Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak canlı yayında Yeni Ekonomik Program’ı açıkladı. Albayrak’ın açıkladığı programda, büyümenin 2020’de yüzde 0.3, 2021’de yüzde 5.8 olacağı öngörüldü. Program, enflasyonu 2020 sonunda yüzde 10.5, 2021’de yüzde 8, 2022’de yüzde 6, 2023’te yüzde 4.9 olarak hedefliyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Yeni Ekonomik Program’ı açıkladı. Albayrak’ın canlı yayında açıkladığı program ile Türkiye’de ekonominin 3 yılı şekillenecek.
Berat Albayrak, Yeni Ekonomi Programı’nın üç temasını ‘yeni dengelenme, yeni normal, yeni ekonomi’ olarak açıkladı.
Bakan Albayrak’ın açıklamaları şöyle:
Bildiğiniz gibi yeni ekonomik programların ilkini eylül 2018’de açıklamıştık. O günlerde yurt dışı kaynaklı speküler kur ataklarını oluşturduğu dengesizlikle uğraşıyor ülkemiz.
Uyguladığımız politikalarla ülkemiz inanılmaz bir dengeye geldi. Ağustos 2018’de 7,20’lere ilerleyen dolar kurunu 2019 yıl sonu itibariyle 5,95’lere indi. 50 milyar doların üzerindeki cari işlemler açığını cari fazlaya çevirdik.
Tam bu dengelenme sürecinin sonuna yaklaşırken Kovid 19 ile birlikte tüm dünya ile birlikte ekonomide inanılmaz bir sınanmaya başladık. İşsizlik bütün dünyada çok hızlı bir şekilde arttı.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde değer kaybı başladı. Özellikle altın ithalatındaki artış ve turizm gelirlerindeki düşüşle bir bozulma ortaya çıktı.
SALGIN SÜRECİNDE YAPILANLAR
Bugün sizinle paylaşacağım program salgın sonrası yeni normale nasıl uyum sağlayacağımızı ortaya koyacak. Programı 3 temel hedef üzerine inşa ettik. İş piyasamızı ayakta tutmak, salgından etkilenen hane halkı ve işletmelere gerekli kaynakları sağlamak, tedarik zincirini ayakta tutmak.
Tüm dünyada olduğu gibi bu süreçte parasal genişleme adımları attık. Kovid 19 salgını sürecinde açıkladığımız kredi paketlerinin toplam büyüklüğü 494 milyar liraya ulaştı.
Hanelere 1000’er lira yardım sağladık. Kısa çalışma ödeneği süresini uzattık. İstihdamın sürekliliğini bu krizden en az etkilenmesi için adımlar attık. Sektör odaklı vergi indirimleriyle tüm işletmelere destek olduk.
“TOPARLANMANIN TÜM SEKTÖRLERE YANSIDIĞINI SÖYLEMEK MÜMKÜN DEĞİL”
Kamu bankalarımız aracılığıyla 264 milyar liralık finansman sağladık. Aylık geliri 5 bin liranın altında olan yaklaşık 9 milyon vatandaşımıza destek verdik. 198 bin işletmemize 143 milyar lira işe devam finansmanı sağladık. Tüm bu adımlar çerçevesinde bu ayın temmuz ayında ekonomik faaliyetlerde hızlı bir normalleşme gerçekleştirdik.
Sanayi üretimi, kapasite kullanımı oranı, tüketici güven endeksleri V tipi toparlanmayı işaret etti. Altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 90’a ulaştı.
Ancak toparlanmanın tüm sektörlere yansıdığını söylemek mümkün değil. Özellikle turizm ve ulaştırmada toparlanma henüz istediğimiz seviyede değil. Yaklaşık 15 milyon insanımızın çalıştığı hizmetler sektöründe çalışan insanlarımızı refahını korumak hepimizin görevi.
“NORMALLEŞME ADIMLARI ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE DE DEVAM EDECEK”
Finansal koşullarda özellikle yeni dengelenme noktasında resme baktığımızda iç ve dış dengenin yeniden sağlanmasını, enflasyonun tek haneli rakamlara inmesini, cari açığın kaldırılmasını ifade ediyor.
Ağustos ayı başından itibaren kurumlarımızın gerek faiz gerekse aktif rasyosu düzenlemeleriyle adımlar atmaya başladığının işaretleri oluyor. Normalleşme adımları önümüzdeki haftalarda da devam edecek. İkinci temamız yeni normal.
Günlük ve sosyal hayatta kovid 19 ile birlikte önemli ölçüde değişti. Ekonomimizin bu sürece uyum sağlamak için e hizmetlerin hayatın her alanına yansıması dışında yeni çalışma modellerinin oluşması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Yeni normale uyum sağlamak ikinci hedefimiz olacak.
Üçüncü temamız yeni ekonomi. Yenilikçi, yüksek katma değerli, insan odaklı bir kalkınma ile ekomimizi güçlendireceğiz. Rekabet, teknoloji odaklı starateji reformları hayata geçireceğiz. Ülkemizi üretim ve yatırımda küresel bir cazibe merkezi haline getirecek adımlar atacağız.
“4. ÇEYREKTE BÜYÜMENİN YÜZDE 0,3 OLMASINI ÖN GÖRÜYORUZ”
Bu çerçevede yolumuza devam ettiğimizde büyüme noktası ve bu hedefte uygulayacağımız politikaları konuşalım.
Ekonomideki beklentileri güçlü bir ikinci dalga olmayacağı ve ekonominin kapanmayacağı ihtimali üzerine hazırladık. Büyüme 4. Çeyrekte biraz ivme kaybedecek olsa da büyümenin yüzde 0,3 olmasını ön görüyoruz.
Türkiye potansiyelinin altında büyüdü. 2021 yılında tüm atılan adımların etkisiyle büyümenin yüzde 5,8 olmasını ve sonraki dönemde yüzde 5 büyümesini ön görüyoruz.
“KÖTÜMSER SENARYOYA GÖRE ÖNLEM ALIYORUZ”
Girişimcilik eko sistemini geliştirecek politikaları hayata geçireceğiz. Ayrıca kötümser senaryoda ise 2020 yılında -1,5 2021 yılında ise 3,7 seviyesinde büyüyebileceğini ön görüyoruz. Kötümser senaryoya göre önlemleri de alıyoruz.
İstihdamın nitelik ve niceliğini artırmaya yönelik politikaları uygulamaya devam edeceğiz. Kovid 19 salgını sonrası ekonomiyi destekleyici geçlerin iş gücü piyasasına girmeyi kolaylaştırıcı kısmi süreli çalışmayı destekleyen politikaları hayata geçireceğiz.
“ENFLASYONUN 2020 SONUNDA YÜZDE 10,5’E GERİLEMESİNİ HEDEFLİYORUZ”
Tarımda 1 milyon istihdam hedefiyle önemli katkılar sağlayacağız. Fiyat istikrarını sağlamak en önemli önceliğimiz olmaya devam edecek.
Enflasyonun 2020 sonunda yüzde 10,5’e gerilemesini, 2021’de yüzde 8 olarak gerçekleşmesi, program sonunda yüzde 4,9 olmasını ön görüyoruz.
Sözleşmeli tarım ve girdi finansmanı ile gıda fiyatlarında istikrar sağlanacak. Pilot uygulamayı bu yıl içinde Türk Şeker ile başladık. Yıl sonuna kadar bir çok üründe genişleyecek.
Lojistik alanında büyük adımlar atmak için hayata geçecek master planı uygulamaya koyacağız. Kurdaki değişimlerin enflasyona etkisini en aza indirgemek için TL bazlı alım garantili kontratlara bir çok alanda başladık ve daha da artırmaya devam edeceğiz.
Enerji alanında buna başladık. Cari denge konumuz çok önem verdiğimiz alanlardan biri olacak. Cari işlemlerde kalıcı olarak denge kurmayı amaçlıyoruz. 2020 yılı başında cari fazla vererek başlamıştık.
Turizmdeki beklenmeyen düşüş ve altın ithalatındaki artışla birlikte cari açık vererek yılı kapatacağız. Ben altın ithalatını bir ithalat olarak görmüyorum. Altın bir tüketim değil sermaye malı. 2020 yılında 12,4 milyar dolar cari fazla verdiğimizi hedefliyoruz. Altın ve turizmdeki normal performans olsaydı cari fazla vereceğimiz bir yıl olacaktı.
Karadeniz’deki müjdeli haberin de etkisiyle bu süreçte sadece enerji ithal eden değil bir bakmışsınız ki enerji ihraç eden bir ülke haline geliyor.
Eximbank’ın yeni modelinden birçok iş insanımızın haberi yok. Özellikle madencilik alanında katma değerli yatırımlarımıza önem vereceğiz. 12 ay turizme geçişle, turizmle çeşitliliği artırarak güvenli turizm sertifikasyonunu kalıcı hale getireceğiz. Bu konuda Turizm Bakanımız ile yoğun mesai içindeyiz. Önümüzdeki yıldan itibaren bunun meyvelerini görmeye başlayacağız.
Ekonomik gelişmelerdeki ilerleme bütçe gelirlerinin de artmasını sağlayacak. Program dönemi boyunca bütçe açığının GSHY’ye oranının düşerek yüzde 3,5 olmasını ön görüyoruz.
Özel sektörün çekingen kalacağı dönemde kamunun sürükleyici olacağı bir dönem göreceğiz. İstihtamın artması için yapılacak sabit sermayeli yatırımlarla sınırlı tutacağız. Bu kapsamda artış sağlık yatırımları, demir yolu yatırımları, sulama projeleri eğitim yatırımları, OSB yatırımları, AR-GE yatırımı alanlarına kaynak harcayacağız.
Önümüzdeki dönemde bu alanlardaki yatırımların çok daha fazla öne çıkacağı bir dönem göreceğiz. Vergi tahsilatları, ekonomide kayıt dışılığı azaltmak için gerekli politkaları devreye sokacağız. Aynı enerjide yaptığımız yerlileştirmeyi DMO ile sağlık alanında da yapacağız. Hedeflerimizi destekleyecek adımlar atacağız.