İhtiyatı Tedbir Kararına Güvenmeyin!

 

MHP tabanının kötü siyasi gidişattan şikâyeti üzerine başlayan olağanüstü kongre tartışmaları bir kez daha mahkeme kapılarına taşındı. MHP’nin yönetimini ele geçirmiş kudret eliti tabanın sesini bürokrasi ve mevzuat marifetiyle boğmaya çalışmaktadır. Siyasetsizlik sarmalıyla mefluç olmuş bu ekip MHP’ye umut bağlamış kitleleri çözümsüzlüğe mahkum etmektedir.

Genel merkezin ‘olağan üstü kurultay yok, olağan kurultay 18 Mart 2018’ direnişini muhalif diye adlandırılan ülkücüler yargı kararıyla kırdı. MHP’nin dışına yönelik siyasette nal toplayanlar, MHP delegesine karşı olağan üstü bir siyasi deha ortaya koyarak birden bire 10 Temmuzu olağan üstü kurultay tarihi olarak açıkladılar.

Genel merkezin her türlü itham, isnat ve tehditlerine rağmen yirmi bine yakın ülkücü ve sekiz yüz dolayında delege Ankara’ya geldi. Türkiye’nin her yanından 19 Haziran’da Ankara’ya gelen delegeler MHP’deki kötü gidişe dur demek için MHP’nin tüzüğündeki anti demokratik maddeleri değiştirdiler.

19 Haziran’daki olağanüstü kurultayla MHP tüzüğündeki ‘olağanüstü kurultayda seçim yapılamaz’ hükmü değiştirildi. Bir de mevcut MHP yönetiminin kendisi için tehlikeli gördüğü MHP’lileri MHP’den atmalarını zorlaştıran hükümler getirildi.

 

Samimiyetsiz ve kötü niyetli yaklaşımlar!

19 Haziran’da yapılan olağan üstü kurultayda muhalif kanat samimiyet ve iyi niyet belirtisi olarak genel merkezin olağan üstü kurultay için belirlediği 10 Temmuzu olağan üstü kurultay tarihi olarak belirledi. Bu karar parti içinde ikilik yaratmamak ve ayrışmaya neden olmamak için alındı.

Kökünden, tabanından kopuk MHP yönetimi, 19 Haziranda ortaya çıkan kurultayın iradesine saygı gösterip gerekli teması kurup birliği ve bütünlüğü sağlama yolunda adım atmamıştır.

Genel merkezin her şeye kadir egemenleri ortaya çıkan krizi yönetecek yerde görmezlikten gelmişlerdir. Meşveret, ikna ve görüş alış verişi yöntemleriyle ortaya çıkan fiili durumu ortadan kaldırmak için bir yola girmemişlerdir. Tepeden inmeci, tehdit ve iftira içeren açıklamalarla ortaya çıkan iradeyi bastırmaya çalışmışlardır.

İşin en tuhaf yanı da MHP yönetimi, kendi seçtiği ve kendisini de seçen delegeyi ikna ederek güven tazeleyip yoluna devam edecek yerde kerameti kendinden menkul gerekçelerle yargıdan kararlar çıkartarak ortaya çıkan iradeyi bastırmaya çalışmıştır.

Ortada kendi ülküdaşlarının iradesine değil yargının, ihtiyati tedbir kararlarına umudunu bağlamış bir MHP yönetimi vardır. Genel merkez, kendi mensuplarına iyi niyetli olmayan ve samimiyetsiz davranış sergilemektedir.

 

Kendi seçtiği ‘yol Arkadaşlarını’ suçluyor!

MHP tarihinin en büyük kaosunu yaşarken, yönetim bu kaostan partinin bir an önce kurtarılması için atılması gereken adımları atmadığı gibi kaosu besleyen ne varsa onu yapmaya da devam ediyor.

“Ülkücülüğü ben size vermedim, ben de alamam ancak kendi yol arkadaşımı kendim seçerim” diyenler gelinen aşamada hem kendi seçtiği yol arkadaşlarına hem de ülküdaşlarına olmadık iftiraları atmaktadır.

Kendi iradesiyle seçtiği yol arkadaşlarını “MHP’ye doluşmuş çürük yumurtalar”, “Bir kaç densiz”, “Paralel işbirlikçisi maskeli siyaset bezirganları”, “mütecaviz müptezeller” olarak vasıflandırıyorlar.

Unutmamak gerekir ki siyasette her şeyden daha çok edebe riayet, adaba uyum ve ahlaka sadakat gerekir. Siyaset hakaret, küfür, iftira ve aşağılama kaldırmaz!

Yapılan bunca aşağılama, hakaret, iftira ve ithama muhatap olanlar ise inadına saygısını ve edebini muhafaza etmeye devam etmektedirler. MHP’nin iktidarı için siyaset üretemeyenler, mensupları için hakaret üretmektedir.

Tabanını ikna edemeyen, güven vermeyen, iyi niyetli olmayan ve ceberrut bir durumla milliyetçi-ülkücü camia karşı karşıyadır. Umudunu kendi delegesine değil de tartışmalı ihtiyatı tedbir kararlarına bağlayanlar çok kısa bir süre sonra yanıldıklarını anlayacaklardır.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!