— “Bu ülkede gusül abdesti nedir bilmeyen muhafazakârlar türedi!” diyor Adil Gür
Ardından ekliyor; “Muhafazakârlık artıyor tartışmaları yapılıyor ya, boşuna yapılıyor!”
— Prof. Yılmaz Esmer “Görünürlük arttı ama muhafazakârlık artmadı” diyor…
— “Müslümanlığın bu kadar yoğun yaşanıyor göründüğü bir zamana şahit olmadım, ancak yetim hakkının bu kadar yendiği bir dönem de görmedim” demekte Diyanet eski başkanı…
–İslam ahlakı derken, bugün İslam anlayışı ile ahlakın arasını açma anlamı taşıyan girişim ve sonuçlar sıradanlaşma, meşrulaşma eğiliminde artarak çoğalıyor!..
***
Ekonomik veriler her anlamda uçurum aşamasında…
Uçlara taşınan toplum, tavan yapan suç oranları, sınır tanımaz ahlaki çöküşler, inanılamaz boyutlara ulaşan fuhuş, kayırmacılık, türedi zenginler, güçlü olmanın belirleyici olduğu bir dönem!
Tüm kaynaklarımız tüketilmekte, peşkeş çekilmekte.
Bölünmenin her türlüsünü ilklerimize kadar hissettiğimiz çözülme süreci.
Tarihimizde ilk defa “haçlı zihniyetinin” yanında konumlanışımız…
***
Bugün ülkemizin genel anlamda sürüklendiği bataklık, “detay maneviyat kırıntıları” ile maskelenebiliyorsa, çıkış yine bu merkezde olacaktır.
Detay kırıntılar zaviyesine hapsedilen “maneviyat,” belirleyici kılma özelliği taşıyan asli alanına süratle taşınmalıdır.
“Ülkücülerin okuduğu Fatiha” işte bu sebeplerledir ki kimi yerlerde korku merkezli sataşma vesilesi olmuştur.
Önümüzdeki dönemin en önemli mücadelesi bu alanda olacaktır.
Taraflar bellidir…
“Maneviyat;” maske mi olacak, maskeleri mi kıracak!…
