Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Afet ve Kriz Dönemlerinde Habercilik Paneli’nde konuştu.
İletişim Başkanı Altun’un konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Devletimiz deprem bölgesindeki kardeşlerimizin yardımına koştu. Devlet millet ele ele vererek deprem bölgesindeki yaraları sarmak için verdiğimiz mücadele aralıksız devam ediyor. Vefat eden kardeşlerimizi elbette geri getiremeyiz ama depremi yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak yıkılan ve hasarlı evler başta olmak üzere maddi kayıpları telafi etmek elimizdedir ve bunun için var gücümüzle çalışıyoruz. İnşallah sayın cumhurbaşkanımızın ifade ettiği üzere temelleri atılan konutları 1 yıl içerisinde tamamlayacak ve sahiplerine teslim edeceğiz. Deprem bölgesindeki illerimizi ilçelerimizi köylerimizi sağlam ve dayanıklı altyapı ve üstyapıyla dayanıklı bir çehreye kavuşturacağız. Ayrıca ülke genelinde deprem farkındalığının arttırılması ve kentsel dönüşümün hızlandırılması için var gücümüzle çalışacağız.
Herhangi bir afet halinde acil müdahale ve etkin yardım organizasyonu kadar kamuoyunu hızlı doğru güvenilir ve şeffaf bir şekilde bilgilendirmek de hayati derece önemlidir. Bu süreçte aynı zamanda dezenformasyonla sistematik yalan haberle mücadele etmek de bir gerekliliktir. Yaşadığımız son depremlerde bunu çok açık ve net bir şekilde görmüş olduk. Kamuoyunu bilgilendirmenin ne denli önemli olduğunu gördük, dezenformasyonla mücadele etmenin ne denli önemli önemli olduğunu görmüş olduk. Ne yazık ki deprem gibi acı bir olay üzerine oluşan hassasiyetlerin suistimal edilebilindiğini gördük. Bu suistimallerin üzerinden dezenformasyon ve kara propaganda girişimlerine şahitlik ettik. Teyit edilmeden yapılan paylaşımların arama kurtarma faaliyetlerini sekteye uğratması insan hayatına mal olması gibi elim durumlarla karşı karşıya kaldık. Bölgede canla başla yürütülen arama kurtarma durumlarının yanında ne yazık ki tezviratlarla da mücadele etme durumunda kaldık. Bizde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak gerçek bilginin paylaşılması ve dezenformasyonla mücadele edilmesi noktasında sorumluluklarımızı görevlerimizi yerine getirmeye gayret ettik. Doğru bilgi ve veri akışını temin etmek için ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla yakın bir koordinasyon içerisinde çalıştık ve kamuoyunun hızlı bir şekilde bilgilendirilmesi için gayret ettik.
Afet ortamında oluşan bilgi kirliliğine ve kasıtlı dezenformasyon girişimlerine karşı kamuoyunu güvenilir bilgilere ulaşmasını temin ettik. Aynı doğrultuda kamuoyunu bilgilendirme görevini ifade eden yüzlerce basın mensubumuzun deprem bölgesine intikallerini koordine ettik. Türkiye’de 400 uluslararası basın mensubunun yanında bölgeye gelen bin 400 basın mensubunun mesleki faaliyetlerini daha sağlıklı şekilde yürütebilmesine de katkı sunmaya çalıştık. Basın mensuplarımızın bölgeden yaptıkları haberler ve insanımızı gerçek bilgiyle bilgilendirmek için ortaya koyduğu gayret son derece kıymetliydi ve bu gayret sayesinde sistematik dezenformasyon ve karalama kampanyalarına karşı mücadele edilebildi. Aralarında depremde aile üyelerini kaybetmelerine rağmen görevine devam eden basın mensupları bile vardı. Bu vesile ile kendilerine bir kez daha taziyelerimi iletiyorum ve bir kez daha teşekkür ediyorum.
Depremin ilk saatlerinde CİMER’de Deprem Acil başlığını kullanıma açtık. Çoğun bir şekilde bu iletişim kanalının kullanıldığını gördük. Dezenformasyon bildirim servisi uygulamasını faaliyete geçirdik. Afet sürecinde yanıltıcı bilgilerle etkin mücadele kapsamında deprem başlığı ile günlük dezenformasyon bülteni yayımladık. Deprem gündemine dair çalışmalarımıza hassasiyetle devam ediyoruz.
Afet ve kriz dönemlerinde habercilik şartları ile hassasiyet gerektirir. Dolayısıyla medya bu tür durumlarda çözüm ortağı sorumluluğuyla hareket etmelidir. Kasıtlı ya da bilinçsiz bir şekilde yayılan yanlış bir bilgi insan hayatına mal olabilmektedir. Aynı şekilde doğru bir bilgi de hayat kurtarabilmektedir. Vahim sonuçlara neden olamamak adına doğrulanmamış hiçbir bilgi kesinlikle paylaşılmamalıdır. Afet bölgelerinde haber yaparken ne yazık ki arama kurtarma faaliyetlerinin dahi aksamasına neden olabilecek girişimlere de şahitlik ettik. Unutulmamalıdır ki hiçbir haber insan hayatından daha değerli değildir.
Medya kurumlarımıza afet haberciliğine bir uzmanlık alanı olarak ehemmiyeti vermelerini ve bu alanın altyapısını güçlendirmek için bizlerle iş birliği yapmalarını talep ediyoruz. Bu çerçevede medya kuruluşlarının meslek örgütlerinin üniversitelerin ve kamu kuruluşlarının kriz iletişimi yönetimi kapasitelerini geliştirmeleri ve bu süreçte sağlıklı iş birlikleri tesis etmeleri son derece kıymetlidir. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak bu kapsamda hem gazeteci adaylarımıza hem de halihazırdaki medya mensuplarımıza yönelik pek çok çalışma yapıyoruz.”
