İslam Birliği ve Türk Birliği ideallerinin ütopya olup olmadıkları konusu eskiden beri tartışılagelen bir konudur. Herkes, bu konuda kendi ideolojisine göre değişik cevaplar verebilmektedir. Verilen cevapların pek çoğu doğru bir değerlendirme yapılmadan peşin hükümlü olarak verilmiş olan cevaplardır. Pek azı, bir mantık süzgecinden geçirildikten sonra verilmiş cevaplar niteliğindedir.
Başlıkta sorduğumuz sorunun cevabını vermeden önce bu sorulara değişik ideoloji gruplarına mensup kişilerce verilen kalıplaşmış cevapları görelim, sonra kendi cevaplarımızı açıklayalım.
Sol zihniyetli kişiler genellikle hem Türk Birliği, hem de İslam Birliği idealinin gerçekleşme ihtimalinin bulunmadığını, her ikisinin de ütopya olduğunu iddia etmektedirler. Bunların dayandığı gerekçe tarihte hiçbir zaman bu birliklerin gerçekleşmediği, bu nedenle bundan sonra da gerçekleşemeyeceğidir.
Siyasal İslamcılar, Türk Birliği idealinin gerçekleşme ihtimalinin olmadığını, İslam Birliği idealinin ise gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğunu savunmaktadırlar. Bu görüş sahiplerinin gerekçesi ise, Türklerin hepsinin Müslüman olmadığı, Hristiyan dinine mensup Türkler ile hala Şamanizm dinine mensup Türkler bulunduğu, insanlar arasında ırk birliğinin bir birlik oluşturmaya yetmeyeceği, bu nedenle Türk Birliği idealinin ütopya olduğu; Din birliğinin ırk birliğinden çok daha kuvvetli olduğu, bu nedenle İslam Birliği idealinin gerçekleşma şansının yüksek olduğudur.
Milli duygulara önem vermekle birlikte din birliğini öne çıkaran BBP fikriyatına mensup kişiler ise hem Türk Birliğini, hem de İslam Birliğini kurmanın mümkün olduğunu savunmaktadırlar. Bu görüşte olanların gerekçesi ise, ırk birliği ile birlikte din birliğinin de insanları birbirine yaklaştırdığı; Türklerin büyük çoğunluğunun müslüman olduğu, bu nedenle Türk Birliği ile birlikte İslam Birliğini kurmanın mümkün olduğudur.
Türk Milliyetçiliğine inananların fikrinin ve dayandığı gerekçelerin ne olduğu konusunda bir açıklama yapmadım. Çünkü, şahsım da sevgili okuyucularım gibi katıksız bir Türk Milliyetçisi olduğum için bu konuyu daha ayrıntılı açıklamak istedim. Zaten, yazının ana teması bu soruları Türk Milliyetçiliği açısından irdemektir. Şimdi, Türk Milliyetçiliği açısından başlıktaki soruların cevaplarını gerekçeleri ile birlikte açıklayalım. Şöyle ki;
1-İslam Birliği ideali, kanaatimce gerçekleşme ihtimali olmayan bir ütopyadır. Bu iddiamın gerekçelerini şöyle açıklayabilirim:
· Dünyada Müslümanların dağıldığı coğrafya çok geniştir. İslam Dünyası, Avrupa’da Balkanlar’dan Uzakdoğu Asya’ya, Hint ve Pasifik Okyanusu’na, oradan Afrika’nın ortalarına kadar uzanmaktadır. Bu kadar geniş bir coğrafyada yaşayan insanlar arasında siyasi birlik kurmak fiilen imkansızdır.
· İslam Birliği, tarihte hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. Bu nedenle bundan sonra da gerçekleşme imkanı yoktur.
· Müslümanlar arasında çok büyük çoğunlukla böyle bir birlik içinde yaşama isteği ve iradesi mevcut değildir.
· Dünya Müslümanları çok sayıda milletten oluşmaktadır. Dolayısıyla dünya Müslümanları arasında çok sayıda dil, çok sayıda kültür mevcuttur. Bu kadar çeşitli kültürlere sahip ve farklı dilleri konuşan insanlar arasında bir yakınlık sağlamak, anlaşma meydana getirmek sosyolojik olarak mümkün değildir.
· Müslüman ülkelerin rejimleri birbirinden oldukça farklıdır. Demokrasi ile yönetilen az sayıda müslüman ülkeye karşı diğer Müslüman ülkelerin rejimleri otoriter ve baskıcı rejimlerdir. Bu farklılık, İslam Birliği idealini imkansız kılan etkenlerden birisidir..
· Müslüman ülkelerin ekonomileri de birbirinden oldukça farklıdır. Petrol ve doğal gaz zengini İslam ülkelerine karşın açlık ve yoksullukla boğuşan Müslüman ülkeler de vardır. Petrol ve doğal gaz zengini İslam ülkeleri bu güne kadar zenginliklerini fakir Müslüman ülkelerle paylaşmaya yanaşmamışlardır. Bundan sonra da yanaşmayacakları bellidir.
· Müslüman ülkelerin pek çoğu emperyalizmin kıskacındadır. Emperyalist Batılı Ülkeler, İslam Birliği’nin kurulmasını istemeyeceklerinden bu ülkeler üzerindeki egemenliklerini devam ettirmek için her türlü baskıyı yapacaklardır. İslam ülkelerinin yakın zamanda bu kıskaçtan kurtulabileceklerine dair bir ümit ışığı söz konusu değildir. Bu da İslam Birliğini engelleyen etkenlerden birisidir.
· Müslümanlar arasında eskiden beri devam eden mezhep çatışmaları vardır. Bu çatışmalar günümüzde de bütün şiddetiyle devam etmektedir. Bu konuda en canlı örnek Sünni-Şii çatışmasıdır. Bu çatışmalardan doğan düşmanlık duyguları İslam Birliğinin önündeki en büyük engellerden birisidir.
· Bazı Müslüman Devletler arasında tarihten gelen rekabet ve husumet de İslam Birliğini imkansız kılan en önemli sebeplerden birisidir. Yüzyıllardır devam eden Türkiye-İran rekabeti ile Arap Ülkelerinde bazen gizli, bazen açık devam eden Türk düşmanlığı bu konuda verilebilecek canlı örneklerdir.
2-İslam Birliği idealinin gerçekleşmesinin imkansız olmasına karşın Türk Birliği idealinin gerçekleşme ihtimali yüksektir. Bu iddiamın gerekçelerini de aşağıda sunuyorum:
· Türklerin dağıldığı coğrafya Müslüman coğrafyasının aksine çok geniş değildir. Türkler, Türkiye, İran’ın kuzeyi, Kafkaslar ve Orta Asya’da toplu olarak yaşamaktadırlar. Buna Uygur Türklerinin yaşadığı Doğu Türkistan’ı da ilave edebiliriz. Bu nedenle Türk Birliğini kurmak mümkündür.
· Türk Birliği tarihte Büyük Hun İmparatorluğu, Göktürk Devleti, Cengiz Han İmparatorluğu ile Timur İmparatorluğu dönemlerinde fiilen gerçekleşmiştir. Bu gerçek Türk Birliğinin bir kez daha gerçekleşebileceğine dair çok önemli bir delildir.
· Türkiye Türkleri ile Azerbaycan Türkleri daha şimdiden Türk Birliğine sempati ile bakmaktadırlar. Milli bilinçleri yükseldikçe diğer Türk Devletlerinde yaşayan Türk Toplulukları da bu birliği isteyeceklerdir. Bu ortak istek Türk Birliğinin gerçekleşmesi yönünde oldukça güçlü bir ışıktır.
· Türkler arasında ortak dil, kültür ve tarih bağları mevcuttur. Yapılacak kültürel çalışmalarla bu ortak noktaların çoğaltılması mümkündür. Bu ortak noktalar Türk Birliğinin kurulmasını kolaylaştıracak unsurlardır.
· Türkiye demokrasi ile yönetilmektedir. Bağımsızlıklarını yeni kazanan Türk Cumhuriyetleri demokrasiyi yerleştirme yönünde çabalar göstermektedirler. Türkiye’nin de destekleriyle bu ülkelerde demokratik rejimi yerleştirmek zamanla mümkün olacaktır. Türk Devletlerinin rejimleri arasındaki bu benzerlik Türk Birliğini kolaylaştıracaktır.
· Azerbaycan ve diğer Türk Devletleri petrol, doğal gaz, pamuk ve birtakım madenler yönünden zengin kaynaklara sahiptir. Türkiye’nin sanayisi de gün geçtikçe gelişmektedir. Türkiye ile diğer Türk Devletleri arasında ekonomi ve sanayi alanlarında sağlanacak işbirliği tüm tarafların yararına olacaktır. Bu işbirliği sayesinde Türk Devletleri ekonomik yönden birbirlerine entegre olacaklardır. Bu entegrasyon Türk Birliğini mümkün kılacak en önemli hususlardan birisidir.
· Soveyetler Birliği’nin yıkılması ile beş tane Türk Devleti bağımsızlığını kazanmıştır. Türkiye ile birlikte 6 tane bağımsız Türk Devleti mevcuttur. Türk Devletlerinin bağımsız olmaları da Türk Birliğinin kurulmasını mümkün kılacaktır.
· Türkiye’deki alevi-sünni çatışmalarını saymazsak Türk Dünyasında mezhep çatışması yoktur. Bu da Türk Birliğinin kurulması yönünden olumlu sayılacak hususlardan birisidir.
· Türk Devletleri arasında herhangi bir rekabet ve husumet söz konusu değildir. Bunun yerine Türk Devletleri arasındaki ilişkiler gün geçtikçe gelişmektedir. Bunun da Türk Birliğinin gerçekleşebileceğine dair önemli hususlardan birisi olduğu tartışmasızdır.
Sevgili okuyucularım, yukarıda açıklamaya çalıştığımız üzere İslam Birliğinin kurulması imkansızdır. Buna karşılık Türk Birliğinin kurulması mümkündür. Elbette, Türk Birliğinin kurulması kısa zamanda olabilecek bir iş değildir. Önemli olan bunu istemek ve bunun için çalışmaktır.