İngilizlerin Atsız’ı Rudyard Kipling’in ilgi çekici bir hikayesi vardır. Atsız’ı çok sevdiğim gibi, Rudyard Kipling’in eserlerini de çok beğenirim. Hikaye şöyledir: Vaktiyle koskaca bir gemide bir küçücük bir civata vardır. Bu, iki büyük çelik levhayı birbirine bağlayan küçük civatalardan biridir. Bu küçük civata gemi Hint Okyanusunda yol alırken birdenbire gevşemeğe başlar, yerinden çıkıp düşme tehlikesiyle karşılaşır. Öteki civatalar “Sen düşersen biz de düşeriz” diye seslenirler. Geminin teknesindeki çiviler de “Biz de çok sıkıştık, biz de biraz gevşeyelim” derler. Bunu duyan demir kaburgalar “Ne olur yapmayın” diye yalvarırlar.“Siz tutmazsanız, siz sıkı bir şekilde yerinizde durmazsanız, biz mahvoluruz.” Derken küçük civatanın niyeti bir yıldırım hızıyla bütün gemiye yayılır. Gemi titremeğe başlar. Bunun üzerine bütün kaburgalar, levhalar, civatalar, en küçük çiviler elele verip küçük civataya bir elçi gönderirler. Küçük civata yerinde kalmalıdır, aksi halde gemi parçalanacak, içlerinden hiçbiri vatana kavuşamayacaktır. Küçük civata kendine bu kadar önem verilmesine çok sevinir ve her türlü basınca rağmen, sonuna kadar yerinde sıkı bir şekilde kalır. Gemi böylece o küçük ama güçlü civatanın sayesinde vatana varır.
O küçük civata Iğdır, o gemi de Türkiye’dir!
Evet, Iğdır düşerse Türkiye düşer! Türkiye düşerse tüm Türklük, tüm Türk Dünyası düşer! Bunu bütün Iğdır’lı hemşehrilerimin akrabalarımın anlaması lazım! Iğdır PKK’nın kafasına çakılan bir çividir! Bir düşünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu sınır boyunda PKK’nın ele geçirmediği hangi sınır şehri vardır? Hangisi? Iğdır! O yüzden diyorum ki 24 Oğuz boyundan birinin (biz Azeri şivesinde Iğdır demeyiz, İğdir deriz) adını alan bu şehir PKK’nın kafasına çakılan bir duvar çivisidir! PKK tam 20 yıldır bu çiviyi çıkarmak istiyor, deli gibi çırpınıyor ama çıkartamıyor! Çıkartamıyor çünkü çoğunluğunu Azeri Türklerinin oluşturduğu bu il doğudaki Türk milli direnişinin kalesidir!
PKK’nın Iğdır-Mersin hattında kurmak istediği büyük Kürdistan hayalinin PKK açısından en sinir bozucu noktası Iğdır’dır! Kafasındaki bu çiviyi çıkarmak için çırpınıyor deliriyor ama çıkaramıyor ama ne yazık ki en son seçimlerde çivinin ucunu yakaladı. Yakaladı ve çekiyor ama hala çıkmıyor. Eğer bu seçimleri alırsa bu çivi çıkacak! Iğdır düşecek! Iğdır düşerse Iğdır-Mersin hattı düşecek, bu hat düşerse Türkiye ve Türk dünyası düşecek!
O çivi çıkarsa, Iğdır düşerse ne olacak Iğdır’lı hemşehrilerim, akrabalarım bir düşünsün lütfen. Büyük Kürdistan kurulursa, Iğdır’daki Kürt kökenli olmayan tüm unsurlar Iğdır’ı terk etmeye zorlanacak. Terk edecekler geride anılar ve acılar bırakarak. Belki de çok uzak olmayan bir zamanda, belki de en fazla 5-10 yıl sonra, Iğdır’daki babanızın, annenizin mezarını ziyaret etmek için Kürdistan pasaportu almak zorunda kalacaksınız. Babanızın, annenizin, kardeşinizin, bacınızın, belki de kaybettiğiniz çocuğunuzun mezarını Kürdistan pasaportu alarak, Kürdistan polisinin gözetiminde ziyaret edeceksiniz. Hiç gururunuza dokunmayacak mı? Dizleriniz çözülmeyecek mi? Çöktünüz yerde ağlamayacak mısınız? Belki de çocukluğunuz benim çocukluğumun geçtiği mahallede İdirmava mahallesinde geçti, belki de Algamer’de, belki de Melekli’de… Kürdistan pasaportu ile geldiğinizde o mahalleleri, o köyleri yerinde bulabileceğinizi mi zannediyorsunuz? Adı değişmiş olacak. Büyük bir ihtimalle bir PKK’lının ismi verilecek bu yerlere… Yeniden soruyorum dizleriniz çözülmeyecek, çöktüğünüz yerde ağlamayacak mısınız?
Bunlar olmaz mı zannediyorsunuz? Bakın son 10 yılda olmaz denilen neler oldu? Saymama gerek var mı? Bakın çevremizdeki ülkelerin hepsi sırayla çöktü. İsyan dalgasında sıra bize geldi. Felaket kapımıza geldi dayandı…
Eğer Iğdır’lılar olarak PKK’nın kafasına çaktığımız bu Iğdır çivisi çıkarsa, bunların hepsi olacaktır ama bu çiviye çekiçle darbe üstüne darbe vurursak ve bu çivi bir daha çıkmamacasına yerinde kalırsa bu felaketler yaşanmaz! Bu çiviye vurulacak her çekiç darbesi ise MHP’ye atılan her oydur! Sinan Oğan’a atılan her oydur! Tüm Türkiye Iğdır’ın bitmediğini, Iğdır’ın düşmediğini, Iğdır’ın hala sınır boyundaki, serhatteki düşmeyen milli direnç kalesi, sınır karakolu olduğunu görmeli. Bu ancak Sinan Oğan’ı meclise göndermekle olur.
Iğdır’lı hemşehrilerim, akrabalarım!
Size yalvarıyorum! Nenenizi, dedenizi, babanızı, annenizi, halanızı, teyzenizi, bibinizi, eminizi herkesi ama herkesi alın sandığa götürün. Lütfen “Azeri Türklerinin 7-8 bini oy kullanılmadı” zilletini yaşamayalım! 12 Haziran Türkiye Cumhuriyetinin kader günlerinden birisi olacaktır! Bu kader gününde Iğdır’lılar olarak üzerimize düşen görevi yapalım! 12 Haziran’da Iğdır’dan öyle bir ses çıksın ki Edirne’den, Edirne’yi bırakın, Doğu Türkistan’dan duyulsun!
12 Haziranda, PKK’nın kafasına çaktığımız Iğdır çivisine kullandığımız her oyla öyle çekiç darbeleri vuralım ki bir daha kimse o çiviyi çıkarma cesaretini gösteremesin! O çivi, Sinan Oğan meclise girerse, Iğdır’ımızın bu aydını, ileride bakan da olabilecek bu hemşehrimiz meclise girerse çıkmaz!
Unutmayalım, Iğdır düşerse Türkiye düşer!
