Hazine ve Maliye Bakanlığı, beklenen açıklamasını gerçekleştirdi ve gelire endeksli devlet iç borçlanma senedi ihraç edileceğini, talep toplama işleminin 15 Haziran’dan itibaren yapılacağını belirtti. Peki bu yeni enstrüman ne anlama geliyor?
Hazine ve Maliye Bakanlığı, beklenen açıklamasını gerçekleştirdi ve gelire endeksli devlet iç borçlanma senedi ihraç edileceğini, talep toplama işleminin 15 Haziran’dan itibaren yapılacağını belirtti.
Hazine ve Maliye Bakanlığı daha önce yaptığı duyuruda enflasyon ve döviz kuru olmak üzere bazı ekonomi başlıklarıyla ilişkili bir açıklamanın yapılacağını aktarmıştı.
Gün içinde dolar/TL kuru 17,52’ye kadar çıkmıştı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yeni bir açıklama yapılacağını duyurmasının ardından piyasa beklentilerinin bu yöne kaymasıyla kur 16,76 seviyesine kadar geriledi.
Beklenen açıklama akşamın ilerleyen saatlerinde geldi.
Yeni enstrümanın açıklanmasının ardından kur yeniden 17,20’nin üzerine çıktı.
Euro/TL ise kısa süren düşüş sonrası 18,35’in üzerine çıktı.
DEVLET İÇ BORÇLANMA SENEDİNİN DETAYLARI
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı gelire endeksli devlet iç borçlanma senedi sadece gerçek kişilere sunulacak.
Amacın bireylerin tasarruflarını Türk Lirası varlıklarda tutmasının teşvik edilmesi ve yatırımcı tabanının genişletilmesi olduğu vurgulandı.
Ülke genelinde duyuru ve talep toplama işlemleri yoluyla senet ihraç edilecek.
Senede ilişkin talep toplama işlemleri ile senedin ihracı, kupon ve anapara ödemeleri Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın sitesinde yayınlanacak ve duyuruda belirtilecek bankalar aracılığı ile gerçekleştirilecek.
HANGİ KURUMUN GELİRİNE ENDEKSLENECEĞİ ÖNEMLİ
Dünya gazetesinin haberine göre 1990’lı yıllarda da yapılan ve 2010 yılına kadar ihraçları devam eden gelire endeksli senetler zarar etmesi mümkün olmayan bir kamu kurumuna endeksleniyor ve kupon ile ana para ödemeleri belirleniyor.
Gazeteye konuşan bankacılık kaynakları yeni enstrümanın faizinin ve vadesinin ihraç duyurusunda belli olacağını belirtti.
Bu kaynaklara göre belirlenecek kurum önemli; yüksek gelirli kurumlar görece yüksek bir faiz verebilir.
Bloomberg HT’nin haberine göre de 2009 yılında Hazine Müsteşarlığı benzer bir enstrümanı kamuoyuna sunmuştu.
O dönem gündeme gelen enstrümanın getirilerinin, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Devlet Malzeme Ofisi (DMO) ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nden (KEGM) bütçeye aktarılan paylardan oluşması öngörülmüştü.
“HAZİNEYE YÜK GETİRECEKTİR”
Enflasyonun Mayıs ayında 1998 yılından beri en yüksek seviyesine çıkarak yüzde 73,5 olarak açıklanması, yüzde 14 olan politika faizi ile arasındaki makasın daha da yükselmesine yol açtı.
Bu yüzden uzun zamandır piyasada enflasyon endeksli yeni bir enstrümanın açıklanması beklentisi vardı.
Bunda Kur Korumalı Mevduat (KKM) sisteminin bireyleri enflasyona karşı korumamasının da etkisi bulunuyor.
Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan bu beklentiye paralel bir açıklama gelmedi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı devlet iç borçlanma senedinin getirisinin ne olduğu, buna bağlı olarak da talebin ne kadar olacağı henüz bilinmiyor.
Ancak analistler ve ekonomistler, açıklanan bu enstrümanın enflasyon ve yükselen kura karşı bir koruma sağlaması ya da kurun yükselişini durdurmasını beklemiyor.
“FAİZİ ARTIRMAMAK İÇİN”
Icrypex’ten Strateji Geliştirme Müdürü Tuğba Özay, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı devlet iç borçlanma senedinin KKM gibi hazineye yük getireceğini vurguluyor.
BBC Türkçe’ye konuşan ekonomist Özay, faiz artırmamak için KKM ve devlet iç borçlanma senedi gibi yeni adımların duyurulduğunu açıklıyor:
“Bu açıklamaların etkisi çok kısa süreli. Bu tarz açıklamalar bu şekilde yapılmamalı, hele ki güven ortamı zedelenmiş, enflasyon ve kur artmaya devam ederken…
“Bunlar günü kurtarma çabaları. Bunların hiçbir sorunu çözebilecek adımlar değil. Sadece sorunların çözümünü öteliyoruz ve hazinenin yükünü artırıyoruz.”
KURDAKİ YÜKSELİŞİN NEDENLERİ
Son günlerde dolar/TL kurundaki yükselişin hızlanmasının yanı sıra Türkiye’nin risk primi göstergesi olan CDS’leri de yükselmekte.
İhracatın artmasını hedefleyen yeni ekonomi modeline rağmen dış ticaret açığı ise Mayıs ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 157 arttı.
Ekonomist Özay, enflasyonun, dış ticaret açığının, cari açığın, TL’deki değer kaybının artmaya devam etmesinin, TL’ye ve ekonomiye güvenin daha da azalmasına yol açtığını vurguluyor:
“Hem hazinenin borcu hem cari açığın artması… En korkulan ikiz açıktır, kamu borcu ve dış ticaret açığının aynı anda artması. Buraya mı gidiyoruz endişelerinin ortaya çıkmasına yol açıyor.
“Dünyada para güvenli limanlara artmaya devam ediyor. Dolarda parasal sıkılaşmadan ötürü bir güçlenme var, TL’nin kendi sebepleri dolasıyla değer kaybı da devam edince kurdaki yükseliş hızlanıyor.”