İnsanlık dışı bildik çürümüşlükler özellikle son yıllarda hızlanarak bünyemize sirayet etmekte. İslamlaşma bağırışları ile eşzamanlı, gündemde en ön sıralarda belirleyici ve hız kesmiyor. Türedi dindarlarımız marifeti ile “helal” kılınan rezillikler zincirinden oluşan esaret her geçen gün daha da büyümekte.
Bir tarafta; kutuplaşma, gelir dağılımında oluşan uçurum, peşkeş çekilen devlet değerleri, pervasızca yenen yetim hakları, onlu yaşlara inen fuhuş…
Çocuk gelinler, gecelik nikâhlar…
Lüks olana tamah, yadırganmaz ölçülerde.
Diğer yanda; son yıların müthiş keşfi “helalin ticareti!”
Helal et, helal sucuk derken helal ruj gecikmedi.
Yetmedi!
Helal seks shop açılıverdi.
Rağbet yahşi imiş, öyle diyorlar, hınzırca!
***
Bu arada Türkiye Büyük Millet Meclisine Hanım vekillerimiz başörtüsü ile girdi…
Aslında yılların hasreti idi…
Muazzamdı!
Gel gör ki güdük didişmelerde kaybetti asaletini.
Örtemedi yanı başındaki çürümüşlükleri.
***
Sayın Cumhurbaşkanı; “herkes mutlu” dedi.
Devamında gecikmedi;
“İleri demokrasi” nakaratları…
Başörtüsü tamamda…
Ruh çıplak, ruhlar esir!..