İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 50 bin metrekarelik Yakuplu Kent Ormanı’nı hizmete açtı. Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ve Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt da açılışta İmamoğlu’na eşlik etti.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde talip olduğu, ancak merkezi idarece İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilen Yakuplu’daki meşelik alanı, İBB Başkanı sıfatıyla hizmete açtı.
Burada açıklamalarda bulunan İmamoğlu, Kanal İstanbul projesiyle ilgili de konuştu. İmamoğlu, “Bu yanlıştan dönün. Israr ediyoruz, yalvarıyoruz hatanızdan dönün.” dedi.
Amaçlarının yeşil ve yaşanabilir bir kent yaratmak olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Beton Kanal gibi projelerin değil, yeşil projelerin milli olduğunu” savundu.
“‘Efendim, kanal yapacağız, İstanbul kurtulacak. Milli bir proje.’ Ya Allah’ın aşkına; şundan daha milli bir proje var mı? Doğayı korumak yaşamı korumaktır. Doğayı korumak ve geliştirmek, yeşil alanları büyütmek, geleceği kurtarmaktır. Bakın bu kadar net. Dünyanın en birinci meselesi şu anda yeşili korumak, küresel ısınmaya karşı mücadele vermek.
Çünkü doğaya karşı yapılan yanlışlar, bir güvenlik sorunudur; hayatı tehdit eder. O bakımdan bize taahhüt edilenin de altını çizeyim de bilin: O ‘Kanal’ denilen meselenin içindeki, kanal değil; sağına soluna dikilecek şu binalar… Mesele o. Mesele yine duygusal. Bizim o işe tahammülümüz yok. İstanbul buraya kadar geldi. Buraya tahammülümüz yok. Bunun şovu da olmaz. Allah aşkına yapmayın. Ama bak bunun olur. ‘Efendim, millet bahçeleri yapıyoruz,’ Allah razı olsun. Daha fazlasını yapın. Daha fazla yeşil alanlar yapın; ama bunu yapmayın. Bu yanlıştan dönün. Israr ediyoruz, yalvarıyoruz hatanızdan dönün. Yanlış yapıyorsunuz. Elinizdeki yetkiyle, İstanbul kentinin geleceğini sıkıntıya sokamazsınız. Türkiye’nin geleceğini, tehdit altında bulunduramazsınız. Marmara Denizi’ni yok edemezsiniz. Birçok gerekçesi var. O bakımdan buradan ben, bu derin mesajı vermek zorundayım.”
Yakuplu Kent Ormanı için; “buradaki meşeliği biz kurtardık”
“Yaşı çok yüksek meşe ağaçlarımızı görüyorsunuz. Şunu ne yazık ki ifade edelim; buradaki meşeliği biz kurtardık aslında. Özellikle çevredeki yoğun yapılaşma, suların yön değiştirmesi, drenaj ile ilgili sorunlarından dolayı, aslında birçok meşeyi kaybettik burada. Burada ciddi bir altyapıyla, sıkı bir drenaj sistemi ile şu anda buradaki ağaçların yaşamı kurtuldu. Yüzlerce yetişkin ağaç dikildi, yeni ağaçlar dikildi; ağırlıklı meşe olmak üzere.
Yani, aslında yok olmak üzere olan bir ormanı, yeniden orman olarak geleceğe taşımış olduk. Ya bu ne ile ölçülür, neyle ölçülür? Hiçbir şeyle ölçülemez. Ölçüyü söyleyeyim mi size? Tam şu karşıdaki manzaraya bakın. Orada bir manzara var. Orman gibi gözüken, o büyük betonları göreceksiniz orada. Orası, Esenyurt. Ve ne yazık ki, Türkiye’nin en derin imar facialarının birini yaşandığı semti görüyorsunuz orada. Ben, şahsen 32-33 yılına şahidim. Orada adım adım bu kötülüğün nasıl yapıldığını yaşadım. Tepkilerimi de dönem dönem dile getirdim, burada yaşamamama rağmen. Şimdi Allah aşkına soruyorum size; o mu güzel, bu mu güzel”
“Esenyurt’un U dönüşünü başlatacağız”
Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’un büyük bir zorluğu devraldığını söyleyen İmamoğlu, “Çok büyük zorluk; öyle böyle değil. Senede 60-70 bin nüfusun göç ettiği, yerleştiği bir merkezi devraldı. Tüm gücümüzle yanında olacağız. Esenyurt’un ‘U dönüşünü’, tekrardan nasıl mutlu bir kent olabilirin sürecini, hep birlikte, değerli Başkanımla beraber tanzim edeceğiz. İşi çok zor; biliyorum ama başaracağız. Kemal Deniz Başkanım da başaracak. Esenyurt halkının yardımcı olması gerekir. Hep beraber, toplumsal dayanışma ile yanlıştan insanların dönmesini sağlayarak, kimi yerde anlatarak, ders vererek başaracağız. Derin bir yoksulluk, derin bir mülteci yoğunluğu var. Bunu niye anlatıyorum? Şundan: Hayat böyle güzel” diye konuştu.
“İstanbul güzel bir yola girdi”
İstanbul’un çok güzel bir yola girdiğini vurgulayan İmamoğlu, “İstanbul’da her şey çok güzel olacak. Ben bu inancımı, bu cesaretimi, bu kararlılığımı nereden alıyorum biliyor musunuz? Çocukluğumda aynen böyle bir çayırda, tepeden aşağıya kendimi denize doğru bıraktığımda, o içime dolu dolu oksijeni alarak büyüdüm ya o doğayı hissettim ya benim bütün cesaretim oradan geliyor. Bütün doğallığım, bütün içtenliğim oradan geliyor. İşte bu çayırda da bu bölgenin çocukları çimende yuvarlanacaklar. O tepeden aşağıya koşacaklar. Özgür olmanın, kararlı olmanın, bilgili olmanın, doğaya saygılı olmanın, insanların birbirini sevmesiyle dünyanın güzelleşeceğinin farkında olmanın burada doya doya keyfini çıkaracaklar ve yeni nesle en güzel armağanı bu şekilde vermiş oluyoruz. Ne mutlu bize. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.