Beşiktaş’ın eski başkanı Fikret Orman, Sözcü TV’ye özel bir röportaj verdi. Başkanlık döneminde yaşanan ve davalık olduğu konulara değinen Orman, kongre kararı alan mevcut başkan Ahmet Nur Çebi hakkında ses getirecek ifadeler kullandı.
Çebi ile arasında yaşananlara ve kendisine yönelik açılan davalara dair detaylar veren Orman, başkan adayı olup olmayacağı konusuna da değindi.
Başkan olduğu yıllarda Beşiktaş’ın marka olduğunu söyleyen Orman, “Hiç Fenerbahçe ile Galatasaray’ı kardeş gördün mü? Bizim zamanımızda kardeş olmuşlardır. Başkanları bana karşı ne yapabilirler, Beşiktaş’a karşı ne yapabilirler. Beşiktaş’ın böyle bir marka değeri varken, bugünkü yönetim ne yapıyor? Hiçbir şey yapmıyor. Kendi resmi dışında duvara çaktığı bir tane şey gösterin.” ifadelerini kullandı.
Çebi’nin, yönetici olduğu yıllarda kapalı kapılar arkasında hakkında dedikodu yaptığını söyleyen Orman, ” Kendimi en çok suçladığım iki konu var. Bir tanesi çok ikaz edilmesine rağmen, ben konduramamıştım böyle bir karakter olabileceğini. Bir defa ona göstermiş olduğum itibara çok pişmanım. Direkt kumpas kurdular bana.” dedi.
İşte Fikret Orman’ın gündem yaratacak açıklamaları…
“Çok konuşmaya niyetim yoktu ama konuşmanın zamanı geldi. Yapılan algılar kesilir diye bekliyordum ama öyle olmadı. Ahmet Nur Çebi ile ben 6,5 sene beraber çalıştım. İkinci başkan ve icra kurulu başkanıydı. Finansmandan sorumluydu. Ve çok etkin bir yöneticiydi. Böyle fikirleri olduğunu hiçbir zaman bana söylemedi. Kimseye söylemedi. Kapalı kapılar arkasında arkamızdan dedikodu yapmış olabilir. Onları dönem dönem duyuyordum. Zaman zaman sert şekilde ikaz ettiğim de olmuştur. Yok ben öyle şey demem, ben öyle yapmam diyordu ama bize gelip de sizin hakkınızda söyle düşünüyorum, diye bir şey demedi.”
“SERDAL ADALI AKLIMDA YOKTU”
“Olağanüstü genel kurula gittim, o zamanki basına bakıldığında ilk söylediğim şuydu. İlk etapta Ahmet Nur Çebi ile konuşacağım. Sonra Serdar Adalı ikinci başkan oldu ama ben Çebi ile konuşana kadar Serdal Adalı aklımda yoktu. Böyle de bir görüşme yoktu. Ofisine gittim, başkan ben şunlardan rahatsızım diye bir şey söylemedi. Bir tek söylediği şey vardı,
Umut’la Şafak’ı yönetime almazsan, yönetime girerim dedi. Ben de, ‘o arkadaşların da senin de emeğin çok, sen girmek istiyorsan görevine devam et’ dedim. Yok dedi, sen benim elimi çok güçlendirdin, ekmeğime yağ sürdün zaten o arkadaşlardan çok rahatsızdım dedi, ayrıldık.”
“KUMPAS KURDULAR BANA”
“Bu tarz adamların özelliğidir, güç yokken hep bir ağlama, mağdur, hep böyle acınacak, güç eline geçtiği zaman da hiç acıma hissi olmayan hareketler yapar. Kendimi en çok suçladığım iki konu var. Bir tanesi çok ikaz edilmesine rağmen, ben konduramamıştım böyle bir karakter olabileceğini. Bir defa ona göstermiş olduğum itibara çok pişmanım. Direkt kumpas kurdular bana. Benim konuşmak istediğim konunun özü bu.”
“BÖYLE BİR ŞEY KURULACAĞINI BİLEMEDİM”
“Bugün Ahmet Bey diyor ya trol hesaplar var falan. İş yerinin altında ofis tutmuş. Bir sürü şeyler kurulmuş. Bütün Beşiktaşlılar falan da biliyor o siteleri. Sosyal medyayı takip edenler biliyor. Böyle bir şey kurulacağını bilemedim. Ben Beşiktaş’ın bana ihtiyacı olduğu için geldim. Beşiktaş’ta 2004’de başkan adayı oldum ben, seçimi kaybettik. 2012’de olduğumda Beşiktaş’ın ihtiyacı olduğu için geldim, o gün aday falan yoktu.”
“BEŞİKTAŞ’I ÇAĞLAYAN ADLİYE SARAYI’NDAN ALDIM”
“Paralar nerede tezahüratı çok güzel bir algı yönetimi. Ben Beşiktaş’ı aldığımda Dolmabahçe Sarayı’ndan almadım, Çağlayan Adliye Sarayı’ndan aldım. 450’nin üzerinde borç olan, 70 milyon geliri, 140 milyon dolar gideri olan ve nakit akışı da 5 milyon dolar parayla aldım. Feda dönemleri, ortada stat yok, gelir yok, camia çökmüş ve hiçbir şekilde umudu kalmamışken Beşiktaş’a umut oldum.”
“BEŞİKTAŞ BAŞKANI KENDİNİ ACINDIRIR MI?”
“İlk başkan olduğum gün şunu söyledim, biz Türkiye’nin en büyüğüyüz, daha büyüğünü tanımıyorum. Her taraftar kendi kulübü için öyle düşünüyor. Yok böyle ağlıyım, kolum kırıldı, yok öyle oldu böyle oldu. Beşiktaş başkanı kendini acındırır mı ya? Beşiktaş başkanı güçlü adamdır. Hiçbir zaman eğilmez, bükülmez, mağdur olmaz. Tipik üçüncü sınıf ikinci adam işleri bunlar. Hep bir mağduriyet. Beşiktaş başkanı dediğin insan dik durur mücadele eder. Arkasında koskoca bir camia bu. Sen Baba Hakkı’lardan gelmiş, Süleyman Seba’lardan gelmiş büyük bir camia bu.”
“BİR ANDA OPERASYONLAR BAŞLADI”
“Onun için oradan aldığımız bir kulübü biz olmayan parayla stadını yaptık, tesislerini yaptık. Beşiktaş marka değeri itibarıyla hemen hemen en yukarı çıktı, Avrupa’da en büyük başarıları elde etti, peş peşe 2 şampiyonluk aldı. Üç, dört, beş gideceğiz biz. Plan da öyle, kurulan takım da öyle. Abdurrahim Albayrak ‘Biz Beşiktaş’ı durdurduk, yoksa Beşiktaş gidiyordu’ dedi. Bir anda Beşiktaş’a başladı operasyonlar.”
“FENERBAHÇE MAÇINA BUGÜN DE ÇIKMAZDIM”
“İki defa Avrupa’ya gidemedik. Oradan da kayıp oldu. UEFA ile FFP anlaşmaları imzaladık. Ben beklemiyordum böyle bir durum. Ama tarihi Fenerbahçe maçımız kırılma noktasıydı. Ondan evvelkilerin hepsini biliyorum. Avrupa’da namağlup gidiyoruz, Türkiye’de 10 kişilik rakibimize yeniliyoruz. Birçok olay oldu o sıra. Fenerbahçe maçına çıkmadık. Ben bu kulübün sahibi değilim, divan kurulu kararıyla maça çıkmadık. Bugün olsa yine çıkmam. O gün itibarıyla da maça çıkmadıktan sonra bu iş daha ağırlık kazandı. Beşiktaş camiası ve taraftarı beni üzdü. O maça çıkmayın, şampiyon olmayın derken bu algı operasyonunun içerisinde bir anda yapılanların hepsi unutuldu.”
“ÇEBİ YÖNETİCİYKEN KULÜBE DAVA AÇTIRDI”
“Ben bunları şu anda görüyorum, geçen bir abim aradı. Onun bir arkadaşı aramış, kulüpten iki tane yönetici, bir tanesi Ahmet Nur Çebi. Ona evraklar verip Beşiktaş’a davalar açtırmalar falan. Yöneticiyken kulübün içindeyken bunlar oluyor. Ben bu işi aşkla yapıyorum, sevgiyle yapıyorum. Kırıldığın zaman verimliliğin düşüyor. Ondan sonra benim zaten adım adım moralim düştü. En büyük arzularımdan bir tanesi, Kulüpler Birliği Başkanı’ydım o zaman, aday da olmayacaktım son dönemde, bütün kulüplerin Bankalar Birliği ile anlaşmasını yaptık. Bütün borçları TL’ye çevirdik.”
“ÇEBİ’NİN İSMİ CIMBIZLANMIŞ”
“Beşiktaş’ta o dönem yaptığım her işin arkasındayım. İyisi de vardır, kötüsü de vardı. Bu arkadaşlara siz de oradaydınız derken siz de ortak olun diye demiyorum. Hiçbir şey görmedim ben, hiçbir şey duymadım. Ya 6,5 sene ikinci başkan olacaksın, icra kurulu başkanı olacaksın, bütün finans sende olacak, stadı yapan inşaat A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanı olacaksın, ben hiçbir şey duymadım diyeceksin. Hazırlanan bir rapor var. O rapor iki senede hazırlanamadı. Sekiz defa Ahmet Bey’in ismi var. Geri kalan dönemde hiç Ahmet Nur Çebi’nin ismi yok. Hepsi cımbızlanmış.”
“O ZAMANLAR BANA LATİFELER DİZEN İNSAN”
“Şimdi Beşiktaşlıların şunu sorması lazım; ikinci başkan, icra kurulu başkanı hiçbir şeyden haberi olmayan adama biz Beşiktaş’ı nasıl teslim ettik. İstifa etmemiş, konuşmamız, hiçbir ifadesi yok. O dönem ‘büyük başkan, büyük başkan’ diye bana latifeler dizen insan, koltuğa oturduktan sonra hiçbir şeyden haberi yok.”
“102 MİLYON DOLARI KİM KAYBETMİŞ, KİM BULMUŞ?”
“Mahkeme başkanı bu rapor gelmezse davayı iptal ediyorum diyince rapor geldi. Biz de meşhur raporu oradan aldık. 102 milyon dolar, Allah Allah. Ya Beşiktaş’ta 102 milyon doları kim kaybetmiş, kim bulmuş. Beşiktaş’ta iki kelime iki yerde durmaz. Herkes, her şeyi duyar. Mesela tartışmışsındır, 5 dakika sonra muhabir arar ‘başkanım şuna kızmışsınız’. Nedir bu 102 milyon doları? Üç buçuk senesi Yıldırım Demirören’in. Fakat algı nasıl? 102 Fikret Orman. Bana atıf edilen 102 milyon doların yüzde 30 kısmı benden önceki dönemle alakalı şeyler.”
“BUNU AHMET NUR ÇEBİ DE BİLİYOR”
“Quaresma’nın kontratını yapacağım, Porto’da oynuyoruz o zaman. Ülkeme dönemk istiyorum diyince peki dedim. Ben de E. Frankfurt-Tottenham maçı var. Biz de stadı yapıyoruz. Koltukta oturduk, koltuğu duvara bağlamamışlar bir traverse bağlamıştı. Stadın yöneticisini buldum. Bunu niye böyle yaptınız diye sordum. Taraftar üstüne çıkıyor, duvara bağlanınca kırılıyor bunlar, öbüründe esniyor. Türkiye’ye dönmeden telefon açtım, iki tane numune yapın dedim. Biri duvara bağlanmış, diğeri traverse bağlanmış. Test ettik, duvara bağlanan kırıldı. Öbürünü yapın dedim. Dediler ki, ihalede bu şartnamede yok. Bunu Ahmet Nur Çebi de biliyor bu yüzden yaptığımızı. Kaç tane koltuk kırıldı Beşiktaş stadında? Hiç. Bu yüzden.”
“KENAN KOMUTAN HİKAYESİ”
“Algı işini çok iyi beceriyorlar. Süleyman abi bana şöyle söyledi. Süleyman abi 2012’de yönetime geldiğimizde bunu tanımazdı. Tam Kenan Komutan, Fatih Sultan Mehmet hikayesi. Kim, şahit kim? Söyleyen de ölmüş, şahit olan da ölmüş. Tam Kenan Komutan hikayesi, Galata Köprüsü’nde Osman Gazi, Orhan Gazi beraber oturuyoruz muhabbetine dönmüş. Palavradan başka bir şey değil.”
“BEŞİKTAŞ 4 SENEDE NE OYUNCU SATMIŞ?”
Dört senede Fenerbahçe 118 milyon Euro’luk oyuncu satmış. Galatasaray da 40 milyon Euro’luk satmış. Beşiktaş bu 4 senede ne oyuncu satmış? İki tane benim yetiştirdiğim genç çocuk, bir tane de bu sene kendi isteği ile ayrılıp 2,5 milyon Euro veren oyuncu. Toplam 12,5 milyon Euro satmış. Sahada sen oynamıyorsun, takımı kuracaksın marka değerini oluşturacaksın ve bir takım yaratacaksın. Beşiktaş’ın Şenol Güneş’le iki sene şampiyon olmuş takım, Şenol Güneş’in hazırladığı takım değildir. Nakış gibi işlendi. Samet Aybaba’nın hakkı vardır. Oğuzhan gibi oyuncuların hepsi onun zamanında hüviyet buldular. Slaven Bilic’in çok emeği vardır. Atiba dediğimiz oyuncuyu kim getirdi? Onu nasıl transfer ettiğimizi Ahmet Nur Çebi’ye sorun.”
“YAPTIĞIM TRANSFERLERDE HATA VARDIR”
“Kevin N’Koudou’yu transfer ettik, yüzde 50’sini 4 milyon Euro’ya almıştık. Bu oyuncu Marsilya’dan Tottenham’a 11 küsür milyon Euro’ya gitti, 4 milyona da Beşiktaş’a geldi. Bizi bunla tenkit ettiler. Peki, İstanbulspor’dan 2 milyon Euro’ya aldığın oyuncu Süper Lig’de oynamış mı? Nerede para? Dele Alli’yi getirdiler, problemli olduğunu kendisi de ifade etti. Amaç taraftara oynamak değil, yöneticilik taraftarlıktan ayrı bir şeydir. Hata yapabilirsin. Benim yaptığım transferlerin içinde de hata vardır.”
“BENİM DÖNEMİMDE FENERBAHÇE VE GALATASARAY KARDEŞ OLDU”
“Hiç Fenerbahçe ile Galatasaray’ı kardeş gördün mü? Bizim zamanımızda kardeş olmuşlardır. Başkanları bana karşı ne yapabilirler, Beşiktaş’a karşı ne yapabilirler. Beşiktaş’ın böyle bir marka değeri varken, bugünkü yönetim ne yapıyor? Hiçbir şey yapmıyor. Kendi resmi dışında duvara çaktığı bir tane şey gösterin.”
“ADAYIM DEMİYORUM AMA…”
“Ben Beşiktaş’a 2004 senesinde aday oldum. 2012’de aday olmadım, Beşiktaş’ın ihtiyacı vardı. Şu anda Hasan Bey ben adayım dedi. Adam delikanlı adam. Adaylık falan aklımdan geçtiği yok, niyetim de yok. Ben sonradan olma Beşiktaşlı değilim, anadan doğma Beşiktaşlıyım. Benim hayatım kulübün içinde geçmiş. Ömrüm tribünlerinde geçmiş. Bana anlatıyorlar, genç çocuklar yönetici oluyorlar falan. İslamın şartı 5, altıncısı haddini bileceksin. Benim geçtiğim yollardan geçeceksin. Ben o kulübün sporculuğunu yapmışım. Camia isterse, bana ihtiyacı olduğunu hissedeyim. Kasımda 56 yaşında olacağım. Ben bu camianın içine doğdum, çakma Beşiktaşlı değilim. Beşiktaş’ın ihtiyacı olduğu zaman yanında olurum. Acayip kırgınım. Aday olabilirim demiyorum ama ihtiyacı olursa değerlendiririm diyorum.”