Son günlerde gerek Almanya’da gerekse Türkiye’de bazı siyasi partilerin kongrelerine şahitlik ettik.
Aralarında ciddi farklılıkları tespit edince, ister istemez bir karşılaştırma yapıyorsunuz.
Birinci kongre:
SPD Sosyal Demokrat Partinin il Başkanı seçilecek.
Mevcut İl Başkanı yapılan yerel seçimlerin kaybedilmesi üzerine sorumluluk üstlenip, istifasını veriyor ve bir daha aday olmayacağını açıklıyor.
Seçimlere gidiliyor. Adaylar il Başkanlığına başvurularını yapıyorlar.
En kısa ve en uygun gün tespit edildikten sonra, bütün delegelere kimlerin aday olduğu konusunda ve Adayların özgeçmişleri hakkında kısa bilgiler veriliyor.
Seçim gününe kadar Adaylar delegelere kendilerini ve projelerini anlatıp oylarını istiyorlar.
Seçim günü geliyor. Tabi pandemi dönemi, bir salonda, bir otelde toplanmak yasak.
Ne yapıyorlar dersiniz bu bizleri kıskanan Almanlar?
Aynen şöyle işliyor.
O kongrede Ne partinin Genel Başkanı var, nede Milletvekilleri var.
Ne eyy muhalafet partisi diyerek veya ne eyy iktidar partisi diyerek bağırma var,
Nede Adaylar muhalefete veya iktidara hakaret etme yarışına giriyorlar.
Ne sanatçılar Sahne alıp şarkı Türkü söylüyorlar, Nede öyle gösterişli ışıklar ile gösteriler var.
.
Pandemiden dolayı herkes evinde! Bilgisayarından zoom proğramı üzerinden Başkan adaylarının kısa konuşmalarını dinleyip kararlarını veriyorlar. Veya önceden vermiş oldukları kararlar doğrultusunda seçimlerini yapıyorlar.
Sadece bir kac yerel gazetenin temsilcileri, yerel radyo veya Tv’lerin temsilciler zoom üzerinden takip ediyorlar.
Bir gün sonra gazetelerin yerel bölümünde küçük haberler olarak okuyabilirsiniz
Başkan adayları kimseye hakaret etmeden, kimseyi hedef almadan kendilerini tanıtıp, projelerini anlatıyorlar.
Ve seçime geçiliyor.
216 Delegeye sahip Şehrin delegeleri, birkaç dakika içinde oylarını kullanıp yeni il Başkanlarını seçiyorlar.
Seçilen teşekkür konuşması yapıyor, kaybeden kazananı tebrik ediyor.
Ve kongre bitiyor.
İkinci Kongre
AKP Rize il Başkanı seçilecek.
Bu sadece AKP’ye özgü bir olay değil, bizdeki bütün siyasi partilerde hemen hemen aynı malesef.
İl Başkanının kim olacağı daha önceden Parti Genel Başkanı ile iki yardımcısının istişaresi sonucunda belirleniyor.
Mevcut il Başkanı Kongre salonunu hazırlıyor.
Eğer Belediye Başkanı aynı partiden ise, Salon ve diğer giderler Belediyenin kasasından ödenmek üzere bütün hazırlıklar yapılıyor.
Araba konvoyları hazır kıta bekliyor.
Birazdan Partinin Genel Başkanı gelecek.
Nihayet Genel Başkanın Konvoyu gözüküyor.
Yollar kapalı, şehir içi trafik Felç olmuş.
Parti bayrakları yollarda, konvoydaki arabaların korna sesleri şehrin her yerinden duyuluyor…
Salon leba leb dolu. Kim öper coronayı, kim öper mesafeyi, kim öper maskeyi…
Mühür bende kral benim.
Eyy kahveci, Ey Lokantacı Ey Esnaf bakmayın bana öyle arsız arsız.
Ne var yani şurada ayda yılda bir kongre yapıyoruz.
Nooolmuş yani sizleri kapatıp kongre salonlarını açtıysak.
Siz ilk önce maskesiz sokağa çıktığınız için size kesilen cezayı ödeyin.
Maskelide olsa ben çıkma dedimse çıkmayacaksın.
Ve Millet iradesini kullanmak için kongre salonunda seçim başlıyor.
Zaten topu topuna bir aday var.
Oda önceden belirlenmiş.
Önceden kendilerinin seçtiklerini Millete seçtirdikten sonra, eğlenceler başlıyor.
Tabi oy birliği ile Genel Başkanın seçtiği aday seçiliyor.
Yaşasın Milli irade.
Ve Beklenen an geliyor…
Bütün Ulusal TV’ler orada, Bütün Gazeteciler, Radyocular orada.
Hepsi Naklen yayın yapıyor.
Hiç bir detay kaçırılmıyor.
83 Milyona izletiyorlar.
Yok canım Ne Mecburiyeti, seyretmek istemezsen kapatabilirsin.
En Demokratik hakkın. Demokrasilerde zorlama yok.
Veeee En heyecanlı bölüm.
Assolist Sahnede.
Yani Genel Başkan.
Sloganlar Sevinmeler, ayılmalar, Bayılmalar!
Eyy öteki partilerin Başkanları, eyy ötekiler…
Alkışlar sloganlar kırıla gidiyor… ötekiler dedi ya.
İl Başkanı kim olmuş, Niye olmuş, Neden olmuş kimseyi ilgilendirmiyor.
Tek bildikleri Genel Başkana sadık ve Genel Başkan o kişiyi istemiş.
Bu kadar bilgi adam olana çok bile.
Daha ne bilgisi Ne projesi…
Assolistin konuşması bitiyor kongre bitiyor.
Arkada ve yollarda temizlik işçilerine bayağı bir iş çıkıyor.
Yoksa hepsi işsiz kalacak mazallah.
Gösterişi, Riyayı, kul hakkına girmeyi, adaletsizliği, istişare izliği, israfı, zorbalığı yasaklamış bir dinin mensubu olarak, nedense bir anda Muaviye aklıma geliverdi.
Hayırdır inşallah. Nerden geldiyse Aklıma?
Hani şu Şam’a vali olarak atanıp ilk iş olarak Şam’da kendisi için bir saray yaptıran Muaviye.
Hz. Ali Şam yöresinden gelen şikâyet üzerine Ebuzer’i Şam’a gönderip, “bir bak bakalım Ahalinin şikâyeti doğrumu, gerçekten zulüm var mı, gerçekten millet sefalet içinde mi” diye gönderdiğinde Şam’da Vali olan Muaviye.
Ebuzer Şam’a geldiğinde yollarda halkın sefaletini görür.
Muaviye’nin sarayına geldiğinde ise israfı, şatafatı, zorbalığı, adaletsizliği…
“Ey Muaviye “Sen bu sarayı Devletin parasıyla yaptırdıysan bu israftır, Devlete zarardır halk bu kadar sefalet içindeyken, yok kendi paranla yaptırdıysan israftır ve haramdır, çabuk yıktır bu sarayı” der.
Muaviye “ya Ebuzer benki koskoca Şam Valisiyim, yakışmaz mı bize böyle bir Saray?”
Yine Aynı Muaviye, Şam’a devesiyle gelen bir Küfe’linin devesine zorbalara el koydurur.
Küfe’li şikâyette bulununca Muaviye, Küfe’liden şikayetini anlatmasını ister.
Küfe’li kendi devesini eliyle işaret ederek “bu dişi ve siyah deve benimdi. Bu zorbalar el koydular” der.
Muaviye Deveye bakarak “Ben orada bir tane erkek ve kahverengi deve görüyorum, bu senin Deven değildir” der
Küfe’li itiraz eder. “Aman efendim nasıl olur bu deve dişi ve siyah”
Bunun üzerine Muaviye “Dur halka soralım ne diyecekler” der.
Orada bulunaklara sorar.
Hep bir ağızdan, Muaviye’yi tasdik ederler.
Bunun üzerine Muaviye Küfe’liye der ki:
“Aliye söyle. Benim emrimde, siyah ve dişi deveye, ben istediğim için erkek ve kahverengi diyecek onbin silahlı adamım var. Dikkat etsin.”
Evet
Muaviye yalan söylememişti. Daha sonra Hz. Ali şehit edildi.
Sonrasında ise Hz. Hasan zehirlendi Hz.Hüseyin Kerbela’da Muaviye’nin oğlu yezit ve Taraftarları tarafından şehit edildi.
Ben iki kongreyi karşılaştırdım.
Siz de Muaviye’yi karşılaştırın.
Tarih tekerrür eder mi etmez mi kendiniz karar verin.
Selam ve Dua ile.