T24 Haber Merkezi
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Suriye’deki gelişmelerle ilgili, “Ankara mutlaka siyasi inisiyatif almalı, Esad, İran ve muhaliflerle beraber bir orta yol bulunmalıdır. Dürzi, İsmaili, Kürt, Türkmen, Nusayri, Ermeni, Arap ve diğer azınlıkları da kapsayan bir hükümet yapısı kurulmalıdır. Esad’ın da içinde bulunacağı bu hükümet tarafından bütün Suriye halkı kucaklanmalı ve Suriye’nin toprak bütünlüğü ve üniter yapısı mutlaka korunmalı” dedi. Erbakan, “Irak gibi Suriye’nin de bölünmesi, arkasından Türkiye ve İran’ın bölünmesini getirir. Türkiye bu oyuna asla fırsat vermemelidir” ifadelerini kullandı.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin aralık ayı Olağan İl Başkanları Toplantısı öncesinde basın toplantısı düzenledi. Suriye’de yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini söyleyen Erbakan, Türkiye’nin Suriye’de ABD ve İsrail oyunlarına fırsat vermemesi gerektiğini belirtti.
Suriye’de olayları İsrail, ABD, PKK ve diğer aktörlerin de yakından takip ederek pozisyon aldığını ifade eden Erbakan, Türkiye’nin rolünün hayati önem taşıdığını söyledi. Erbakan, şöyle konuştu:
“Suriye ve hatta bütün Orta Doğu denklemini derinden etkileyen gelişmeleri yaşıyoruz. Halep ve Hama zincirine Humus da eklenirse, rejimin elinde sadece Şam, Tartus ve Lazkiye kalacak. Ayrıca Şam’ın Akdeniz’le bağlantısı kopacak. Yaşanan bu olayları İsrail, ABD, PKK ve diğer aktörler de yakından takip ediyor ve ona göre pozisyon alıyor.
“Suriye’nin bölünmesi arkasından Türkiye ve İran’ın bölünmesini getirir”
İşte tam bu noktada Türkiye’nin rolü hayati önem taşıyor. Ankara, mutlaka siyasi inisiyatif almalı. Esad, İran ve muhaliflerle beraber bir orta yol bulunmalıdır. Daha fazla kan akmasının ve Suriye’nin bölünmesinin önüne geçilmelidir. Dürzi, İsmaili, Kürt, Türkmen, Nusayri, Ermeni, Arap ve diğer azınlıkları da kapsayan bir hükümet yapısı kurulmalıdır. İsrail ve ABD’nin planlarına karşı bir emniyet supabı olarak Esad’ın da içinde bulunacağı bu hükümet, Suriye’nin tamamını temsil eden bir nitelikle siyasi temsil niteliği kazanmalı ve İsrail, ABD ve PKK başta olmak üzere çeşitli güçlerin Suriye ile ilgili planlarına geçit verilmemeli. Bu hükümet tarafından bütün Suriye halkı kucaklanmalı ve Suriye’nin toprak bütünlüğü ve üniter yapısı mutlaka korunmalı. Irak gibi Suriye’nin de bölünmesi -Allah vermesin- arkasından Türkiye ve İran’ın bölünmesini getirir. Türkiye bu oyuna asla fırsat vermemelidir.” (ANKA)
Suriye’de savaş alevlendi; HTŞ liderliğindeki gruplar ilerliyor İdlib ile Halep birbirine sınır iki kent. Suriye’nin ikinci büyük kenti olması yanı sıra iç savaş öncesinde ülke ekonomisinin kalbi olarak bilinen Halep’te 2016’dan bu yana ilk kez kendisine muhalif silahlı gruplarla Şam yönetimi arasında çatışma yaşandı. Çatışmalar sonunda HTŞ liderliğindeki gruplar Halep’te kontrolü sağladı. Mart 2020’de Rusya ve Türkiye, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde ateşkes ilan etmiş; iki ülke ordularının bölgede ortak devriyeler gerçekleştireceği açıklanmıştı. Şu anda bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait çok sayıda gözlem noktası bulunuyor. Son olarak Hama’da da HTŞ liderliğindeki gruplar tarafından kontrol sağlandı ve gruplar Humus’a doğru yöneldi. 6 Aralık günü, 2011 yılında yönetime karşı ayaklanmanın başladığı yer olması nedeniyle “sembol kent” olarak bilinen Suriye’nin güneybatısındaki Ürdün sınırında bulunan Dera, HTŞ ve yerel isyancı grupların kontrolüne geçti. Türkiye ve Rusya’dan ilk açıklamalar Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova’nın, silahlı grupların saldırısını “Suriye’nin egemenliğinin ihlali” olarak gördüğünü açıkladı. Peskov, “Biz Suriyeli yetkililerin bölgeye bir an önce düzen getirmesinden ve anayasal düzeni yeniden tesis etmesinden yanayız” dedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Halep’te yaşanan çatışmalarla ilgili açıklamasında “İdlib’e yönelik son dönemdeki saldırıların” altını çizdi ve “son günlerde yaşanan çatışmaların bölgedeki gerginliği istenmeyen şekilde artırdığına” dikkat çekti. “Yeni ve daha büyük istikrarsızlıklara yol açılmaması ve sivil halkın zarar görmemesi, Türkiye bakımından büyük önem teşkil etmektedir” diyen Keçeli, “Gelişmeleri, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğüne atfettiğimiz önem ve terörle mücadeleye verdiğimiz öncelik çerçevesinde çok yakından takip ediyoruz” ifadelerini kullandı. Halep’in ardından Hama’ya girildi; gözler Humus’ta Bölgedeki kaynaklara göre, HTŞ gruplarının Humus kent merkezine girmesi an meselesi. Suriye ordusunun direniş göstermemesi halinde HTŞ güçlerinin kent merkezine ulaşabileceği belirtiliyor. HTŞ’nin Humus’a yaklaşması sonrası harekete geçen Suriye hükümetine muhalif yerel silahlı gruplar, ordu güçlerinin kontrol noktalarına saldırılar başlattı. “Astana’nın yarattığı sessizlik ortamı iyi kullanılamadı” vurgusu Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, İranlı Bakan’ın Suriye’deki çatışmaların alevlenmesinden hemen sonra yaptığı Türkiye ziyareti sırasında gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında konuştu. İran Dışişleri Bakanı, “Biz inanıyoruz ki siyonist rejiminin bu gerilimin çıkması hususundaki rolünü göz ardı etmek büyük hata olur” derken Bakan Fidan da “Suriye’deki olayları herhangi bir dış müdahale ile açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır. Bu, Suriye ile ilgili gerçekleri anlamak istemeyenlerin sığındığı bir sığınaktır” ifadelerini kullandı. Fidan ayrıca bölgedeki gerilimin artmasında Astana sürecinin yarattığı sessizliğin doğru değerlendirilememesinin etkili olduğunu şu sözlerle aktardı: “Suriye’deki iç savaşın Astana süreciyle belli bir noktada durdurulması ve tarafların belli bir statüko içerisinde ateşkes halinde olması çok önemli bir başarıydı. Bu başarının hayata geçmesinde özellikle Türkiye, Rusya ve İran’ın çok büyük bir payı var. Diğer taraftan taraflar hem muhalefet hem rejim, bu üç ülkenin ortaya koyduğu çerçeveyi de büyük ölçüde takip ettiler. Fakat geçtiğimiz yıllar içerisinde biz bu sürecin, bu sessizlik sürecinin gerçekten büyük bir siyasi çözüme ulaşmada bir fırsat teşkil etmesini çok istedik” Fidan ayrıca, Türkiye’nin “rejim değişikliği gibi bir derdinin” olmadığını söyledi. ABD, Britanya, Fransa ve Almanya’dan ortak açıklama ABD, Britanya, Fransa ve Almanya; Suriye’deki çatışmalarla ilgili olarak yayımladıkları ortak deklarasyonda şu ifadeler kullanıldı: “Suriye’deki gelişmeleri yakından takip ediyor; daha fazla yerinden edilmenin ve insani yardım erişiminin engellenmesinin önlenmesi için tüm taraflara gerilimi azaltma ve siviller ile altyapının korunması çağrısında bulunuyoruz. Mevcut tırmanış, çatışmaya BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda Suriye’nin öncülüğünde siyasi bir çözüm bulunmasına duyulan acil ihtiyacın altını çizmektedir” Bölgede hangi güçler bulunuyor? Suriye, Rusya ve İran; yeni saldırı dalgasının HTŞ destekli silahlı grupların Halep’in kontrolünü tamamen ele geçirmesine yol açabileceğinden endişe ediyor. İran Devrim Muhafızları’nın önemli komutanlarından Kioumar Pourashemi’nin Halep’teki çatışmaların ilk saatlerinde öldürüldüğü bildirilirken, Rus hava saldırıları özellikle Suriye ordusunun önemli bir akaryakıt üssünün bulunduğu Han Al-Asal’da yoğunlaştı. Şam yönetimi, Rusya tarafından eğitilen ve eskiden “Kaplan Kuvvetleri” olarak bilinen 25. Özel Kuvvetler Tümeni’ni bölgeye konuşlandırdı. Şam tarafından konuşlandırılan birlikler arasında Filistin Kudüs Tugayı ve Rus yapımı modern T-90 tankları ve T-72’nin geliştirilmiş versiyonlarıyla donanmış 4. Suriye Tümeni yer alıyor. Yıllardır İdlib’i kontrol eden ve eski adı El-Nusra Cephesi olan, kendilerini cihatçı olarak tanımlayan HTŞ, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin “terör organizasyonları” listesinde bulunuyor. Türkiye de HTŞ’yi “terör örgütü” olarak kabul ediyor. Türkiye-Suriye normalleşme çabaları Saldırılar, Türkiye ile Suriye arasında normalleşme çabalarının hızlandığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme isteğinin dile getirildiği bir dönemde gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak Suudi Arabistan ve Azerbaycan’a yaptığı ziyaretlerin ardından uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada “Hâlâ Esad ile görüşmeyi umuyorum. Çünkü Suriye ile Türkiye arasındaki terör yapılarını yok etmemiz gerekiyor. Suriye’de adil ve kalıcı bir barışın temeli var. Bunu sağlamak için atılacak adımlar net ve açıktır. Normalleşme için Suriye tarafına elimizi uzattık. Bu normalleşmenin Suriye topraklarında barış ve huzurun kapılarını açacağına inanıyoruz” demişti. |
NAMIK DURUKAN YAZDI Sembol kent Dera, HTŞ’nin kontrolüne geçti, DSG petrol bölgesi Deyrizor’da kontrolü sağladı; SMO, Münbiç’e saldırı başlattı Suriye ordusu tüm savaş cephelerinden Şam’a çekiliyor: HTŞ, Humus’a girmek üzere Münbiç’e büyük saldırı için hazırlık yapılıyor, SMO güçleri Münbiç’e büyük sevkiyat yaptı: Sabah harekat beklentisi HTŞ, Hama’ya 5 kilometre yaklaştı; birçok ilçe, köy ve askerî tesis HTŞ’nin kontrolüne geçti: Hedefteki Humus alınırsa Şam’ın önü açılacak PYD/YPG, Fırat’ın batısını boşaltıyor: Tel Rıfat’tan sonra Menbiç’ten de çekiliyorlar Kuzeybatı Suriye’de şiddetli çatışmalar: Harita değiştiren operasyonda Batı Halep’e yoğun bombardıman HTŞ liderliğindeki gruplar bir kez daha şehrin kapılarına dayandı; Halep’e 5 kilometre yaklaştılar HTŞ liderliğindeki gruplar Halep’in dış mahallelerine girdi, merkeze ilerliyor: Şam-Halep karayolu da kontrollerine girdi Rus savaş uçakları Halep’i vurdu: HTŞ destekli gruplar, YPG’nin kontrolündeki havaalanına saldırı hazırlığı yapıyor İdlib tamamen HTŞ liderliğindeki silahlı grupların kontrolüne girdi, istikamet Hama: Gruplar kente girmeye başladı SMO, Tel Rıfat ve Afrin bölgesinde saldırıya geçti; PYD/DSG cepheleri ateş altına alınıyor Suriye Milli Ordusu, Tel Rıfat’a girdi: ‘Sırada Münbiç var’ iddiası Fırat’ın batısını boşaltıyorlar: ABD destekli PYD/DSG, Deyrizor’da İran milislerine sınırlı harekât başlatacak iddiası Münbiç’e büyük saldırı için hazırlık yapılıyor, SMO güçleri Münbiç’e büyük sevkiyat yaptı SMO ilerlemesi yavaşladı, Suriye’de Şam güçlerinden sınırlı karşı koyma: ABD güçleri Deyrizor’da alan genişletmek için İranlı gruplara yeni operasyon hazırlığında Suriye ordusu iki gün sonra geri çekildi; HTŞ liderliğindeki silahlı gruplar, Hama’ya girdi |