Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Saray’daki yürüyüşünün sebebi hakkında Türkiye gazetesi yazarı Yücel Koç, bir yazı yazdı. Koç, Erdoğan’ın yürürken zorlanma sebebinin bel rahatsızlığı olduğunu iddia etti.
Türkiye gazetesi yazarı Yücel Koç, Erdoğan’ın sağlık durumu hakkında bugünkü yazısında dikkat çeken ifadeler kullandı. Koç, Erdoğan’ın belindeki rahatsızlıktan dolayı yürürken zorlandığını ifade etti.
Koç, “Neymiş, eskisi gibi koşmuyormuş, daha yavaş yürüyormuş. Aldığım bilgi, bunun da Cumhurbaşkanı’nın bel rahatsızlığı ile alakalı olduğu. Aynı problemi yaşadığım için, uzun süreli ayakta kalmalarda ne çektiğimi ben bilirim” ifadelerini kullandı.
Koç, yazısında şunları kaydetti:
“Her tarafı mayınlı arazi olan o toprak yolda iki saatlik dönüş yolculuğuyla Füzuli Havalimanı’na vardık. Normal programdan iki saate yakın gecikmeyle uçağımız havalandı, biz daha bir şeyler atıştırmaya bile fırsat bulamadan Cumhurbaşkanı bizim sorularımızı cevaplamak için uçağın toplantı salonunda hazırdı. Toplantı bittiğinde ise uçak Ankara semalarında piste yaklaşmaktaydı…
Ankara’da otele vardığımızda saatler çoktan gece yarısı olmuş, biz sabah 09.00’da bitik vaziyette yataktan kalkmaya çabalarken, Cumhurbaşkanı yine bir programda, canlı yayınla ekranlardaydı.
İki gün sonra da G-20 zirvesi için İtalya’ya gitti biliyorsunuz. Yurt içindeki programlarını saymıyorum bile! Her günü böyle, canını dişine takmış bir liderden bahsediyoruz. Neymiş, eskisi gibi koşmuyormuş, daha yavaş yürüyormuş. Aldığım bilgi, bunun da Cumhurbaşkanı’nın bel rahatsızlığı ile alakalı olduğu. Aynı problemi yaşadığım için, uzun süreli ayakta kalmalarda ne çektiğimi ben bilirim. Haydi bunu da boş verin, diyelim ki yorgunluktan… (Hoş, yakın zamanda basketbol maçı yaparak bunun cevabını vermişti ya, neyse!) Ben 45 yaşındayım, emin olun hava değişimi ve yorgunluktan kaynaklı olarak, Cumhurbaşkanı’nın programlarından döndükten sonra en az iki gün yerimde sallanıyorum, vitaminler aldığım hâlde toparlanmakta zorlanıyorum. Bunca yoğun tempoya rağmen Cumhurbaşkanı’mızı karşımda dimdik görünce kendimden utanıyorum. Diğer gazeteci arkadaşlara soruyorum, onların da durumu benden farklı değil. Terör örgütlerini ve onların ağzına bakanları bırakın da “maşallah” deyin yahu!”