Eski Yunan’da demokrasi diktatörlüğe ve Tiranlığa karşı ortaya çıkmış, halkın kendi işlerine yön verebileceği bir idare şekli olarak düşünülmüştür.
Fakat Yunan şehirlerinde farklı şekillerde demokrasi uygulamaları görülünce ARİSTO “Demokrasi, Demagojiye dönüştü” demişti. Ona göre DEMAGOJİ; bir toplumun duygularını çelerek kendi çıkarlarını yürütme yoludur.
ARİSTO’nun tanımladığı Antik Yunan’daki idare, günümüz Türkiye’sine ne kadar çok benziyor değil mi?
Antik Yunan’dan 2400 yıl sonra, Türkiye de “İleri demagoji” ile yönetilmektedir.
Başbakan her fırsatta halk iradesinden, ileri demokrasiden söz ediyor. Başbakan’a göre halk AKP’ye oy verenlerden ibarettir. Ona göre AKP’ye oy vermeyenler “ileri demokrasi” düşmanları ve ülkenin iyiliğini istemeyenlerdir. Onların iradesi irade sayılmazmış!
En son yapılan 2011 seçimlerini göz önüne aldığımızda ”halk iradesi” AKP’ye oy veren %49 dur. Geriye kalan %51’in kimi ve neyi temsil ettiğinin çok önemi yoktur.
ARİSTO’nun tanımladığı DEMAGOJİ’nin en güzel örneğini 12 Eylül Referandumu öncesi ve sonrasında gördük.
AKP’nin hazırladığı pakette Türk halkına adeta cennetten bir dünya vaad ediliyordu. Bu mutluluk paketinden nasibini almamış bir tek vatandaş dahi bırakılmamıştı. Ağlamalar, sızlamalarla yürütülen toplumun duygularını çelme taktikleri ile gittik sandık başına.
Ne zaman ki referandum az bir oranla da olsa kabul edildi, bize ‘’İleri demokrasi” nutukları atanların gerçekte birer “DEMAGOG” oldukları, yapmaya çalıştıklarının da “DEMAGOJİ” olduğu açığa çıktı.
On yıldan beri sürdürdükleri “ileri demokrasi” çalışmasının bizi getirdiği yer neresidir?
Bugün Türkiye’de cezaevleri iktidarın uygulamalarını eleştiren gazeteci, yazar ve bilim adamlarıyla doludur. Ordumuzun komutanlarının neredeyse yarısı hapistedir.
Demokratik ve insani haklarını arayanlar, iktidar karşıtı olarak görülmekte, memurların, işçilerin, öğrencilerin en ufak bir toplantısı bile polis tarafından şiddet kullanılarak dağıtılmaktadır.
Daha da vahim olanı “ileri demokrasi”paketiyle Anayasa mahkemesi, HSYK, Yargıtay ve Danıştay iktidarın kontrolüne girmiştir.
Bizim “kendine demokrat”Başbakan, Arap ülkelerini dolaşarak onlara Türkiye modelini öneriyor! Adamlar yağmurdan kaçarken, doluya tutulsunlar istiyor.
”Demokrasi demagogların eline düştüğü zaman en değme faşizmden daha tehlikeli bir hal alırmış!”tespitinde bulunanlar meğer ne kadar haklıymış…
