İki Olay ve Fark!..

Yazın kavurucu sıcaklarından değil, tarım arazilerinin kamulaştırılmasından içleri yanmış Çavuşcugöl köylülerinin. AKP Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir de kendi köyü diye bu köye gidince yaşlı bir köylü:
“Ahmet senin babanın da arazisi var burada. Benim 40 tane yerim gidiyor, benim hayatım bitiyor. Utanmıyorsunuz da!.. Memlekette bir şey koymadınız, sattınız hepsini. Ne dinleyeceğim. Bitirdiniz memleketi. Mahvettiniz, Allah’tan bir korkun. Sizde hiç mi Allah korkusu yok?” demiş!..
Milletvekili şaşmış, şaşırmış bir tuhaf olmuş!.. Söylenenlere dayanamamış olmalı ki:
“Köyü satan da, bitiren de şerefsizdir. ‘Köyü sattı’ diyen de şerefsizdir. Böyle bir terbiyesizlik görmedim!” demiş ve dönüp gitmiş!
Bunca sözlere muhatap olan köylüler tarım arazilerinin kamulaştırılmaması için yolu trafiğe kapatınca Ilgın Kaymakamı varmış yanlarına… Konuşacakmış ki yaşlı bir köylüye dönüp:
“Terbiyesizlik etme lan!” deyince köylülerde düş kırıklığı ve alınganlık yaratmış…
Umarsız kalan köylüler başlamışlar hep bir ağızdan:
“Direne direne kazanacağız.” demeye… İnançlarını yitirmeden, hep birlikte ve adeta bir tek gönülcesine…
***
Ötede…
Konya’dan çok ötede İstanbul’da…
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da Pendik Göçbeyli köyüne gitmiş.
Şaşırmış köylüler İBB Başkanı’nı köylerinde görünce:
“Düğün değil, bayram değil; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı neden köyümüze geldi ki?” diye sormuşlar birbirlerine!..
Meğer İmamoğlu daha önceleri Göçbeyli Köyü’nü örnek bir köy yapacağı sözünü vermiş! Köylüye fide yardımında da bulunacakmış… Ama unutmuş bu sözleri köylüler. Şimdiye dek vaat edenleri çok görmüş, ama vaatlerini yerine getirenleri hiç görmediklerinden midir nedir şaşkınlıkları iyice artmış köylülerin!..
Derken çok kısa bir zamanda fide desteği yapılmış. Köylüler yine şaşkın:
“Acaba bu işin içinde başka bir iş mi var?” diye şüphe eder olmuşlar? Zaman geçmiş ve zamanı gelince fideler boy atmış, sebzeler doluşmuş her yana. Sevinmişler tabii ama bir yandan da köylüleri almış mı derin bir düşünce?
“Üretmesine ürettik ama biz bunları halciye kaça satacağız acaba?” diye dert sarmış başlarını. Bir yanda pırıl pırıl, capcanlı sebzeler, öbür yanda iki ellerinin arasında zonklayıp duran başları…
***
İmamoğlu yetişmiş yine imdatlarına:
“Size pazardan yer vereceğim. Ürettiklerinizi getirip orada satınız” demiş. Ama köylüler inanmamışlar buna! “Olacak şey mi yahu, demişler, galiba biz hayal görüyoruz!”
İmamoğlu anlamış köylüleri:
“Pazarda ben de sizlerle birlikte olacağım!” demiş. Gülüşmüş köylüler: “Bu da bizimle dalga geçer mi oldu nedir?” diye dudak kıvırmışlar.
“Anamı arayın demiş, İmamoğlu, eğer kabul ederse onu da çağırayım, yarın gelsin sizinle birlikte mallarınızı pazarlasın!..” Karşılık beklemeden, yani bu sözleri der demez annesini aramış ve anlatmış durumu. Kabul etmiş annesi de yapılan öneriyi…
Göçbeyli köylüleri bulundukları yere sığmaz olmuşlar. Gözlerinde şimdiye dek görmedikleri bir umut pırıltısı, kalpleri yerinden çıkacakmış gibi atar olmuş…
***
9 ilçede, 83 mahallede, yaklaşık 3 milyon 600 bin fide dağıttıklarını belirten İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yukarıda anlattığımız olayda kendi köyüne giden milletvekili ile kaymakam örneği arasında epey fark var değil mi?
Bu yanan ışık hiç sönmemeli, daha da gür, daha da aydınlatıcı olmalı. Ülkemiz öylesine aç ki bu tür yönlendirmelere ve vaatlerini yerine getiren yöneticilere…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!