15 Temmuz’dan önce ‘güvenli’ sürede yurtdışına kaçan FETÖ’cülerin medyadaki önemli manüplatörlerinden biri de Cevheri Güven’dir…
Kendisi Ergenekon – Balyoz kumpaslarının medyadaki tetikçilerindendir. Açılım savunucusudur. 15 Temmuz’un ‘tiyatro’ olduğunu iddia eden, rütbesini Fethullah itinin taktığı teröristlerin katlettiği şehit PÖH yiğitlerimize, askerlerimize ve vatandaşlarımıza karşın örgütünün işlediği suçları görmezden gelen sözde bir gazeteci…
Çocuklarımızın sınavlarının ve geleceklerinin çalındığı Fethullah operasyonlarına, sistemli işkencelerle askeri okullardan tasfiye edilen Atatürkçü gençlerin trajedilerine asla çıt çıkarmamış firari bir haindir…
Cevheri nicedir Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Millet İttifakı güzellemeleriyle Ümit Özdağ’a, Mansur Yavaş’a, Zafer Partisi’ne saldırıyor. HDP’nin etnikçi siyasetini ve üniter devletin karşısındaki tüm yapıları canhıraş destekliyor. Bu durum ise gayet olağan…
FETÖ’nün asli vasfı elbette casusluk örgütü olmasıdır. Terör örgütü niteliği, çıkar amaçlı organize suç teşekkülü olması, dini cemaat kisveli teokratik ve sapkın örgüt yapısı hep casusluk örgütünün özüne hizmet etmektedir.
Algı bulandırmak, saray rejiminin perişan ettiği yığınları kandırmak, artık tükendiği aşikâr olan iktidarın yerine gayri milli yeni bir iktidar inşası FETÖ’nün güncel stratejisidir. FETÖ, Cevheri benzeri elamanlarının kışkırtacakları kaoslardan beslenmektedir.
Küresel sosyal medya hesapları üzerinden peş peşe kimi isabetli ve malum gerçekleri sıralarlar. Araya ise mesnetsiz, delilsiz iğrenç yalanlar ve tezvirat mayınları döşerler. Bu sayede saray rejimine karşı hukukun üstünlüğünden yana milli bir muhalefetin oluşmasına engel olmaya çalışırlar. Çöken AKP iktidarı yerine efendilerinin suç ve ihanet ağını hortlatacak bir koalisyonun tutunabilecekleri bütün kulplarına yapışmaya çalışırlar.
Cevheri GÜVEN denen FETÖ elemanı son yayınladığı videosunda da taşıdıkları büyük ve haklı kaygılar nedeniyle algı kirletmeye, iftiralara devam etmiş…
Kaygıları, sapır sapır dökülen sarı muhalefeti Ümit ÖZDAĞ sayesinde Türk Milleti’nin milli bir hizaya çekmesinden kaynaklanıyor. Tüm anketlere göre Türk Milleti’nin Erdoğan’ı ilk turda sandığa gömecek en güçlü aday olarak gördüğü Mansur YAVAŞ’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi ihtimali uykularını kaçırıyor. Etnikçilere – tarikatlara – neo liberal Türk düşmanlarına ve bunların tamamının müttefiki olan FETÖ’ye seçimlerden sonra iktidarda yer olmaması Cevheri gibileri kudurtuyor…
ASIL KENDİSİ CASUS – TERÖRİST OPERASYON ELEMANI OLAN CEVHERİ’NİN TÜMÜ BELGESİZ, UYDURMA, PLANLI 5 İDDİASINI İNCELEYELİM. VE ARTIK BÖYLESİ FETÖ ARTIKLARINA VATANSEVER, HUKUKA AŞIK MİLLET İTTİFAKI TABANININ İTİBAR ETMEMESİ GEREĞİNİ BİR KEZ DAHA HAYKIRALIM:
İDDİA 1 – Millet İttifakı’nı dağıtmak üzere Erdoğan devletin tüm birimlerinden faydalanan bir yapı oluşturdu. Bunlar ortam dinlemesiyle iki Millet İttifakı liderinin ses kaydını aldılar. Bu kayıt Ümit Özdağ tarafından Özdağ’ın ittifakta yakın olduğu birilerine dinletildi. Millet İttifakı böylelikle tahrip ediliyor. Seçime yakın bir zamanda ise Millet İttifakı, Erdoğan’ın içlerine yerleştirdiği kişilerce imha edilsin isteniyor.
Erdoğan’ın seçimler için makamını ve kamu gücünü hukuka aykırı olarak Ak Partili adayların çıkarına kullandığı bir gerçek. Bu alışkanlığını mevcut Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri için de sürdürecektir. Fakat Ümit ÖZDAĞ ve Zafer Partililer böylesi hukuksuzluklara karşı yine gerek adli merciler ve YSK gerekse kamuoyu nezdinde direnirler! Zira Cevheri’nin emrinde olduğu terörist başı, Erdoğan Anayasası için “keşke ölülere bile oy kullandırabilsek” der iken de kirli referandumda da Ümit ÖZDAĞ hukuksuzluğa tek başına direniyordu!
Sayın Özdağ’ın herhangi bir şahıstan temin edip herhangi bir siyasetçiye ilettiği bir kayıtla ilgili tek bir delilleri olsa halen örgütün emrindeki gazetelere, kripto adli personeline çoktan iletirlerdi! Fakat iftira, yalan bu şebekenin huyudur. Halen anlayamadıkları ve Millet İttifakı tabanının bilinçsizliğine güvendikleri için görmezden geldikleri ise şu: Firari vatan hainlerinin iftiralarıyla, itibar suikasti denemeleriyle vatanseverler sadece güç kazanır. Üstelik o vatanseverler kamunun bu müfterileri saklandıkları deliklerden çıkarıp Türk adaletine teslim edebilmesi için devleti Millete iade edecek kişilerdir.
Ayrıca Cevheri’ye içeriden böyle iddiaları ileten unsurlar var ise FETÖ’nün Millet İttifakı olsun Cumhur İttifakı olsun sistem partilerinin içindeki elemanları üzerinden yürüttüğü faaliyetler konusunda her iki ittifakın karar vericileri de dikkatli olmalılar.
İDDİA 2 – Bu tür kayıtlarla Millet İttifakı bozulsun ve Erdoğan seçimi rahat kazansın isteniyor. Ümit Özdağ’ın “Kılıçdaroğlu seçilirse iç savaş çıkar” söylemi Erdoğan’a çalıştığını gösteriyor.
Kasetlerle, gizli kayıtlarla siyaset dizaynı Cevheri’nin örgütünün uzmanlığıdır. Bizim bahsettiği tarzda hiçbir kayda dair hiçbir bilgimiz yok. Fakat altılı masada dönen rezil pazarlıklara dair masanın muhataplarının iç hesaplaşmaları ayyuka çıktı. FETÖ, ileride kimi kayıtlar ortaya çıkarsa “ben söylemiştim, bu kayıtlar Erdoğan operasyonu” diyerek kimi skandallara karşı ön alma telaşında olabilir.
Özdağ’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini Kılıçdaroğlu’nun kazanması durumunda ortaya çıkacak büyük riskleri tespit ettiği beyanını çarpıtıyorlar. İlgili açıklamanın önünü – ardını, Özdağ’ın sıraladığı gerekçeleri gizleyerek bu polemiği kendi operasyonlarında kullanmaya çalışıyorlar.
13 Milyon Ortadoğulu’yu gönderemeyecek, Anayasa Mahkemesi’ne Said – i Nursi kitapları için başvurmakla övünen, Şeyh Said ve pek çok Cumhuriyet düşmanlarıyla helalleşme turlarına çıkan, tüm KHK’lıları göreve iade sözüyle Cevheri’nin örgütüne göz kırpan, ‘Türk’ ve ‘Türk Milleti’ diyemeyen bir lider şayet bir mucize olur da seçilirse; evet bizim analizlerimize göre bir iç savaş çıkması maalesef kaçınılmazdır!
Fakat Kemal Bey partisinin köklerine döner, Cumhuriyet’e ve Atatürk’e sığınır, Cevheri gibiler yerine mağdur ve garibanlaştırılan Türk Milleti ile helalleşmek üzere radikal bir strateji değişikliğini uygularsa durum değişir. O vakit elbette adaylığına da partisinin siyasetine de yaklaşımımız çok farklı olacaktır. Zafer Partisi milletten yana olmayan söylemlere yaslanarak adaylık dayatılmasına karşıdır. Kemal Bey’in şahsına bir garezimiz mevcut değil. Sorunumuz temsil iddiasında olduğu millet ve devlet düşmanı kesimlerle…
İDDİA 3 – Geçen seçimde Erdoğan için ideal aday Muharrem İNCE’ydi. Şimdi de Erdoğan için ideal aday Mansur YAVAŞ’tır. Geçen dönemde Abdullah GÜL muhalefet adayı olsa seçimi kazanırdı. Mansur YAVAŞ hakkında Erdoğan’ın kapsamlı bir çalışması var. Seçim dönemi bunları patlatacak.
Genel merkezinin, parti bürokrasisinin kendisini yalnız bırakmasına, sandıkları beklememesine karşın Muharrem İNCE geçen seçimde başarılı bir performans göstermişti. İnce, Meral Akşener’den dört kat fazla oy almıştı. Akşener, Karamollaoğlu ve Perinçek dökülmeseler ikinci tura kalacaktı. Cevheri gibilerin İnce yerine Abdullah GÜL’ün aday gösterilmesinin doğru olacağını söylemesi bugünler için de FETÖ’nün gönlündeki adayı ortaya koymaktadır. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu gibi isimler ancak Abdullah GÜL’ün aday olmayacağı bir denklemde FETÖ için ‘ehven – i şer’dir. Mansur YAVAŞ gibi bir aday ise kendileri için zinhar kabul edilemez…
Mansur YAVAŞ’a karşı oluşan HDP – FETÖ – mezhepçi/tarikatçı – neo liberal Türk düşmanı muhalefet korosu bile ideal adayın Yavaş olduğunu teyit ediyor. Çünkü Türk Milleti’nin ezici çoğunluğu kendi varlığına kast edenlerin aksine ‘Mansur Yavaş’ diyor…
İDDİA 4 – Sarı muhalefete delilli, belgeli had bildiren sosyal medya fenomenleri Erdoğan’a çalışmaktadır. Erdoğan böyle çok takipçili Millet İttifakı karşıtı yayın yapan hesaplara para dağıtmaktadır.
Jahrein, Erlik gibi yüz binlerce takipçisi olan kimi sosyal medya hesapları delilli ve belgeli olarak özellikle CHP’nin propaganda birimlerine sızan HDP’lilerin nasıl fonlandıklarını ortaya koyuyorlar. Yılmaz GÜNEY gibi katil teröristlerin sarı muhalefet tarafından yüceltilmesini, Millet İttifakı bileşenlerinin elde ettikleri belediyeleri suistimallerini kanıtlarıyla eleştiriyorlar. Millet İttifakı bünyesindeki etnikçi ve hırsız yapılara karşı tamamı kanıtlı ve açık istihbarat çalışmalarına dayalı bir bilinç uyandırıyorlar.
Öncelikle bu hesaplarla kimi konularda bizler de ciddi tartışmalar yaşamaktayız. Fakat yapılması gereken Millet İttifakı partilerinin pisliklerini örtmek üzere böyle hesaplara iftiralar atarak saldırmak değildir. Millet İttifakı bileşenleri ellerinden geliyorsa bu hesapların yayınlarını karşı belgelerle çürütmelidirler. İktidar gırtlağına kadar hukuksuzluğa batmış ülkeyi talan etmişken fırsat bulduğunda benzer şeyleri yapabilecek yapılara karşı muhalefeti uyandırmak, muhalefet partilerinin içlerindeki çürük yumurtalardan kurtulmaları için çağrıda bulunmak ise Cevheri gibilerin işine gelmiyor.
Zira sarı muhalefetle ya gizli bir anlaşmaları mevcut veya öyle bir anlaşmayı çok olası görüyorlar.
İDDİA 5 – Zafer Partisi gibi partiler sadece sosyal medyada varlar. Fonlanıyorlar. Halkta, sokakta hiçbir karşılıkları yok. Erdoğan’a çalışıyorlar.
Zafer Partisi’nin hudutlarda, katledilen Anadolu doğasında, bakanlıkların önünde, gereğinde AKP propagandistlerinin görev yaptığı camilerde iktidara had bildiren siyasetini Türk Milleti görüyor! Zafer Partisi günden güne büyüyor. FETÖ’nün çakalları ise aslen bizi sanki korkak, fonlu sistem partileriyle aynı çizgideymişiz gibi lanse ediyorlar. Sinik ve sadece sosyal medyada var olan bir partiymişiz gibi yutturmaya çalışıyorlar!
Posterleriyle, afişleriyle gündem belirleyen, yaklaşık yetmiş ilde teşkilatlı, İran sınırında “hudut namustur” pankartı asan, Suriye sınırına sembolik mayın döşeyen lider kim?
Sayın Özdağ bugün gençlerin arasında 500 metrelik bir yolu fotoğraf çektirmekten yarım saatte yürüyemiyor! Mansur Başkan’ı aday göstererek o derme çatma masayı sallayan, uyuşturucuya ve yolsuzluklara karşı ülke gündemini belirleyen parti hangisi?
Özdağ’ın son kitabı SARAY REJİMİNİN ÇÖKÜŞÜ VE TÜRKİYENİN YÜKSELİŞİ’dir! Bir önceki kitabının adı AKP REJİMİNİN DÖRTLÜ KRİZİ KAÇINILMAZ ÇÖKÜŞ. Statejik Göç Mühendisliği – İç Savaşa Sürüklenmek İstenen Türkiye kitabını yazan da Özdağ’dır. AKP’ye çalışıyor öyle mi?!
SADAT’ıyla, Soylu’yla, Göç İdaresi’yle, Cengiz İnşaat’la ve pek çok saray kurumuyla kim davalık, hangi siyasi parti kavgalı? Biz elbette Erdoğan’a çalışmıyoruz. Aksine Erdoğan’ı yenecek olan Atatürk çizgisinde Türk milliyetçileriyiz. Sahadaki tek milli muhalif gücüz!
Fakat Cevheri gibiler psikopat bir vatan haini şeyhül şeytana çalışıyorlar. Aldanmayın sevgili Millet İttifakı seçmenleri…
İDDİA 6 – HDP Sonucu belirleyecek. HDP olmazsa olmaz.
Sonucu gizli oy kullanma kabinine girecek olan Aziz Türk Milleti belirleyecektir. Orada oy kullanacak vatandaşın yanında ne Tayyip Bey, ne Kemal Bey, ne Meral Hanım olmayacaktır!
Terörist başına heykel talep eden HDP adayı önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 8.4 oy almıştı. Toplumun bir kesimi topyekûn terör iltisaklı siyasetçilerin işaret edeceği adaya oy verecekmiş gibi zehirli bir algı yaratmak millet yararına değildir. Türk siyasetinin sıklet merkezine Türk Milleti’ni oturtacağız. Herkes aklını, vicdanını kuşanıp dilediğine oy versin. Zafer Partisi, Türk Milleti’ni etnikçilere, tarikatlara, hırsız holdinglere, neo – liberal Türk düşmanlarına peşkeş çekmeyecek bir aday çıkartırken hiç kimseden icazet almak durumunda değil!
İDDİA 7 – Millet İttifakı katı laik, sert seküler duruş sergilememeli. İzmir’deki Tarkan konseriyle estirilen hava ve Tunç Soyer açıklamaları yanlış oldu. Belediye Başkanları Cumhuriyet’e sahip çıkmamalı.
Yıllardır dini kullanan, tarikatları oy havzası sayan ve böylelikle FETÖ’yü başımıza bela eden İhvan hayranı Ak Parti’yi yenmek için reçete istilacıları göndermek, laiklik ve Cumhuriyet değerleridir. Tunç SOYER gibi belediye başkanlarının CHP’nin özüne, milli değerlere Atatürk’ten referansla sahip çıkmalarını alkışlarız. Fakat tutarlı olmalılar. Adalarımızı işgal edip milli güvenliğimizi tehdit eden Yunanistan’la ilgili söylemlerini, istilayı olumlayan demeçlerini, etnik siyaseti kışkırtacak yaklaşımlarını ve kimi konulardaki güven vermeyen yönetim anlayışlarını en sert şekilde eleştiririz.
Özetle FETÖ Millet İttifakı’na gözü gibi bakıyor, büyük bir ihtimam gösteriyor. Altılı masaya toz kondurmamakla birlikte laiklik konusunda sert, HDP ile ilişkiler konusunda daha cesur olmalarını diliyor. Oysa Türk Milleti’nden, Atatürk’ten, milli devletten yana siyasete Cevheri tayfasının tahammülü yok. Böylesi Cumhuriyetçi kaygıları olanlara kanıtsız, belgesiz sallamaktan fayda umuyorlar.
Bu namussuzlarla yıllardır mücadele etme deneyimi bulunan Ümit ÖZDAĞ’ın siyasi çevresinde yer alan vatandaşlar olarak Millet İttifakı’nın kazanıp kazanmaması umurumuzda değil. Cumhur İttifakı’nın tam karşısındayız ve Millet İttifakı’nın değil bizzat milletin kendisinin kazanması tek amacımız.
Partilerin özlerini, programlarını inkâr ettiği mevcut iki kutuplu ittifaklar düzeni henüz kurulmadan İYİ Parti içerisinde bu anlayışa karşı çıkan tek siyasetçi Ümit ÖZDAĞ idi. O haklı yalnızlığımızın siyasi bedelini ödedik. Bizce Özdağ’ın haklılığı tescillenmiştir. Saray rejimine karşı üzerine FETÖ’nün, etnikçi sözde siyasi partinin gölgelerinin düşemeyeceği milli bir mevzilenme artık zorunludur!
Seçim zamanı ilkeli, geçici, milli ortak paydacı iş birliklerine evet! İlkesiz, etnikçiliğe ve dinciliğe göz kırpan; belediye rantlarının paylaşımına dayalı ittifaklara hayır! Zira Mansur YAVAŞ isminin Millet İttifakı liderlerine önerilmesi, Özdağ’ın sadece ulusal çıkarlara ve matematik bir hesaba dayanan milli mutabakat teklifidir!