NTV’de yer alan habere göre, İstanbul Büyükşehir Beledisi İstatistik Ofisi tarafından yapılan araştırmada İstanbul’un 7,5 büyüklüğündeki depremde alabileceği hasar gözler önüne serildi.
Araştırmalara göre İstanbul, beklenen 7,5 büyüklüğündeki bir depreme hazırlıksız yakalanırsa 48 bin bina yıkılacak ya da ağır hasar görecek. 194 bin bina orta ve üstü hasar alacak.
Afet ve acil durum anında hayati önem taşıyan, bölgeye yardımların ve arama kurtarma ekiplerinin ulaşımı zorlaşacak. Böyle bir durumda yolların en az yüzde 30’unun kapanması öngörülüyor.
Ayrıca yaşanacak ekonomik kaybın ise, en az 120 milyar lira olacağı tahmin ediliyor. İstanbul hanelerinde anlık nüfusun gece 15 milyon, gündüz 6 milyon kişi olması nedeniyle beklenen depremin gece olması halindeyse, can kaybı sayısı önemli ölçüde artabilir.
İBB’ye bağlı İstanbul İstatistik Ofisi’nde görevli Ekonomist ve Veri Görselleştirme Uzmanı Ertuğrul Ağlar, “Bizim İstanbul’da şu an elimizde olan verilere göre 2000-2019 yılları arasında tam 376 bin bina yapılmış. Ama sıkıntımız burada 2000 yılı öncesinde yapılan binalarda başlıyor” diyerek uyarıda bulundu.
Ağlar, ”2000 yılı öncesinde yapılan binalar bizim için daha büyük risk taşıyorlar çünkü eskiler ve 99 depremini de yaşamış bulunmaktalar. 1980 ve 2000 yılları arasında tam 538 bin 800 bina yapılmış İstanbul’da, bu binalar şu an hala ayaktalar. Bununla birlikte 1980 öncesinde de 255 bin binamız hala İstanbul’da mevcut bulunuyorlar. Bu yapılarımız, deprem için ekstra bir risk taşımakla beraber gelecek 7,5 büyüklüğündeki bir depremde, 48 bin binanın çok büyük hasar göreceğini veya yıkılacağını tahmin etmekteyiz. Sadece 48 bin binanın yıkılacağını veya ağır hasar göreceğini değil, aynı zamanda 194 bin binanın da orta ve üstü derecede hasar göreceğini tahmin ediyoruz” diye konuştu.
Geçmiş depremlerde yapılan çeşitli araştırmaları derlediklerinde ulaştıkları verileri paylaşan Ağlar, şunları söyledi:
“İnsanlar genellikle orta ve üstü hasar alan ancak yıkılmayan binalarda hayatlarını kaybediyorlar. Can kaybımız bu tarz binalarda çok daha fazla artıyor. Bu konuda da tabii ki eğitim ve tatbikatlar bizim için ekstradan bir önem arz ediyor. Yine bununla birlikte sosyal hasar görebilirlik araştırmamızda mahalle mahalle insanlara sorulan bir soruyu öne çıkartmamız gerekiyor. Soru şu: ‘Sizce depremde kader yüzünden mi yoksa ihmal ya da önlem alınmaması yüzünden mi hayatlarımızı kaybediyoruz”
Sorunun ardından ulaştıkları sonucun üzücü olduğunu belirten Ağlar, ”Çünkü İstanbulluların yüzde 42’si depremde yaşanacak kayıpları tamamen kader olarak görüyorlar. Bizde bu çalışmayı kamuoyu yaratmak amacıyla insanlara sunmak ihtiyacında bulunduk çünkü depremin geleceği zaman kader olabilir ancak depremden yaşanacak can kayıpları tamamen ihmal ile alakalı şeyler” dedi.
Binaların yapıldığı sırada daha iyi denetlenmesi gerektiğini ifade eden İsmail Kaya, “Benim oturduğum bina nereden baksan 40 yıllık. Bence 2000’den sonra yapılan binalar da riskli çünkü denetimler tam yapılmıyor. Bazı müteahhitler sağlam yapıyor tabii ki ama denetimler sıklaşırsa, bizim için daha iyi olur.” diye konuştu.
Beylikdüzü’nde yaşayan ve yaşadığı binanın güvenli olmadığını düşündüğünü kaydeden Recep Gülgen ise, “En son İzmir depreminde 2 yıllık bina çökme derecesine geldikten sonra, bizimkilerin de risk altında olduğunu düşünüyorum. Ben Beylikdüzü’nde oturuyorum. 12 katlı. Tabii yüksekte oturduğumuz için sıkıntı. Bina güvenli mi değil mi diye test yaptırmadık, kimsenin umurunda değil açıkçası. Biz Türkler olarak başımıza gelince anlıyoruz malum” dedi.
Samatya’da 20 yıllık bir binada yaşayan ve yaşadığı binanın deprem güvenli olup olmadığını bilmediğini söyleyen Selin Atak, şunları söyledi:
“Şu an bulunduğumuz semt oldukça eski yapılara sahip. Bir denetlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Hiçbirimiz güvende değiliz. İzmir depreminden sonra binaca test yaptırmak gibi bir girişimimiz olacak. Bu mahallede de durumun kritik olduğunu düşünüyorum.