1980’nin öncekilerinde biraz “taş üstüne taş koyma” sorumluluğu vardı. Bugünkülerde bu yok. Bunlar tüccar, müflis ve sofracı. Öncekiler çoğulcu ve Cumhuriyetçi idiler. Bugünküler öyle değil. Bunlar ferdiyetçi, kraliyetçi. Öncekilerde dindarlığın renkleri, milliyetçiliğin ölçüleri vardı. Bugünküler “ala-bula” Müslüman, yağır milliyetçi.
Bugünküler derken tartılmışları, yani sahnedeki denenmişleri kastediyorum. Denenmemişler için hüküm koymak yanlış olur. Sahnedekileri denerken gördük ki, bunlar Türkiye’yi despotizme götürüyorlar, milli birliğimizi bozuyorlar, halkı kutuplaştırıyorlar, milliyetsizleştiriyorlar.
Son milletvekili seçimleri, özellikle mahalli-ve başlı başına yapılan İstanbul seçimi-seçmeni biraz uyandırdı, insanlar düşünmeye başladılar. O’yuncubaşı’ların oyunları görülüyor artık.
Bu sahnenin çökmeye başlamasında, muhalefetin akıllı ve sağduyulu tutumu, T.C.’nin ayarlarına dönme çağrıları, milli duruşu, barış, huzur ve refah talebi etkili olmuştur. Muhalefet bu strateji ve taktiğini daha da geliştirerek, olgunlaştırarak karşımıza çıkmak zorundadır. Artık muhalefet bu yolu bırakamaz. Bırakırsa bize, asıl önemlisi ülkemize yazık eder.
Öyle ise muhalefetten beklentimiz nelerdir? Ben kendimce, şimdilik üçünü yazayım:

2- Kılıçtaroğlu, Akşener ve milli birlik ve bütünlüğe gönül verecek olan diğer parti başkanları ve politikacılarımızın önünde duran ikinci görev: Bozulan milli birliğimizin, temeli sökülen Parlamenter sistemimizin, iflas etmiş ekonomimizin, zayıflatılan ordumuzun, soysuzlaşan milli eğitim sistemimizin asli temelleri üzerine oturtulması için daha şimdiden bir araya gelmeleri, günü gelince hemen uygulamaya geçmeleridir.
3- Kılıçdaroğlu, Akşener vb kişilerin şimdiden dikkat etmesi gereken önemli bir husus ise, Türkiye’yi Atatürk’ün anlayıp uyguladığı gibi bir “milli strateji” ile inşa etmektir. Bunu yaparken, Türkiye’yi sıkıntıya sokmayacak beyin ve birikimlerle kadrolaşmak, -ister Batı, ister Doğu tipi- olsun tüm emperyalist düşünce ve rejimlere kapalı olmak gerekiyor. Sonra yanlış hesap Bağdat’tan döner. Emperyalizmin ağına bir de siz düşersiniz, Türkiye’ye daha da çıkmaza sokarsınız.
Türkiye “milliyetçi” edalarla milliyetçiliği rezil eden, “dindar” sloganlarla Müslüman kanlarının akmasına yol açan bir dönemi geriye bırakıyor.

