Türkiye çıkarlarını koruma iradesi gösterdiği her durumda başta Yunanistan, Rusya ve ABD ile birlikte İsrail, Ermenistan ve Kıbrıs Rum kesimi aynı anda harekete geçiyor.
ABD/İsrail ve Rusya gibi ülkeler meydana gelen gelişmelerden duydukları memnuniyetsizlikleri güdümlerinde olan odakları harekete geçirerek gösteriyorlar. Böyle durumlarda Türkiye’ye karşı Rusya Esat güçlerini, İsrail BAE ve PKK’yı, ABD ise PKK/PYD unsurlarını harekete geçirmektedirler.
ABD, Körfez savaşı sırasında Saddam’a karşı kullandığı Barzani ve Talabani ikilisine Irak’ın kuzeyinde fiilen bağımsız bir bölgede hâkimiyet kurdurdu. Suriye’nin kuzeyinde bu defa aynı ABD, kontrolü altına aldığı Salih Müslim’li PYD’yi vekâlet savaşına soktu.
Vekâlet savaşı aslında Rusya’nın Osmanlı İmparatorluğuna karşı yüzyıllardır uyguladığı bir stratejidir. Son olarak İtalya 1911’de aniden o zaman Osmanlı toprağı olan Libya’ya saldırıp, on iki adaları da işgal etmesi üzerine Rusya derhal harekete geçerek önce çeteleri ardından da Karadağ/Sırbistan/Bulgaristan ve Yunanistan’ı Osmanlı Devleti’ne karşı harekete geçirmiştir.
Vekâlet savaşları dolaylı savaşlar olup 21. Yüzyılın en etkili savaş türüdür.
Ortadoğu’nun en kullanışlı aktörü!
Geçmişten bugüne Rusya ile Türkiye’yi karşı karşıya getiren en önemli unsur tarih ve coğrafyadır. Her iki ülkenin hinterlandının da birbiriyle kesişmesi birbirlerine dost olmayı engeller türdendir. Osmanlı, Balkanlardaki topraklarını Rusya’nın 1877’de Türkiye’ye savaş açması devamında da silahlandırdığı koordine ettiği Balkan ülkelerinin topyekûn saldırmaları sonrası kayıp etmiştir.
Günümüzde de Suriye’de çoğu zaman vekâletler aracılığıyla Türkiye ile Rusya karşı karşıya gelmektedir. Libya’da da durum aynıdır. Paralı askerlerle, gönderdiği uçaklarla, hava savunma sistemleriyle bu vekâlet savaşında Rusya Türkiye’yle karşı karşıyadır. Rusya adına vekâleten Libya’da savaşan güçler mevzi kaybettiklerinde bunun cevabını Rusya derhal Suriye’de veriyor. Suriye’de Türk askerine yönelik saldırılarla Libya’da Rusya’nın vekâlet savaşçılarının mevzi kaybetmesi arasında yakın bir ilişki var.
Libya’da sıkışan Rusya intikamını Suriye’den almaya çalışıyor. Türkiye’nin Libya’ya odaklanmasını engellemek için Rusya Suriye’de Şam rejimini kullanıyor. Şam rejiminin Türkiye’ye karşı tutumuyla Rusya arasında doğrudan bir ilişki var.
Diğer yandan ABD ile İsrail, Türkiye’nin Filistin ve Kudüs sorunuyla ilgili çıkışları söz konusu olduğunda, Akdeniz’de mavi vatanı savunduğunda ve Libya’da başarılı olduğunda Türkiye’ye karşı güdümündeki BAE’nin parasını ve PKK/PYD’nin de militanlarını harekete geçiriyor.
Türkiye düşmanlığında sınır tanımayan BAE, Abu Dabi, Kıbrıs Rum kesimi, Yunanistan gibi bölgesel rakipler Türkiye’nin Akdeniz’deki jeopolitik mücadelesini Suriye’ye taşımaya çalışıyor. Türkiye düşmanlığını siyaset haline getirmiş olan BAE, Şam rejimine İdlib’deki Türk birliklerine saldırıya geçmesi karşısında maddi destek sözü verdiği biliniyor.
BAE’yi bir yandan ABD/İsrail diğer yandan Rusya kullanıyor. BAE’nin parasını İsrail karşısında Filistin’in diz çöktürülmesinde ABD kullanıyor, Libya’da meşru hükümetin Hafter karşısında yenilmesi için de Rusya kullanıyor.
BAE, son zamanların kullanımı en etkili olan ülkedir.
BAE’nin parasını birileri Türkiye’de FETÖ’yü, Suriye’de rejimi, Kandil’de PKK’yı, Libya’da Hafter’i Türkiye’ye karşı harekete geçirmekte kullanıyor. BAE’nin Şam yönetimiyle müttefik olma çabası, Türkiye’nin Somali, Suriye ve Libya politikalarına karşı atılan bir adımdır. İdlib krizini tetikleyen Rusya’nın politikası da bununla ilgiliydi.
Türkiye İdlib krizi üzerinden Libya politikasından vazgeçirilmeye çalışılıyor. Aynı BAE’nin, Kandil’de PKK’yla da benzer ilişki içinde bulunduğu kanıtlıdır.
Bu küçük ülkenin büyük gücü petrodolarlardan geliyor. ABD/İsrail ve Rusya tarafından kullanılıyor, kendisi de ABD, AB’deki siyasetçileri Türkiye aleyhine kullanıyor.
Ortadoğu’da hiç kimse söylemek istediğini kendi sesiyle söylemiyor. Kullanım tarihi hiç geçmeyen faillere ve fiillerine dikkat!