Ey AKP açıkla artık şu gizli belgeleri! Bu yıl Lozan Antlaşması’nın 100. yılı…

featured

Cumhuriyet’in Egesi için yazan konuk yazar Anıl Talat Eryontuk’un AKP’ye hitaben yazdığı yazı okunma rekoru kırıyor. Eryontuk’un yazısı şu şekilde:

“24 Temmuz 2023…

Atatürk önderliğindeki Türk Milleti’nin inanç, cesaret ve fedakârlıkla elde ettiği zaferin, diplomasi ve uluslararası hukuk alanına taşınarak tescil edilen, Cumhuriyetimizin kurucu belgesi Lozan Barış Antlaşması’nın 100. yıldönümü…

Bağımsız, çağdaş ve eşit bir devlet olarak yaşama hakkını kazandığımız bu antlaşma; Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri, milletimizin büyük bir zaferidir. 

Antlaşma ile Türkiye Cumhuriyeti, çağdaş bir devlet anlayışı içinde laik cumhuriyet kurallarıyla yeni bir hukuk düzenine kavuşmuş; Cumhuriyet, diğer devrimlere de temel oluşturan hukuk devleti ilkesi üzerinde yükselmiştir.

Tüm bu olumlu gelişmelere rağmen Lozan Anlaşması, Cumhuriyet tarihinin üzerinde en çok tartışılan konularından biridir hiç kuşkusuz.

Özellikle de AKP iktidarında geçerlilik süresinin yüzyıllık olduğu ve içeriğinde gizli maddeler bulunduğu safsataları ile değersizleştirilmek istendi yıllarca.

Lozan Barış Antlaşması yalanlar, asılsız iddialar ve çarpıtmalar nedeniyle Türkiye’nin en büyük şehir efsanesi haline geldi neredeyse.

Lozan hakkındaki iddiaların daha doğrusu yalanların en yaygını, şüphesiz “Lozan’ın gizli maddeleri” başlığını taşıyor!

Ve bu iftiraları yayan cenah yıllardan beri bu yalanları tekrar ederken, Lozan’ın gizli maddeler içerdiğini, bu gizli maddelerin Türkiye’deki değerli madenlerin ve petrolün çıkarılmasına engel olduğunu dile getiriyor.

Bununla da yetinmeyenlerin ortaya attığı; Boğazlar üzerindeki hakimiyetimizin 2023’te son bulacağı, Ayasofya’nın Patrikhane’ye devredileceği, Sevr Antlaşması’ndaki bazı maddelerin 2023’ten sonra yürürlüğe gireceği gibi ilginç yalanlar da var. 

Bu sapkın düşüncenin peşinde koşanlar, bırakın tarihimizi okumayı, Lozan’a taraf olan Fransa, İtalya, Japonya hatta Yunanistan’ın bu süreçle ilgili tarihlerini araştırsalar iddia edilen tüm argümanların aslında birer safsata olduğunu çok net görecekler.

Bu safsatalar özellikle de sosyal medyada olabildiğince yer buluyor.

Farklı farklı yalanlarla halkın kafası karıştırılıyor, Lozan’ın yüzyıllık bir anlaşma olduğu, anlaşmanın gizli maddelerinin ve protokollerinin olduğu, bu maddelerin 2023 yılında açıklanacağı, Lozan ile kazandığımız birçok hakkın geri verileceği imajı yaratılıyor.

Hadi o zaman 24 Temmuz 2023.

Lozan’ın 100. Yılı. 

Açıklayın artık şu gizli belgeleri de görelim öyle değil mi?

Herkes bilmeli ki Lozan; Osmanlı İmparatorluğunu mali, siyasi ve hukuki yönden sömürüye tabi tutan, bağımsızlığını kısıtlayan birçok engeli ortadan kaldırmıştır. Kesinlikle “son kullanma” tarihi olan bir anlaşma değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin “tapusudur” ve Türkiye Cumhuriyeti var oldukça geçerli olacaktır.

Yukarıda da belirttiğim gibi bu yalanlardan en revaçta olanlardan birisi de Türkiye’nin 2023 yılına kadar değerli yeraltı maden zenginliklerini kullanamayacağına ilişkin bir maddenin varlığıdır.

Bu sebeple Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizde yer alan çok zengin petrol yataklarından istifade edemediğimiz söylenmekte, anlaşma tarihinin bitmesinin beklendiği ve siyasi liderlerin 2023 yılına atıfta bulunmasının bundan kaynaklandığı kamuoyunda yaygın bir biçimde dillendirilmektedir.

Lakin bu iddia külliyen yalandır.

Elimizde bu yalanı çürüten en büyük veri Atatürk döneminde çıkarılan köy arazilerinde yabancı teşebbüse maden arama yetkisini kaldıran kanun üzerinde 2003 yılında yapılan değişikliktir. AKP döneminde yapılan 5177 sayılı bu değişiklikle Cumhuriyet tarihinde ilk defa yabancılara maden çıkartma yetkisi verilmiştir.

Adama sormazlar mı “ Hani petrol kuyuları, madenler 2023 yılında açılacaktı? Hani biz dahil kimse bu kaynakları 2023 yılına kadar kullanamazdı?” diye…

5177 sayılı kanunda yapılan bu değişiklikle köy arazilerinde maden çıkarma yetkisini verdik vermesine, bir de bu yetmezmiş gibi yabancıların çıkaracağı yeraltı madenlerinin gelirinin yüzde 98’ini kendilerine, yüzde 2’lik bölümünün devlete bırakılmasına razı olduk.

O zaman sormuştuk Lozan’ın yüzüncü yılını beklemeye ne hacet diye?

Şimdi tekrarlıyoruz öyleyse:

 “Hadi buyurun vakit geldi o zaman şimdi 100. Yıl! 

Reelde yabancıların Türkiye’de sahip oldukları maden alanının ortalama 150 bin kilometrekare alanı kapsadığını, bu alanın maalesef ki Türkiye yüzölçümünün yüzde 19’una tekabül ettiğini kabul etmeyenler, buna inanmayanlar 2023 yılında Türkiye’nin dünyada yeraltı zenginliği sıralamasında ilk 3’e gireceğini düşünüyor.

İnanılır gibi değil…

Maalesef anlaşılması güç bir devirden geçiyoruz.

Yüzüncü yıl yalanına inananlar, ülkenin yer altı zenginliklerinin kaybedildiğini, çıkan madenin gelirinin yabancı girişimciye gittiğini, hatta bu da yetmezmiş gibi doğrudan yatırım yapan yabancı teşebbüsten ilk 5 yıl vergi alınmadığını söylediğimiz vakit, bizleri gün geçtikçe azalan ve çoğunluk tarafından ciddiye alınmayan, geçtiğimiz yüzyıldan kalma, artık dünyadan silinmek üzere olan bir zihniyet olarak nitelendiriyor, hatta bizzat içerisinde yaşadığımız toplum tarafından tarihe gömüldüğümüzü iddia ediyorlar.

Lakin bizler ne dersek diyelim: “Onların kalpleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler.”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!