Dülger: Belediye’nin Balyozları Atatürk’ün Büstlerini Kırmamalı, Kıramaz

 
Konya'da ikamer eden "haberiniz.com.tr" yazarlarından Yusuf Dülger, Konya Büyükşehir Belediyesi'nin restorasyon adıyla tarihi Gazi Mustafa Kemal İlkokulu'na el koyması ve okul nahçesinde bulunan Atatürk büstü ve bayrak direğini kaldırması üzerine okul bahçesinde geniş latılımlı bir basın toplantısı düzenledi. Dülger'in açıklaması şu şekilde:
 
Sayın basın, kıymetli hemşerilerim,
 
Önünde toplandığımız bu güzel bina, 1927 yılında Gazi Mustafa Kemal İlkokulu olarak hizmete açılmış. Konyalılara büyük hizmetler vermiş. Düne kadar kapının üstünde Mustafa Kemal adı, şurada Atatürk büstü ve Atatürk’ün: “Ulusları özgür, bağımsız, şanlı ve yüksek bir toplum olarak yaratan güç eğitimdir” sözü vardı. Büstün yanında bayrak direği, tepesinde Türk bayrağı vardı. Öğrenci, öğretmen ve velilerimiz, buralarda, haftada en az iki kere istiklal marşımızı söylerler, millet ve bağımsızlığımızı korumak için yemin ederlerdi.
 
Şimdi bunların hiçbirisi yok. Konya Büyükşehir Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ortak adımlarıyla bu milli ve aynı zamanda kutsal değerlerimiz şimdilik tarih oldu. “Atatürk fotoğrafları ve bayraklarımızla burada toplanalım” demenin ve toplanmış olmanın anlam ve önemi şimdi daha iyi anlaşıldı, öyle mi? Buradan söz veriyoruz; gün gelecek o büst ve o bayrak direği buraya dikilecek.
 
Büstün akıbeti ile ilgili olarak belediyeye dilekçe verdim. Bilgi istedim, cevap alamadım. Belediye’nin balyozları Atatürk’ün büstlerini kırmamalı, kıramaz.
        
Diyorlar ki: “Yasa bize bu okulu alma hakkını veriyor.” Hayır, vermez; 5216 sayılı yasa, 222 sayılı yasa buranın okul olarak kalmasını öngörür, 1739 sayılı yasa ile Anayasa bu ve benzeri okulların amaçları dışında kullanılmasına engeldir. 
 
Belediye, Hakimiyet i Milliye/23 Nisan, İsmet Paşa, Gazi Lisesi, Kız Öğretmen Okulu gibi tarihi okulları da almayı düşünüyormuş. Yine yanlış yapar. Belediye şu Öğretmenevi’ne konmak için de sahiplerine baskı yapıyormuş. Belediye baskı unsuru olmamalı, eğitim yöneticilerimizi rahat bırakmalıdır. Belediye asli görevini yapmalı; Başta tıkanan şehir içi trafiği olmak üzere, Konya’nın sorunlarını çözmelidir.
        
Belediyenin bir görevi de Türkçeye sahiplenmektir. Oysa belediye cadde, sokak, kavşak, park gibi yerlere Arapça-Farsça adlar veriyor, dilimizi yozlaştırıyor, “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır” gibi pankartlarla Türkçeyi önemsizleştiriyor. Belediye mistik programlarla beynimizi uyuşturuyor. 1990’larda yerel gazetelerde yazı yazarken belediyenin Alaeddin Tepesine yüksekçe bir bayrak direği dikmesini, oraya Konya’nın her tarafından görülecek büyükçe bir bayrak asmasını önerdim. Yapmadı. Şu zihniyete bakın ki, ABD-FETÖ darbesi gibi sıkıntılar söz konusu olunca, bu zihniyet bayrakçı, Atatürkçü oluyor, tehlike geçince bayrağımızı indiriyor, Atatürk büstünü söküyor, Arap-Acem kültürünü yayıyor.
 
Milli eğitim müdürlüğü hakkında da birkaç söz söylemek istiyorum. Milli eğitim müdürlüğü T.C.’nin köşe taşı okullarını korumada, eğitim-öğretimin planlanmasında, öğretmenlerimize hizmet etmede başarısız ve duyarsızdır. Bu mahallenin, Şems mahallesinin ilkokul çocukları okumak için İstanbul Caddesi’nin öbür tarafındaki İsmet Paşa İlkokulu’na gönderilirlerken, buralardaki Suriyeli çocuklar eski 19 Mayıs İlkokulunun yerine yapılan okulda (ayaklarının önünde) okula gidiyorlar. Yani Konya Milli Eğitim Müdürlüğü Türk çocuklarına üvey,  Suriyeli Arap çocuklarına öz evlat muamelesi yapıyor.
 
Emekli yahut çalışan öğretmenlerimiz şu Öğretmenevi binasından yeterince yararlanamıyorlar. Şu Öğretmenevi’nin salonları şimdi kapalı. Sebebi; okey-tavla oynayan öğretmenler varmış, bu oyunlar kumar imiş, eşyayı iyi kullanmıyorlarmış vs. Yalan. Bu sözler ayıptır, öğretmenleri aşağılamadır. Tavla-okey oyunlarıyla öğretmenlerimiz dinleniyor, kaynaşıyordu. Yukarıdaki salon kapatılınca, bu bahçe daraltıldı. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Öğretmenlerimiz havasız, güneşsiz, meslek ve kişiliklerine uygun olmaya yerlere gitmek zorunda kaldılar. Oysa bu bina öğretmenlerimizin aidatlarıyla yapılmıştı.  
 
Bunları düşünürken aklıma Türkiye’nin işgal yılları geldi. O yıllarda İtalyanlar Konya Lisesi’ni işgal etmişler, asker ve atlarını Konya/Gazi lisesine yerleştirmişlerdi. O yıllarda işgalcilerle işbirliği yapan kamu görevlileri, Damat Feritler, Vahdettiler, Mustafa Sabriler vardı. Bakın bu işgalcilerin hepsi Atatürk ve Türk düşmanıdır. O yıllarda Atatürk önümüze düştü, düşmanları kovduk. Lord Curzonlar, Hamiltonlar, Kostantinler, Trikopisler Atatürk’ü sevmezler, Atatürk aleyhinde konuşurlar, Atatürk’ün adını unutturmaya çalışırlar. Niçin? Atatürk’ten kuvvetli bir tokat yedikleri için.
 
Öyleyse hep birlikte Atatürk’e, O’nun kurduğu çağdaş cumhuriyet değerlerine bağlı kalacağız. İşbirlikçilerle, Yunan-İngiliz işgalcileriyle örtüşmeyeceğiz, onların karesinde olmayacağız. Konyalılara, özellikle öğretmenlerimize çağrım şudur: Atatürk’e, Türkiye Cumhuriyeti’nin okullarına birlikte sahip çıkacağız, yasal sınırlar içerisinde hareket edeceğiz, yine kazanacağız. Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. 10 Kasım 2018
 
Yusuf DÜLGER
Emekli öğretmen



Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!