Avukat Ersöz yaklaşık 2 saat süren savunmasında, bu davanın açılmasında rol oynayan hakim, savcı ile TSK mensuplarının FETÖ'cü olduğuna dair bilgi ve belgeleri açıkladı.
“BUNLAR SAVCI BİLGİLİ'NİN ART NİYETİNİ, GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANDIĞINI VE KUMPASINI ORTAYA KOYMAKTADIR”
Avukat Ersöz'den sonra sanıklardan Köksal Karabay savunma yaptı."Söyleyeceklerim bir savunma değil hakkımda ve hakkımızdaki iddialara cevaptır" diyen Karabay, bu davanın FETÖ'cüler tarafından kurgulanan bir kumpas ve intikam davası olduğunu söyledi. İddianame savcısı Mustafa Bilgili'nin FETÖ'cü ihbarcıların gönderdiği CD-DVD'leri 9 ay sonra adli emanete teslim ettiğini vurgulayan Karabay, "Bu 9 ayda bunlara ne yapıldığını, neler eklendiğini bilmek mümkün değil" diye konuştu. Savcı Bilgili'nin bu davayı içinden çıkılmaz hale getirmek için dava ile hiçbir illiyet bağı olmayan yüzlerce belgeyi iddianameye koyduğu halde kendilerinin herhangi bir suç işlemediğini ortaya koyan çok önemli belgeleri özenle iddianameye almadığını anlatan Karabay, bu belgeleri tek tek saydı ve şöyle devam etti:
"Davayla ilgili bunlardan daha açık ve somut delil var mı? Bunlar savcı Bilgili'nin art niyetini, görevini kötüye kullandığını ve kumpasını ortaya koymaktadır."
“MAHKEMENİN BU BASKILARA ALDIRIŞ ETMEYECEĞİNE İNANIYORUM”
Davanın bir an önce açılması ve kendilerinin tutuklanması için pervasızca hukuk ihlalleri yapıldığını belirten Karabay, müştekiler hakkında da şunları söyledi:
"İddianameye 239 sivil, 199 askerin beyanları alınmış, ama bunlar hakkında işlem yapan kurumlardan bilgi alınmamıştır. Oysa bu bilgiler alınsa, katılım kararları daha sağlıklı ve objektif verilirdi. Ancak savcı Bilgili'nin amacı müştekilerin mağduriyeti değil, davayı içinden çıkılmaz hale getirmek ve mahkeme üzerinde sanıklar aleyhine baskı oluşturmaktır. Ancak mahkemenin bu baskılara aldırış etmeyeceğine inanıyorum."
Karabay, bu davanın 15 yıl sonra açılmasıyla ilgili olarak da şu iddialarda bulundu:
"15 sene suç sayılmayan bu konu ne oldu da 15 sene sonra suç sayıldı? Acaba bunda Erbakan'ın rahmetli olduğundan tanıklık yapamayacağının ve tüm belgelerin arşiv kopyalarının imha edilmiş olmasının etkisi var mıdır? Rahmetli Erbakan hayatta olsa, FETÖ'cülere en güzel cevabı verecekti."
Tüm şahitlerin Refah-Yol hükümetine cebir ve şiddet uygulanmadığı yönünde ifade verdiğini, sadece Tansu Çiller, Hasan Celal Güzel ve Hüseyin Kocabıyık'ın aleyhte ifade verdiğini hatırlatan Karabay, şöyle devam etti:
"Bu kişiler olayla ilgili somut bilgi, belge sunmaktan ziyade kendi görüşlerini söyleyerek, aleyhimize dramatik bir hava oluşturmaya çalıştılar. Mesela Hüseyin Kocabıyık askerin 65 yaşındaki anneyi tekmelediğini anlattı. Dağdaki teröriste şefkatle yaklaşan asker 65 yaşındaki bir anneyi tekmelemez. Sayın Çiller buraya gelse, 'Şayet Demirel hükümeti kurma görevini kendisine verse yine müşteki olacak mıydı? Görevi kendisine biz mi vermedik?' diye soracaktım."
