Tuğrul Türkeş
Dünya Türklüğünün Başbuğu Alparslan Türkeş’in oğlu!
Taşıyamadı kutlu emaneti…
*
Saray entrikalarının bölücü ihanetle yarıştığı bir dönemde sahnelenen ahlaksızlığın dişlilerinde kaybolup gitti.
Varlığının, insanlığa dönük tek yönüydü, o kutlu emanet Türkeş soy ismi… Terk etti, bir hiç olarak kalacağını bile, bile…
Çıktı kantara ar etmeden, kilo hesabı “değeriyle” kaldı baş başa!..
*
Gitti diye söylenmiyor bunlar.
Ülkücü feraset üzeredir, bilir; kim kaç okka!
Ülkücü yaşar aynı zamanda, Başbuğa duyulan sadakat ve vefa işlemiştir iliklerimize kadar en baştan en sona…
*
Başbuğ ebediyete uğurlanmıştı.
Çok geçmedi miras kavgasına tutuştular utanmadan. Ardından “babamın partisi” dedi, liderliğe soyundu. Hançer gibi saplanmıştı yüreğime, adaylığında konuştukları…
“1980 den önce çok zor günler geçirdim” diyerek başladı. “Okuyordum o dönemler tehlikeliydi. Çok şükür kolum bacağım kırılmadan atlattım o günleri!…”
Şehitlerin kemikleri sızlıyordu.
Gözümün önüne, “o günlerde şehit olmak bana nasip olmadı” diye gözyaşı döken Kürşat abim geldi, ağlamıştım uzun süre…
Kongre günü geldi. Ülkücü feraset iradesini gösterince Üç hilalli kürsü yıkıldı haince, tarihin tanıklığından korkmadan.
Gitti!
Parti kurdu aklınca…
Gezeledi orda burada sahipsiz.
*
Devlet bey dayanamadı. Emanet gördü o muhteşem vefa duygusuyla. Aslında biliyordu üzerinde taşıdığı Türkeş soy isminin onda emanet durduğunu!
Gene de aldı yanına. Ülkücü Hareketin kalbine çağırdı yeniden.
*
Ülkücü Hareket sineye çekti, zaman, zaman önüne gelen çöküşlerini bu kişiliğin, yara sararcasına örttü kapattı kendi içinde.
*
En son yetim hakkıyla donanmış kaçak sarayın kirli koridorlarında ismi anıldı. Şaşırmadı bilenler… Günü bekleniyordu ifşanın, uzak da görünmüyordu.
*
Gerek kalmadı beklemeye. Kendi kendini gösteriverdi tüm ülkeye, önüne gelen ilk mezatta…
Terk etti üzerindeki emaneti… Kendisini dahi emanet kılan, sayesinde var olduğu Türkeş soy isminin o kutlu uhreviyatını…
Türkiye Cumhuriyeti’nin Devleti ve Milletiyle en ağır dönemini yaşadığı, ihanet ve kahpeliğin durmaksızın sahne aldığı bir zeminde…
*
Emanet yerli yerinde..
Başbuğ Alparslan Türkeş’in Dünya Türklüğünün istikbali için kurup yücelttiği, Ülkücü Hareketin kalbi Milliyetçi Hareket; bu gün çok daha güçlenmiş, kenetlenmiş temizlenmiş olarak o kutlu emanetin sahibi!..
Bugün olan sadece; Emanetin kirinden arınması!..
*
Yel kayadan ne alır!..
Derken haykırırcasına, zihnimde Başbuğumun sözleri çakmak, çakmak!
“Davadan dönen” diye başlamakta!..