Eski Ülkü Ocakları Başkanı Azmi Karamahmutoğlu, Haberinizcomtr’de

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Azmi Karamahmutoğlu, Haberinizcomtr'de

Hande Karacasu: Dünyada milliyetçilik yükselişe geçti. Rusya da dahil olmak üzere Turan illerinde son 5 yılda Turancılık akımıyla kurulan 3 bin 600 derneğe değindiniz.

Kırgızistan, Kazakistan, Azerbaycan, Yakutistan… Bu noktada Türkiye’nin yeri ve adımları ne olmalı?

 

Azmi Karamahmutoğlu: Milliyetçilik düşüncesinin yükselişe geçtiğine dair saptamalar dönem dönem yapılagelmiş olsa da gerçekte tespit edilen; her yönüyle milliyetçiliğin ulusların milli hafızalarında yerini koruduğudur.

Bireysel ya da toplumca varlığını korumak için gerekli olan bu bilinç; ülkelerin yönetildiği rejim modellerinin ve ideolojik sistemlerinin de üstündedir. (Veya hem de içinde).

Düşünün ki komünizm gibi uluslararası (enternasyonal) ve dahi evrensel (üniversal) bir ideolojik rejim bile; uygulandığı yıllarda ülkeden ülkeye farklılık göstermekte ve her ülkenin kendi ulusal çıkarlarına göre uyarlanmaktaydı. (Enver Hoca/Arnavutluk, Mao Zedung/Çin, Lenin/SSCB gibi).

Ha keza “Liberalizm” ve “kapitalizm” de öyle.

Daha da ilginç olanı “teolojik” rejimlere sahip olan ülkeler de (İran, İsrail vb gibi) bundan azade değildir.

Demek ki milliyetçilik düşüncesi “yükselişe geçmiş” değil, yükseklerdeki yerini korumaktaymış.

Olan biten sadece değişik adlarla üzerine giydirilen elbiselerin yıpranmasıyla, yapılan makyajın dökülmesiyle çıplak gerçeğin, milliyetçiliğin açığa çıkması, ışıldamasıdır.

***

Her milliyetçilik, kendi milletinin üyeleriyle birlik ve dayanışma içinde olmak ve yaşam kalitesini yükseltmek ister. Bizim “Türk birliği-Turan” ülkümüz de kısaca budur.

Turan ülkümüzün içinde “şovenizm” yoktur.

Bir başka milletin varlığını hedef alarak, düşmanlaştırarak bir amaca doğru yürüyor değiliz.

Her bireyin ve ulusun insanca yaşam hakkına, kendimizinki kadar saygı duyar ve sahip çıkarız.

***

Büyük Turan Ülküsü için çalışmalarımızı; biricik Türkiye Cumhuriyeti’ni “tehlikeye düşürmeden” yaparız, yapmalıyız!

 

Hande Karacasu: Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu üyesi Prof. Dr. Edibe Sözen bir açıklama yapıyor ve şu ifadeleri kullanıyor; ”İkinci sekülerleşme hızlandırıldı, bizim gibi toplumlara düşen direnmek ve yeniden diriliştir.”.

Ülkücü camianın ve Türk Milliyetçiliğinin önde gelen isimlerinden biri olarak bu açıklamayı nasıl yorumlarsınız?

 

Azmi Karamahmutoğlu: Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumsal sözleşmesi olan Anayasamızın “başlangıç” hükmünde yer alan kuvvetli “laiklik” vurgusuna açıkça meydan okuyan be beyanat “anayasal bir suçtur”. En öce Cumhuriyet Savcılarının konuşması gerekirken, bizim karşı çıkan sözlerimiz onların suskunlukları nezdinde “iki karşıt grubun tartışması gibi duruyor, oysa Cumhuriyet Savcıları tarafsız değildir taraftır, Cumhuriyet’ten ve onun ilkelerinden yana taraftır.

Ancak “dinci siyasetin” (Ülkemizde İslâmcılık) her daim sinsi, gizli bir gündemi (ajandası) olmuştur; güçlü hissettiklerinde bunu dikte eden bir küstahlık sergilerler!

***

Temel kabul gören bir doğru olarak biliriz ki; milliyetçilik ideolojisi, doğası gereği laik ya da seküler hüviyette, karakterde olmalıdır.

Hiçbir ayrım yapmadan milletin bütününü kucaklama iddiasındaki milliyetçilik düşüncesi milletin fertleri arasında inananlar-inanmayanlar, inananlar arasındaysa yalnızca şu dine inananlar, aynı dine inananlar arasında da şu mezhebe inananlar diye bir ayrıma gitmez, gidemez, gitmemelidir.

Çünkü milleti oluşturan bireylerin inanç ve düşünce kimlikleri farklılık arz edebilir; ediyor da.

İşte “laiklik”; inanç kimlikleri üzerinden bir milleti çok parçalı yapılara bölmenin karşısında durmak ve ulusu bir bütün halinde bir arada tutmak için Anayasamıza konmuştur.

Her bir Türk milliyetçisi laiklik ilkesine, milliyetçiliğinin gereği olarak sahip çıkmalıdır.

***

Hande Karacasu: Bir programda, gençlerimizin sadece Atsız’ı ya da sadece Akçura’yı referans alarak milliyetçiliği özümsememeleri gerektiğini söylediniz. Bu açıklamayı yapma sebebinizi de gençlere açmanızı rica ederek sormak isterim, Türk milletini yönetecek ve yönetecekleri seçecek Türk gençlerine tavsiyeleriniz nelerdir?

 

Azmi Karamahmutoğlu: Tarihsel gelişim süreci içerisinde amaca doğru ilerleyen yolda fikir, siyaset ve dava insanlarının döşediği taşlar üzerinden yürüyoruz; bizim zamanımızda bize düşen kendi zamanımızın taşlarını döşemektir. Elbette eldeki miras mimariyi örnek alarak daha iyisini yapmaya çalışacağız ki bizden sonraki kuşak da bizi aşabilsin.

Birbirini tekrar eden zamansal bir döngünün girdabında kalarak yol alamayız.

***

Bilgi çağında gençlerden beklentim; aç bir kurt gibi bilgiye saldırmalarıdır.

Severek yapacağı bir işi meslek edinmeli ve seçtiği alanın uzmanı, en iyisi olmaya çalışmalıdır.

Sorgulayıcı, kuşkucu ve doğru kaynaklardan araştırıcı olmaları onların ve ülkemizin yararına olacaktır.

Hiçbir kavganın ve düşmanlığın kalıcı olmadığını bilerek, gaflete düşmeden herkese ve her şeye “sevgi” beslemeleridir.

 

 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!