HDP ile PKK arasına mesafe koyabilir mi?

HDP ile PKK arasına mesafe koyabilir mi?

PKK’nın amacı açıktır. Hedefinde vatanın birliği, milletin bütünlüğü vardır. Amacı da Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerini de içine alacak şekilde Suriye, İran ve Irak toprakları üzerinde “Kürdistan” olarak adlandırdıkları bölgede Marksist-Leninist ilkeler doğrultusunda Bağımsız Birleşik Demokratik bir Kürdistan devleti kurmaktır. Bu amacını gerçekleştirmek için silahlı mücadeleyi esas almıştır. PKK adlı terörist şebekesinin kurulduğu günden bu yana amaç farklılığı söz konusu değildir.

PKK bir yandan cinayet, sabotaj, kitle katliamı gibi terörist faaliyetleri yürütürken diğer yandan da HDP gibi siyasi parti görünümü altında devleti zaafa uğratmak için de çeşitli örgütlenmelere gitmiştir. HDP, PKK’nın legal görünümlü yanıdır. Her ikisinin de aynı amaç için farklı yöntemler kullanarak vatanın varlığına, devletin bütünlüğüne kastetmeleri söz konusudur.

HDP için açılmış bir kapatma davası Anayasa Mahkemesinde görülmektedir. Siyasi parti liderleri bu HDP ile ilgili değerlendirme yaparken HDP’nin “PKK ile arasına mesafe koymalıdır” şeklinde gerçeklikten uzak temennide bulunuyor. HDP gerçekte PKK’nın yan ürünü olduğundan birisi bir mesafe koyacaksa ancak PKK, HDP ile arasına bir mesafe koyabilir. Bu da olmayacak duaya âmin demek gibi bir şey olur.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 10 Ekim 2021 günü “PKK terör örgütünün HDP’ye 15 gün önce gönderdiği belge var. Nasıl davranacağını, hangi adımları atacağını, siyaseti nasıl yapacağını, PKK’ya nerede bağlı olacağını ifade eden bir talimat metni” olduğunu açıkladı.

PKK adlı cinayet şebekesi HDP’nin seçim sürecinde nasıl davranması gerektiğini şöyle açıklıyor: HDP olmadan seçimleri kazanamayacaklarını, AKP ve MHP’den kurtulamayacaklarını biliyorlar. HDP bu partilere ‘Bize doğru yaklaşırsanız biz de yerel seçimlerdeki gibi yaklaşabiliriz, aksi takdirde kaybedersiniz, biçiminde onlara hem umut vermeli hem de böyle bir politika yürütmemiz için bizleri cesaretlendirecek yaklaşım göstermelisiniz’ demelidir, diyor.

Bu durumda demek ki talimat veren, ne yapması gerektiğini dikte eden PKK, verilen talimatları yerine getiren de HDP’dir.

Diğer yandan PKK’nın kendisinin de iradesi yoktur. PKK’nın arkasında şu veya bu ölçüde  -Türkiye’nin güçlenmesini tehlikeli gören- bölge ülkeleriyle ABD ve Rusya vardır. Türkiye ile sorunu olan hemen her ülke söylemek istediğinin en önemlilerini Türkiye’ye PKK üzerinden söylemektedir.

PKK örgütlü bir terör gücü olarak Türk Silahlı Kuvvetleri karşısında bir hiçtir. Ancak bu terör örgütünün kendisi değil onu Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak için görevlendiren güçler sorundur.

Orhan Miroğlu’nun, “Mağdurların Coğrafyası” adlı kitabında bir terör kurmayı şöyle bir tespitte bulunuyor: Irak’ın işgalinden önce ve sonrasında, burada Amerikan-Pentagon kanadı ile bizler de görüşüyorduk. Buradaki Amerikalılar, Türkiye’ye müthiş tepkili ve öfkeli idi.

Biz savaşı durdurmak istiyoruz, Amerika öfke içinde Türkiye’yi yıkmak, bölmek istiyor. Türkiye’ye haddini bildirme, burnunu sürtme anlamında PKK’nın yeniden şiddete başvurmasını istiyordu.”

ABD’nin var gücüyle PYD/PKK’ya on binlerce TIR silah taşımasının, Rusya’nın Moskova’da ofis açmasının başka bir izahı olabilir mi?

PKK terörle, HDP de PKK ile arasına sınır koyamaz!

Bu durum biri silahlı, diğeri siyasi iki örgütün de var oluşlarının doğasına aykırıdır.

Oy kaygısıyla HDP’yle işbirliği yapmak ya da onu muhatap almak buna teşebbüs ve tenezzül edenleri hüsrana uğratacak sonuçları olacaktır.

Son yerel seçimlerde İmralı canisinden taşınan mektup, TRT’de Osman Öcalan’ın konuşturulmasının ürettiği sonuç ortadadır.

Türkiye’de siyasetin önceliği; vatanın birliği, devletin bütünlüğü, milletin refahı olmalıdır. Partiler “söz konusu iktidar/parti/oy ise gerisi teferruattır” diyemezler, diyemeyeceklerdir!

 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!