15 Temmuz’daki hain darbe girişimi sonrası görülen kritik davalardan biri olan Akıncı Üssü’nde mahkeme heyeti kararını açıkladı. Sivil imamlara 79’ar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Sivil imamlar Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş; “Anayasa’yı ihlal”, “Cumhurbaşkanına suikast”, “77 kişiyi kasten öldürmek” suçundan 79’ar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Devlete ait binaları ve halkı bombalayanlar, bombalama talimatı veren, işaretleme yapan ve yakıt sağlayanlar, komutanları derdest etmeye çalışan ve alıkoyanlar çeşitli müebbet hapis cezaları aldı.
Karar sonrası müebbet hapis cezalarına çarptırılmış bu sanıklar, mahkeme heyetine “Esas gülen son gülen olacak”, “Tekrar hesaplaşacağız”, “Gün gelecek sizinle yer değiştireceğiz”, “Başkan seninle ileride görüşeceğiz” sözleriyle tehditler savurdu.
İşte tam da bu yüzen Türk siyasetinin artık 15 Temmuz darbe girişimi gibi felaketlere yol açmayacak, cemaat ya da etnik haklar diye bağıran yapıların devlet kademelerine yerleşmesinin önüne geçecek bir siyasal yapıya bürünmesi gerekiyor.
Yoksa yargıya, güvenlik kademelerine, eğitime ve sağlığa sirayet eden bu enfeksiyon ülke bütünlüğünde geri dönülmez gedikler açacak.
“CAN HAVLİYLE” alınan acil önlem kararları, uzun vadede plan yapmak üzerine kurulu devlet aklında sakatlıklara ve hafıza kayıplarına sebep olacak.
Siyasi partiler içine kılık değiştirip yöntem değiştirmeyen FETÖ ve iltisaklarının girmemesi yönünde direnç göstermek ve bu yapılara yeniden aynı fırsatı vermemek ve Türkiye Cumhuriyeti kurucu ayarlarında ısrarcı olmak zorundayız.
Müebbet hapis cezasına çarptırılmış bir terör örgütü mensubu, “Esas Gülen son Gülen olacak” diyebiliyorsa hala umudunu diri tutan insanlar var demektir.