Zihni Çakır’a verilen yeni görev: Ümit Özdağ ve Zafer Partisi
Ergenekon kumpasının tetikçisi, FETÖ işbirlikçisi Zihni Çakır şimdi de iftiralarla Zafer Partisi’ne saldırıyor. Sosyal medya platformu Twitter üzerinden iftiralarla Ümit Özdağ ve Zafer Partisi’ni hedef aldı. İftiralarını öyle bir boyuta taşıdı ki Ergenekon kumpası sürecinde attığı iftiraları hatırlattı:
İşte o paylaşımlar:
Dolandırıcılıktan mahkumiyet alan Zihni Çakır Zafer Partisi’ne iftiralarla saldırdı.
Şimdi, Zafer Partisi’ne saldıran Zihni Çakır’ı inceleyelim.
Zihni Çakır FETÖ kumpaslarının medyadaki önemli isimlerinden birisidir. Mehmet Baransu ile eşdeğerdir. Ergenekon kumpasının en önemli sözde tanıklarındandır. Savcıların 4 gizli tanığının “bir numarası”dır.
Ergenekon kumpasında yer alan savcılar ise Zekeriya Öz, Ali Fuat Yılmazer ve Mehmet Ali Pekgüzel’dir. Çakır, FETÖ’nün bilgileri kitap haline getirmiş Kod Adı Darbe ve Ergenekon’un Çöküşü isimli kitapları yazmıştır. Kamuoyu’nu FETÖ’nün hedefleri doğrultusunda yönlendirmiştir.
Dolandırıcılıktan birçok kez hakim karşısına çıkan ve aynı suçtan hüküm giyen Çakır, bir süre Sincan Kapalı Cezaevi’nde tutuklu kaldı.
Ergenekon Çöküşü kitabını yayınladığı sıralarda kumpas davasının henüz bir ismi yoktu. Davaya henüz isim verilemeden önceden eline ulaştırılan belgelere göre kumpas davasındaki yapılanmaya “Ergenekon” diyordu.
Kitabın yayınlandığı zaman ortada kumpas davasına ait iddianame de yoktu fakat Zihni Çakır’ın, “Kod Adı Darbe” kitabında Ergenekon kumpasının başlamasına neden olan Ümraniye’de bir gecekonduda bulunan patlayıcıların fotoğrafları vardı.
Zihni Çakır, kumpas sürecinde FETÖ tarafından sevilen gazeteciler arasındaydı
Zihni Çakır, yakın Türkiye tarihinin bir dönemine damga vuran FETÖ kumpaslarının medya tetikçisi olarak bilinir. Ergenekon kumpas davasında sözde yapının “bir numaralı” ismini tanıdığını ama adını bilmediğini mahkemede söyledi. Malum “bir numara”yı şu şekilde tarif ediyordu:
“1,65 boylarında, açık tenli, yeşil gözlü, 60-65 yaşlarında, sarı saçlı, göçmen tipli, saçları seyrek, sert mizaçlı, bıyıksız, sakalsız, nizami her gün tıraş olan, biz kendisine komutanım diye hitap ediyorduk. Muzaffer Tekin’e benziyordu ancak Muzaffer Tekin’den daha zayıf yapılıydı.”
Ergenekon kumpas davası sırasında ortaya birçok iddia attı
Bunlardan bir tanesi, Çakır’ın iddiası:
“Eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’na Kıbrıs’ta düzenlenen suikast teşebbüsünü Ergenekon’un sol kanadı yaptı.”
Gerçek:
Kıbrıs’ta Toros-2 adlı tatbikatta o zaman Kara Kuvvetleri Komutanı olan Kıvrıkoğlu ve komutanlar tatbikatı izlerken gelen kurşun Kıvrıkoğlu’nun arkasında duran Albay’a isabet eder ve Albay şehit olur. Yapılan incelemelerde suikast ya da herhangi bir kasıt bulunamaz.
Zihni Çakır’ın iddiasını kaleme aldığı yazısı:
Ergenekon kumpasının başlamasına neden olan Taner Ünal ile ilişkisi
Ergenekon kumpasının başladığı nokta: Ümraniye’deki bir gecekonduda ele geçirilen patlayıcılar. Taner Ünal’ın bu paylayıcılarla ilgisi olduğu gerekçesi ile 18 arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı.
Ünal ayrıca, Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi Derneği kurucusudur. 2005 yılında faaliyete geçen dernek, bakanlık müfettişlerinin 1.5 milyon TL’lik yolsuzluk haberi ile bir kez daha gündeme gelmişti.
Zihni Çakır, söz konusu derneğe yakınlığı ile bilinen Türkeli gazetesinde yazı işleri müdürlüğü yapıyordu. Çakır, Ergenekon kumpası davasındaki duruşmalarda Taner Ünal ile bazı şirketler kurduğunu, Taner Ünal’ın da bu şirketlere ortak olduğunu söyledi. Ticari ilişkiler nedeniyle Ünal ile aralarının bozulduğunu belirten Çakır, ortak bir arkadaşları vasıtasıyla bir araya geldiklerini de ekledi.
Zihni Çakır kumpas mahkemesinde Ünal ile ilgili şunları söyledi, “Taner Ünal bana Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için sivil bir yapılanma bulunduğundan bahsetti. Sağ ve sol kesimden isimlerin de bu yapılanma içinde olduğunu söyledi. Bu yapılanma içinde Doğu Perinçek, Muzaffer Tekin, Veli Küçük ve Hikmet Çiçek gibi isimler olduğunu dile getirerek benim de kendilerine katılmamı istedi. Bir bodrum katında toplantılar düzenlediklerini ve toplantılara Küçük, Tekin, Perinçek ile Çiçek’in de katıldığını söyledi. Ben toplantılara gitmedim ama bana toplantı fotoğraflarını gösterdi.”
Zihni Çakır ve Taner Ünal Ortaklığının Belgeleri
Ergenekon’da seks kasetleri ile şantaj iddiası
Çakır: Görev bana 2005 yılında verildi
Ergenekon kumpas davasında gözaltına alınan isimlerden emekli bir askerin evinde ve bürosunda yapılan aramalar sonucunda el konulan CD’lerden pek çok yargı, basın, akademi mensubunun mahrem görüntüleri vardı. CD’lerin şantaj amaçlı kullanıldığı ve birçok önemli ismin görüntüsünün olduğu basında yer almıştı.
Rüşvet yiyen siyasetçiler, yüksek düzeydeki bürokratlar, polisler, hakimler ve savcılar gibi kişileri öğrenecek ve bu kişileri deşifre edecekti. Kendisine bu görevin 2005 yılı yaz aylarında verildiğini söylüyordu. İhtiyaç halinde silah temin edeceği yer bile kendisine söylenmişti.
Zihni Çakır mahkemede konu ile ilgili şunları söylüyor:
“Kamuoyunda söz konusu edilen şantaj konusu olarak nitelendirilen CD’lerin Geyşa masaj salonunun bir üst katında Özel Kuvvetler’de grevli ismini bilmediğim ancak görsem tanıyabileceğim, bu soruşturmada şüpheli durumda bulunan Yüzbaşı Nuri Bozkır’ın tanıdığı ve birlikte büro olarak kullandıkları dairede muhafaza ediliyordu.”
İfadenin tamamı:
Zihni Çakır, bu gelişmelerden ve kumpas davasından sonra gündeme fazla gelmedi. Avaztürk isimli bir internet sitesi kurdu. AKP hükümetine yakın haberler ve yayınlar yapmaya başladı. Bu sitenin genel yayın yönetmenliğine halen devam ediyor.
Melih Gökçek’e yakınlığı ve Mansur Yavaş düşmanlığı ile Beyaz TV’de sürekli programlara katıldı. Mansur Yavaş’ı karalama politikalarında başrol oyuncusu olarak yerini aldı. Sosyal medya paylaşımları, kendi internet sitesindeki haberlere bakılınca Mansur Yavaş’ı karalama kampanyasına devam ettiğini görebilirsiniz.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne 20 bin lira tazminat ödedi
Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ASKİ’nin su sayacı ihalesi hakkında yaptıkları yayın dolayısıyla Beyaz TV ile programcılar Zihni Çakır ve Latif Şimşek’in “gerçeklik ilkesine uygun hareket edilmediği ve eleştiri sınırlarının aşıldığı” gerekçesiyle 20 bin TL tazminat ödemesine hükmetti.
“Usulsüzlük yok, ihale yayından 12 gün önce iptal edilmiş”
Mahkemece verilen kararda, ASKİ’nin su sayacı ihalesinin yasalara uygun yapıldığı, ihaleye itiraz olmadığı, Kamu İhale Kurumunca da ihalenin inceleme ve belirlemesinin bulunmadığı, yayından 12 gün önce ihalenin iptal edildiğinin anlaşıldığı vurgulandı.
ve Zihni Çakır Yeniden Görevlendirilir
Ergenekon kumpasından sonra köşesine çekilen Zihni Çakır kimsenin beklemediği ve ummadığı bir zamanda yeniden ortaya çıktı. Emekli Amiraller tarafından yayınlanan ve Montrö Bildirisi olarak geçen açıklamayı ilk olarak kendisinin yayınladığını iddia ederek Halk TV ekranlarına telefonla bağlandı.
Gökmen Karadağ, Ahmet Zeki Üçok, Tuba Torun, Aytunç Erkin, Barış Pehlivan ve Zihni Çakır’ın olduğu programda Çakır şunları söyledi:
“Bazı amiraller geçmişte yaşananlardan dolayı endişe ederek bildiriye imza atmadı. Aynı hassasiyetle bildiriyi kabinede yer alan bir Bakan’a gönderiyorlar.”
Barış Pehlivan: FETÖ kumpaslarında biz sizi çok gördük. Savunucusu olarak gördük. Mehmet Ali Pekgüzel’in tanığı olarak gördük. Bu konuda yalan haberler yalan kitaplar yazdınız. O dönem farklı televizyon kanallarında biz hapisteyken bizleri suçlarken gördük.. O zaman da şu anki generallerin darbeci olduğunu söylüyordunuz. Şimdi onlara yapılanın FETÖ darbesi olduğunu söylüyorsunuz. Şu an onların yaptığı bir açıklamayı yine darbe olarak görüyorsunuz.
Zihni Çakır: O süreçte belli bir süreden sonra kumpasa dönüşen Ergenekon sürecinde bu yapının…
Barış Pehlivan: Belli bir süreden sonra mı diyorsunuz?
Çakır: Bana göre öyle.
Zihni Çakır: Amirallerin bildirisini ilk ben yayınladım
Çakır, sosyal medya platformu Twitter üzerinden yaptığı açıklamada ilk olarak kendisinin yayınladığını söylüyordu.
Bildiri ilk kez 4 Nisan gecesi saat 22.54’te Veryansın TV tarafından yayınlandı.
Zihni Çakır’ı sahaya kim sürdü?
Mehmet Ali Güller Cumhuriyet Gazetesi’ndeki 10 Nisan 2021 tarihli yazısında şu başlığı atıyor: Zihni Çakır’ı sahaya kim sürdü?
Mehmet Ali Güller:
“…bir kişi ortaya çıkıp neden, üstelik doğru olmadığı halde, “Bildiriyi ilk ben yayınladım” der?
Çünkü öyle bir siyasal iklim oluşmuştur ki ilk yayımlayan da her an darbeci ilan edilebilir! Zihni Çakır neden böyle bir risk almış ve topa girmiştir?
İşte asıl çözülmesi gereken konu budur.
“Açık ki Zihni Çakır’ı sahaya sürenler, öncelikle “bildirinin gece yayımlanmış olmasını” bir suçmuş gibi algılatmak ve kamuoyunda tartıştırmak istemişlerdir. Oysa bir duyurunun suç olmaması için belirli saatlerde yapılması gerekmemektedir. İsteyen anayasal hakkı olarak sabah, isteyen öğlen, isteyen akşam, isteyen de gece, fikirlerini söylemek için açıklama yağabilir.”
Yazının tamamına bu linkten ulaşabilirsiniz: https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-guller/zihni-cakiri-sahaya-kim-surdu-1827019
SONUÇ:
Zihni Çakır, Ergenekon kumpası sürecinde kendisine verilen görevi en uygun şekilde yaparak FETÖ’nün medyadaki tetikçilerinden birisi olmuştur. O dönem çeşitli kanallardaki tartışma programlarına katılmış ve kumpas davasını herkesten çok savunmuştur.
Kimsede olmayan ve kendisine ulaştırılan bilgilerle kitaplar yazmış; generallerin, siyasetçilerin, gazetecilerin yargılanmasına neden olmuştur. FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki vatansever komutanların tasviyesinde önemli bir yer almıştır.
Davanın kumpas olduğu anlaşılınca çark etmiş ve köşesine çekilmiştir. Şimdilerde bu davayı FETÖ’nün kumpası olarak savunmaktadır.
Emekli Amirallerin Montrö Bildirisi’ne kadar ortalıkta görünmeyen ve tekrar gündeme gelen Çakır’ın hangi amaçla yeniden sahaya sürüldüğü merak konusudur.
Zihni Çakır’ın bir dönem medyada yer alan haberlere göre cinsel yöneliminden dolayı terör örgütlerinin tetikçisi olduğu ileri sürülmüştü. Zihni Çakır’ın FETÖ gibi terör örgütlerinin elinde kasetlerinin olduğu iddia edilmişti.