Dünya savaşları sonrasında kapitalist egemenliğin seküler bir temel üzerine kurgulanıp yeniden biçimlendirilen dünya toplumlarında zihinsel alt yapılar cılız reaksiyoner yapılar üzerine kurgulanmış olup yapılandırılma sürecinde sona doğru gelinmektedir.
Daha da önemlisi;
Varlık bilinçlerinden ve milli kültürlerinden uzaklaştırılmakta olan bu ailelerin çocuklarına ve sonraki nesillere aktarabilecek bir sözlü geleneği bile kalmamaktadır…
Sosyal mühendislik ürünü bu plastik problemlerin zaman içinde giderek büyümesi ve tedavisi imkansız habis sosyal urlara dönüşmesi ise kaçınılmaz olacaktır…
Hızla değişen ve gelişen dünya ile uyumu, zorluklar ve tehlikeler ile mücadeleyi yürütmekle mükellef akil insanlar ise, güçlerini doğal olarak iç dinamiklere (kendi evlatlarına) yöneltecekler ve düşmanların sinsi kuşatmasını fark edecek sezgi ve uyarılardan uzak kalacaklardır.
Bilgi ve gerçeklikten, bilinç ve kişilikten, iman ve itikattan soyutlanan bu neslin ideolojik yapısı ise, “milli” olabilme hasletinden ve kabiliyetinden süratle uzaklaştırılarak cılız bir tepkisellik üzerinde kişiselleştirilecektir….
En büyük mirası olan ilahi tekamül yeteneği elinden alınan Ademoğlu, Rahman ve Rahim olanın şefkatinden de uzaklaşarak öksüz ve yetim bırakılacaktır.
Bu suretle yaratanı ile irtibatı kesilmiş “Adem” akıl, hikmet, sezgi ve idrak gibi bir çok doğal güçlerinden de yoksun bırakılmış olacaktır…
Buraya kadar kaleme alınanlar, anlatılanlar ve tüm bu iç karartıcı tablolar madalyonun kara yüzüdür…
Bu büyük kavim kendi başbuğunu kendi doğal süresince ve yok edilemez törelerince seçecektir.
Artık durdurulması imkansızdır…
Mutlaka tamamlanacaktır…!!!
Dündaydaki tüm milletlerin gerçek özgürlüğü ve Şeytan(cılar)ın telef olması ile TANRININ KIRALLIĞI dünya üzerinden evreni kucaklayacaktır…!!!
Aşağıda olanlar,
Yukarıda olanlar gibidir… !!!
Geleceğin süper gücü hiç şüphesiz ki
Türkler
ve
Müslüman Turan Orduları
olacaktır !!!