Ergin Örgügören’i hatırlayanımız var mı?
1977 yılında İstanbul Beşiktaş MHP Teşkilatına dahil olan Örgügören iki yıllık samimi görüntüsü, kültürlü duruşu, olaylara ve konulara hakim tavırları sayesinde Beşiktaş Teşkilatı’nın sevgisini kazanmış, bunun ardından Ülkücü Harekete samimiyetle bağlı ağabeylerimizin başını yakmıştı.
Kışkırtıcısı olduğu 13 soygun ve cinayet dosyası 1979 yılında gün yüzüne çıkmış, İlçe Teşkilatının bu bilgileri aktarmasıyla İstanbul İl Başkanlığı ihracını istemişti.
Dosyası Genel Merkeze ulaşan Örgügören hakkında, dönemin ÜGD Başkanı Şefkat Çetin ve Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Mit tarafından yayımlanan deklarasyonlarla Örgügörenin MİT Ajanı olduğu, itibar edilmemesi istenilmişti.
Bugün kısa bir değerlendirme yapmamız gerekiyor.
MHP İstanbul İl Başkanlığı’nda Basın – Yayın sorumlusu olarak davasını icra ederken Esenyurt Seçim Bürosu açılışı esnasında uğradığı silahlı saldırı sonucu kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirerek Şehitler Kervanı’nda yerini alan Baba Yusufiyeli’miz, Şehit Cengiz Akyıldız’a öncelikle Cenab-ı Hakk’tan rahmet ve mağfiret diliyoruz.
Peygamber Sancağı altında buluşacağız Allah’ın izni ile…
Bu saldırıyı yapanlar tabii ki terör örgütü ile ilişiği olan hiç yoksa sempatizanı olan kişi müsveddeleri idi.
Bunun aksini iddia etmek mevcut iktidar gibi gaflete düşmektir ya da kasıtlı bir biçimde ihanettir.
Ülke hudutları içerisinde sivil güvenliğini sağlamak, huzur ortamı oluşturmak adli makamların ve kolluk kuvvetlerinin görevidir.
17 Aralık operasyonundan bugüne adli makamlara ve kolluk kuvvetlerine karşı uygulanan baskı, Türk Milleti’ne kasıt, Cenab-ı Allah’ın gözeteceği kul hakkı kavramına karşı büyük bir saygısızlık ve de insanlık vasıfları açısından irdelendiğinde büyük bir ihanettir.
Tüm bunlara rağmen, Ülkemiz sınırları içerisinde yeni bir tehlike oluşturacak hareketlere teşebbüs edilmesi, çağımızın Hitler’e rahmet okutacak cinsten bir faşizme gebe bırakılması ve bu doğrultuda hal ve tavır sergilenmesi, elbette meşru zeminde provakatif hareketler olarak değerlendirilecektir.
Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları Genel Merkezleri tarafından yayınlanan “Provakasyon ve marjinal eylem niteliği taşıyan eylemlere yönelik dikkat buyurulması” hususunda yapılan yazılı ve sözlü açıklamalar büyük bir çoğunluğumuz tarafından yanlış idrak edildi.
Açıklama, BDP İl Binasına yürümek isteyen, resmi olarak Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı ile hiçbir bağı bulunmayan bir gruba yönelik yapılmışken, camiamızın ağabeyi, kardeşi, reisi, başkanı Büyükçekmece Adliyesi önünde cereyan eden olaylara yönelik sandı.
Öyle sandık. Belki de öyle sanmaya devam edenlerimiz de vardır.
Büyükçekmece Adliyesi önünde polisin dengesiz ve taraflı tavırları karşısında verilen onurlu mücadeleyi yaşayanlarımız ve tanıklık edenlerimiz bir olmuş, ilahi adaletin tecelli ettiğini izliyordu.
Ergin Örgügören diyordum…
Gizlilik, Baskı, İhanet adı altında yayımladığı teksirle, hem Türk Milliyetçilerini farklı kanallara sevk ediyor, hem Başbuğ Türkeş’in kararlı teşkilat yapısını kırmaya çalışıyordu. Ülkücü Hareketle bağdaşmayan fikirlerle, Türk Milliyetçilerine Hitler’i, Mussolini’yi onu bunu kısacası Türk olmayan isimleri ağızında geveleyip duruyordu.
Amacı ülkücüleri sokağa, sokak aralarına çekmekti,
Amacı ülkücüleri illegaliteye, gayri meşruluğa çağırmaktı,
Amacı ülkücülere gözlerden ırak yerlerde suçlar işletip, bu milletin gözünde itibar kaybettirmekti…
Olmadı, olmayacak…
Her hareketimiz meşru olacak.
Biz; Kahpe Düzenin Yiğit Çocukları, Ülkücüler olarak bu milletin tarihinde ve geleceğinde dimdik durmaya; ezmemeye ve ezilmemeye uğraş vereceğiz!
Gök girsin, Kızıl çıksın!..
Selam, dua ve muhabbet ile…