse de ihanet projelerinde tek tip! Dinciler, liberaller, solcular birleşiveriyorlar ağa babaları işareti verdiğinde. İnsanlıktan feragat edecek kadar gözü karalar…
Sabah yazarı başını örtmüş Hilal Kaplan, 2010 yılında yazdığı bir tweet’te “Şehit kavramı İslam’da vardır. “Türk-Kürt savaşı” dediğiniz hadisede ise “şehit” yoktur. Anlaması çok mu zor” diyebilmişti. Şimdilerde şehit diyor her nasılsa!..
Yine Yeni Şafak yazarı başını örtmüş Cemile Bayraktar da 2012 yılında Twitter hesabından “Kardeş savaşından “şehit” çıktığını hangi din söyler. İslam’da yok böyle bir şehitlik” diye yazabilmişti.
Oda şehit diyor şimdi!..
Kimileri akil olup ahkâm keserken kimileri kandil gezilerinde destan yazıyor katil sürüsüne.
*
İcazetli İktidar teslim olmuşken dayatılan bölücülüğe, Atatürk’ün partisi ana muhalefet, içinden çökertilmişliğin girdabında az buluyor atılan çözülme adımlarını, daha fazla olmalı diyebiliyor.…
*
Tüm bu kuşatılmışlığın içinde elbirliği ile ihanet inşa ediliyor.
Kanırta kanırta….
İmralı’daki cani elebaşı umut kapısı oldu. Lideriniz bu dendi bir parçamıza. Terör örgütü halk hareketi kılınıp temsil yeteneği verildi pervasızca…
Şehadetle cinayet denk tutulur oldu peşi sıra…
Nihayetinde dâhili dizayn edici uzantılar gündem belirliyor bir kez daha.
PKK’nın maşası HDP el bebek gül bebek, bir sevgi pıtırcığı gösterilip “Tayyip karşıtlığıyla” meclise taşınmalı!..
Ateş düşen ocaklar çok uzaklarında onların… Ülkenin geleceği viskilerinin sarhoşluğunda şen şakrak eğlencelerine meze olabiliyor ancak!
*
MHP bu zulmün merkezinde tek başına…
Çarpışıyor.
*
Bölücü şımarık, taşeronlar pervasız, millet suskun, vatan evlatları mahzun!..
*
Devlet Bey, Şehit Mehmet Koçak’ın yavrusunu kucağına alıyor, “bu yavruda, sizler de şehidimizin emanetidir bizlere” diyor.
“Türk’e has, şahadet şuuru” canlı, diri, ayakta… Sarıyor insanın tüm benliğini!..
O gür ses yankılanıyor Ülkenin dört bir yanında;
“…Türkiye’nin kaymağını yiyenler, boğazda yalılarda viskisini yudumlayıp oyunu HDP’ye veren şerefsizler…”
… ve nasipsizler ayağa kalkıyor velveleye veriyor ortalığı, buradayız dercesine!..

